"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3623 E., 2023/414 K.
DAVA TARİHİ : 15.12.2021
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erbaa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/406 E., 2022/419 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-birleşen davalı erkek dava ve cevap cevaba dilekçelerinde; eşim ... ile bundan yaklaşık olarak altı ay kadar önce görücü usulü evlendik. Bu evlilikten ortak çocuğumuz bulunmamaktadır. Ancak evlendikten sonra aradan yaklaşık olarak altı ay geçmiş olmasına rağmen birbirimize uyum sağlayamadık. Davalı benimle evlenmeden önce Erzincan'da ikamet ettiği için yaşamış olduğum ve ikamet etmiş olduğumuz Erbaa ilçesine uyum sağlayamadı. Davalı ile görüştük ve bu evlilik birliğinin yürümeyeceğine kanaat getirdik ve boşanma kararı aldık. Ancak resmi evliliğin üzerinden henüz bir yıllık süre geçmediği için anlaşmalı olarak boşanma davası açamıyoruz. Evlilik birliğinin devam etmesi halinde hem benim hem de eşim açısından telafisi mümkün olmayan sıkıntılar doğuracaktır. Davalı boşanmadan sonra yine ailesi ile birlikte Erzincan ili Yoğurlu İlçesinde ikamet edecektir. Artık fiilen bitmiş olan bu evliliğin resmiyette de bitirilmesi, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmamıza karar verilmesini talep ediyorum demiştir.
2.Davacı-birleşen davalı erkek vekili birleşen davada cevap ve birleşen davada ikinci cevap dilekçelerinde; Karşı tarafın evliliği boyunca müvekkilimi evlililikleri süresince mütemadiyen psikolojik ve ekonomik şiddetle evliliğin temelden sarsılmasına, psikolojik sorunları ve annesinin ve babasının Erzincan'da bulunan evine giderek evi terk etmesiyle tam kusurlu olduğunu, davalı kadının cevap dilekçesinde belirtmeye çalıştığı altın para ve çeyizini anne ve babası ile davalı kadın beraberinde götürdüğünü, müvekkilinin evlilik birliğini çevrenin telkiniyle ve ilerde düzelir umuduyla devam ettirmeye ve sabır göstermeye çalışmasına karşın karşı tarafın sürekli olarak ev hanımı olmasına rağmen ev işleri yapmadığını, evlilik birliğinin temelden sarsılması ve evi terk nedeniyle evlilik birliğini devam ettirme ihtimali kalmadığından müvekkil ve davalı eşin boşanmalarına, karşı tarafın yarattığı maddî zararlar bakımından 75.000,00 TL, aile birliği mahvolan davacı-müvekkilin manevî zararlarının az da olsa giderilmesi adına 75.000,00 TL tutarında manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesini, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret beyan ve taleplerinin reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-birleşen davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı erkeğin görücü usulü evlendiğini, evliliklerinin ilk zamanlarında başlayan kişilik, mizaç, uyum farkından doğan anlaşmazlıkların günden güne artarak, günümüze kadar devam ettiğini, evlilik kurulmadan önce tarafların ayrı evde yaşayacakları kararlaştırılmış olsa da davalının annesi ile birlikte yaşamaya bırakıldığı gibi davalının erkek kardeşinin boşanması üzerine onun çocuklarına da bakmak durumunda kaldığını, tarafların erkeğin annesiyle altlı üstlü oturduğu, davalı erkeğin ekonomik şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata ve tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 02.07.2021 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığı, tanık beyanları ve dosya kapsamı ile davacı-birleşen davalı erkeğin davalı-birleşen davacı kadını annesi, daha önce boşanmış olan abisi, kardeşi ve kardeşinin iki küçük çocuğu ile aynı konutta yaşaması konusunda zorladığı ve davalı-birleşen davacı kadınının müşterek konutta bu şekilde ikamet etmek zorunda kaldığı, davacı-birleşen davalı erkeğin davalı-birleşen davacı kadını evde aç bıraktığı, yiyecek temin etmediği, sobayı yakması için yakacak malzemeleri de temin etmediği, davacı-birleşen davalı erkeğin ve ailesinin davalı-birleşen davacı kadınla sürekli tartıştıkları, davacı-birleşen davalı erkeğin ve ailesinin davalı-birleşen davacı kadına küstükleri ve onunla konuşmadıklarının sabit olduğu, davacı-birleşen davalı erkeğin dava ve cevaba cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu vakıalara ilişkin dinlenen tanıkların beyanlarında bizzat bilgi ve görgüye dayalı anlatımda bulunmadıkları, duyumlar üzerine anlatımda bulundukları, böylece davacı-birleşen davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair ileri sürmüş vakıaların gerçekleştiğini ispatlayamadığı, yukarıda bahsedilen ve sabit görülen vakıaların evlilik birliğini temelinden sarsacak vakıalar olduğu, bahsedilen vakıalar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-birleşen davalı erkeğin tam kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı-birleşen davacı kadının ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan bir vakıaya sebep olmadığı anlaşıldığından kusursuz olarak kabul edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın çekilmez hale geldiği gerekçesi ile davacı-birleşen davalı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle açmış olduğu boşanma davasının ve fer'î taleplerinin reddine, davalı-birleşen davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-birleşen davacı kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, 25.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesi, davalı-birleşen davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davacı-birleşen davalı erkekten alınarak davalı-birleşen davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-birleşen davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, maddî, manevî tazminat ve miktarları ile yoksulluk nafakasına yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusur belirlemesinin doğru olduğu bu nedenle asıl davanın reddinin, birleşen davanın kabulünün usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı-birleşen davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı birleşen davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-birleşen davalı erkek temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek hükmün her iki dava ve fer'îleri yönünden bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davada boşanma davasının reddinin ve birleşen davanın kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının, yine miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-birleşen davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.