Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4635 E. 2024/1327 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında davalı kadının davaya cevap dilekçesinin süresinde olup olmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, nafaka ve tazminatların miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dosya kapsamına ve uygulanması gereken hukuk kurallarına göre davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesine sebep olan herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/488 E., 2023/181 K.

DAVA TARİHİ : 11.04.2016

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Torbalı 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/835 E., 2020/428 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının, eş olarak üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkiline ve ailesine karşı saygısız tutumlar sergilediğini, davalının ailesinin sürekli ortak konuta geldiklerini, erkek kardeşlerinin müvekkilini tehdit ettiklerini, müvekkilinin, davalının erkek kardeşlerini şikayet ettiğini ve haklarında Torbalı Cumhuiyet Başsavcılığı 2016/1321 soruşturma dosyası bulunduğunu, davalının, müvekkilini ortak eve almadığını, maddîmenfaat elde etmeye çalıştığını, davalının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 10.000,00 TL manevîtazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadına dava dilekçesi 21.04.2016 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş, davalı kadın tarafından 05.05.2016 tarihinde davaya süresinde verilen cevap dilekçesinde; davacı eşinin beyanlarını kabul etmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kendisini aldattığını beyanla taleplerinin kabulü halinde boşanmak istediğini, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, çocuk lehine aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kendisi lehine 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, eşinin taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2017 ve 2016/257 Esas, 2017/651 Karar sayılı kararı ile; davalının eşini ortak eve almaması, eşi ile arasındaki sorunları abilerine anlatarak abilerinin evliliğe müdahale etmelerine neden olması ve evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmemesi, davacının ise eşini başka kadınlarla aldattığını beyan etmesinin evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte eylemler olduğu, davacının davasını ispatladığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesine, baba ile yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki tesisine, davacının manevîtazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine, ortak çocuk lehine aylık 150,00 TL tedbir ve aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, davalı lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, davalının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine, davalının yasal süresinde talep edilmeyen maddîve manevîtazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davacı erkek vekili tarafından, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, manevîtazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise, davanın kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, davaya cevap dilekçesinin süresinde olduğu beyanı ile kabul edilmeyen maddîve manevîtazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, kararda, taraflara yüklenen kusur derecesinin ayrı ayrı gösterilmediği, gerekçesiz şekilde denetime elverişsiz hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, kabule göre de, davalının maddîve manevîtazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin doğru görülmediği gerekçesi ile taraf vekillerinin esasa ilişkin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma ve fer'ileri yönünden kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıyı haksız yere eve almaması, evlilik sorunlarını kardeşlerine anlatarak kardeşlerinin evliliğe müdahale etmesine sebebiyet vermesi, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmemesi, davacının ise soruşturma dosyasında ki beyanıyla ikrar ettiği üzere eşini başka kadınla aldatması sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, boşanmaya sebep olaylarda davacının ağır, davalının az kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporu, ortak çocuğun anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyuyor olması, annenin velayeti almasına engel teşkil edecek herhangi bir somut veriye rastlanılmaması hususları dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine, çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakasına, davacının ağır kusurlu olması nedeniyle manevîtazminat talebinin reddine, davalı çalıştığından yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine, boşanmakla mevcut veya beklenen maddî menfaati zedelenen, davacının başka kadınla aldatma eylemi nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı lehine, tarafların kusur durumları dikkate alınarak uygun miktarda maddîve manevîtazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine, baba ile yatılı şekilde kişisel ilişki tesisine, davacının manevîtazminat talebinin reddine, ortak çocuk lehine aylık 150,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, davalı lehine hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının 01.10.2020 tarihi itibariyle kaldırılmasına, davalının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine, davalı lehine 8.000,00 TL maddî ve 8.000,00TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili, davalının davaya cevap vermediğini ve delil bildirmediğini, müvekkiline kusur yüklenilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarı, davalı lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, davacının reddedilen manevîtazminat talebi yönünden yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule, kanuna ve dosya kapsamına aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili, davalının davaya cevap vermediğini ve delil bildirmediğini, müvekkiline kusur yüklenilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarı, davalı lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddi, manevîtazminat ve miktarları, davacının reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında davalı kadının davaya cevap dilekçesinin süresinde olup olmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası, davalı kadın lehine tedbir nafakası ile maddîve manevîtazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.