Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4664 E. 2024/3259 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, zina sebebiyle boşanmaya karar verilmesinin ardından kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının azlığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı-davacı kadının temyiz itirazları kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1174 E., 2022/2170 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/913 E., 2019/835 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddine, kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadın ve çocukların, müvekkilinin başka bir kadınla ilişkisi olduğunu iddia ederek müvekkiline fiziksel ve sözlü şiddette bulunduklarını, ölümle tehdit ettiklerini, kadının, son derece asabi biri olduğunu, müvekkilinin ölmüş babasına dahi küfürler ettiğini, sosyal ortamlarda da müvekkilinin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde paylaşımlar yaptığını, ailesinden hiç kimse ile görüşmediğini, düğün, cenaze gibi günlerde dahi müvekkilini yalnız bıraktığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-davalının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, erkeğin, sürekli alkol kullandığını, her gün kahvehaneye gittiğini ve kumar oynadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, çocuklarından borç para istediğini, parayı kadınlarla birlikte harcadığını, çocuklarının sorunları ile ilgilenmediğini ve kızı Serap'a şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini, iddia ederek erkeğin davasının reddi ile karşı davalarının kabulü ile; öncelikle tarafların zina hukuki nedenine dayalı olarak aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl arttırılmasına, yasal faizi ile lehlerine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, müşterek konutun müvekkiline tahsis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının davasının öncelikle zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayandığı erkeğin telefonda başka bir kadın ile "aşkım, hayatım" şeklinde konuştuğu, geceleri sık sık alkol aldığı, sosyal medyada çok fazla zaman geçirdiği, eşine ve çocuklarına sinkaflı küfürler ettiği, eşinin boğazını sıktığı ve oğluna tokat attığı, kızından abonelik parası diye aldığı paraları başka amaçlar için kulandığı, kiracısı olan yabancı uyruklu kadınla uygunsuz şekilde kendi evinde oğlu tarafından görüldüğü ve bu kadınla fiili olarak yaşadığı tüm bu nedenlerle zina eyleminin sabit olduğu, davacı- davalı erkeğin kadına izafe ettiği kusurları ispat edemediği gerekçesi ile; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin zinası kabul edilerek boşanma kararı verilmesine karşı kadın yararına hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat miktarlarının az olup nafakalara artış talepleri konusunda ise karar verilmediği belirtilerek bu yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına gelecek yıllarda ÜFE oranında artırıma tâbi tutulmasına ilişkin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf edilmeyerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına, kadının istinaf başvurusunun tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı ve nafakaların gelecek yıllarda arttırımı ve tazminatlara kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek faizi ile kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminat ile 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına nafakaya kararın kesinleşme tarihi esas alınarak gelecek yıllar için TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırıma tabi tutulmasına, davalı -davacı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın miktarlar yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen nafaka ve tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, öncelikle belirlenen nafakanın müvekkilinin ekonomik durumuna uygun olmadığı gibi hükmedilen tazminat tutarlarının da tarafların ekonomik durumlarına uygun düşmediğini beyanla kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davalı -davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

b.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı -davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın yararına hükmedilen tazminatların, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'e iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.