Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4745 E. 2024/1498 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi, velayet, nafaka ve kişisel ilişki düzenlemesi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/325 E., 2023/934 K.

DAVA TARİHİ : 12.04.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/271 E., 2022/856 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı isteminin kabulüne, kadının eşya alacağı istemi ile maddî tazminat isteminin tefrikine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre davalı erkek vekilinin temyize konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının 27.04.2017 tarihinde göz altına alındığını ve tutuklandığını, davalının tutuklanması üzerine davalının anne ve babasının, davalının da isteği üzerine kadının tüm karşı çıkmaların rağmen evi boşaltıp tüm eşyaları bir depoya kaldırıp kadını ve çocukları Bursa iline götürerek kendileri ile yaşamaya zorladıklarını, o dönemde eşinin ailesi tarafından hem sözlü hem psikolojik şiddet gördüğünü, bu duruma dayanamayan kadının Bafra'ya ailesinin yanına gelmek durumunda kaldığını, erkekten ortak hayat sürdürdükleri zaman içerisinde sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü, davalının ceza evinden kadına yazdığı mektuplarda görüleceği üzere kadının hakaretlere, aşağılamalara maruz kaldığını, yine davalının bir telefon görüşmelerinde kadına "Boş ol" dediğini, çalıştığı dönemde kadının maaş kartının erkek tarafından kullanıldığını, dönem dönem kadının bilgisi dışında tasarrufta bulunduğunu, kadının uğradığı maddî zararlardan ötürü 50.000 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ettiğini, düğünde takılan takıların, erkek tarafından düğün borcu ev eşyası borcu gerekçe gösterilerek alındığını ve bu zamana kadar iade edilmediğini, 60 gr.ziynetin düğün borcu için elinden alındığını, 170 gr. Altının paraya çevrilerek Bankasyaya yatırılıp sonrasında araba alındığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz ve düğün esnasında takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı vekili sunduğu 29.09.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; sunulan 01.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda iş bu davada talep edilen müvekkilin ziynet eşyası alacağının dava tarihi olan 14.04.2021 tarihi itibariyle83.726,00 TL olduğunun belirlenmesi karşısında dava değerini bilirkişi raporunda tespit edilen tutarlara ıslah ettiklerini, talep konusu olan ziynet eşyaları alacağı 2.000,00 TL olarak talep edilmiş olup, bu alacağı bilirkişi raporunda hesaplanan toplam 83.726,00 TL'ye yükselterek belirli hale getirdiklerini beyan ederek, altın ve ziynet eşyaları alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin tutuklanması ve ceza evine girmesinden sonra ise kadının, yaklaşık sekiz ay kadar erkeğe maaş ödemesi yapılmaya devam edildiği dönemde erkeğin maaş kartı ile maaşını çekerek tamamen kendi tasarrufunda bulanacak şekilde harcadığını, erkeğin ailesinin davacıya her ay düzenli para göndererek geçimine katkıda bulunduklarını, ziynetlerin davacı tarafından evden ayrılırken yanında götürüldüğünü, bunun dışında tarafların ortak mülkiyetinde olan diğer ziynet miktarının bir kısmının taraflarca birlikte harcandığını, kalan kısmının ise tarafların Tokat Zile de göre yaptığı dönemde evlerine giren hırsız neticesinde çalındığını, davacının, davalının tüm birikimin harcayarak davalıya hiç para göndermediğini ve ekonomik şiddet uyguladığını, kadının, erkeğe ve ailesine karşı saygısızca konuştuğunu, ceza evine ziyarete sadece 4 kez geldiğini ve çocukları ile görüştürmediğini, erkeğin halen daha ceza evinde bulunduğunu herhangi bir geliri bulunmadığını iddia ederek, davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise ortak çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki bilgi ve belgelere, yapılan soruşturma ve toplanan delillere göre;davalı erkeğin gözaltına alınmasından sonra davalı erkeğin istemi üzerine müşterek eşyaların depoya kaldırılması, çocukların ve kadının hayatlarını idame ettirmelerine olanak sağlayıcı eşyaların var olmaması, davalı erkeğin aile bireyleri ile yaşama durumunda bırakılması ve davalı erkeğin davacı kadına yazdığı mektuplarda hakaretvari cümleler kullanması nedeniyle bahsedilen hususlarda davalı erkeğe kusur izafesinde bulunulduğu, davacı kadının ise süreç içerisinde cezaevi ziyaret sıklığını az tutarak,davalının ihtiyaçlarını karşılaması için ekonomik destek sağlamayarak birliğin sarsılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davacı kadının hafif kusurlu, davalı erkeğin ağır kusurlu bulunduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile davalı baba arasında Her ayın 1. ve 3. hafta Cumartesi günü sabah saat 09:00’dan Pazar günü akşam saat 20:00'a kadar, her yıl sömestr tatillerinin ilk haftası Cumartesi günü sabah saat 10.00’dan takip eden Cuma günü akşam saat 17.00’ye kadar, her sene dini bayramların ikinci günleri saat 09.00 ile ertesi günü saat 17:00 arasında her yıl 01 Temmuz sabahı saat 09:00’dan 31 Temmuz akşamı saat 18.00 saatleri arasında, babalar gününde ortak çocukların sabah saat 10:00'dan akşam saat 18:00'a kadar ve tek haneli yıllarda çocuğun doğum gününde sabah saat 10:00 dan akşam saat 18:00'a kadar anne yanından ortak çocukların alınıp süre sonunda bizzat tarafından anneye çocukların teslim edilmesi sureti ile ve masrafların baba tarafından karşılanması suretiyle baba ile ortak çocuklar arasında şahsi münasebet tesisine, bu kararın boşanma kararı kesinleşinceye kadar tedbiren devamına, ortak çocuklar yararına aylık 200,00'er TL tedbir ve aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına erkeğin denetimli serbestlik tarihi olan 08.12.2021 tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî tazminat talebi Aile Hukuku kapsamında kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî tazminat isteminin reddine, kadının ziynet alacağı talebinin kabulü ile açıkça kararda yazılan ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 83.726,00 TL'nin 2.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 81.726,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 29.09.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, eşya alacağı tefrik edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kadının ağır kusurlu olduğunu, davacı tarafın iddialarının ispatlanmadığını, davanın kabulüne ve erkek aleyhine tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tazminat miktarının fazla olduğunu, hükmedilen kişisel ilişkinin hukuka uygun olmadığını, uygun süreli kişisel ilişki düzenlenmesi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen nafakanın da hukuka uygun düşmediğini, kadının öğretmen olup çalışabilecek durumda olduğunu, ziynet alacağı isteminin boşanmanın niteliğinde açıldığını, tefrik edilmediğini, kısmi kesinleşmenin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını, ispalanamadığını beyan ederek , davanın kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen manevî tazminat ve miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat, kadın yararına kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası, ziynet alacağı ve kişisel ilişki yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, davanın kabulü, kabul edilen manevî tazminat ve miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat, kadın yararına kabul edilen tedbir ve yoksulluk nafakası, ziynet alacağı ve kişisel ilişki yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul edilen manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, davanın kabulünün, erkeğin tazminat isteminin reddinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329 uncu maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesi'nce erkeğe yüklenen '' erkeğin kararı ile müşterek eşyaların depoya kaldırılması'' vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurların gerçekleştiğinin ve ancak tarafların belirlenen ve gerçekleşen tüm kusurları birlikte değerlendirildiğinde yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.