Logo

2. Hukuk Dairesi2023/480 E. 2023/2940 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi, eve dönüş ihtarının geçerliliği ve kişisel ilişki düzenlemesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davacı-karşı davalı kadının kişisel ilişkiye ilişkin temyiz talebi hariç olmak üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1356 E., 2022/2162 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1826 E., 2020/446 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin karşı boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekilince tazminatların ve nafakaların miktarı ile erkeğin reddedilen davasının gerekçesi yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekilince her iki dava yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekilince tazminatların ve nafakaların miktarı ile kişisel ilişki yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekilince her iki dava yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar ile davalı-karşı davacı baba arasında düzenlenen kişisel ilişkiye dair karara karşı davacı-karşı davalı kadın vekilince istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken davacı-karşı davalı kadın vekilinin bu yöne ilişkin temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalı kadın vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin ve davalı-karşı davacı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiklerini ve evliliklerinden iki çocuklarının bulunduğunu, evlilik birliğinin davalı eşin ilgisizliği, temizlik takıntısı, eşine karşı sevgisizliği, sinirli yapısı, kayınvalide ile beraber yaşamak zorunda bırakılması, tehditleri ve fiziksel şiddeti sebebiyle sorunlu geçtiğini, kadının ikinci çocuğuna hamileyken yaşanan benzer olaylar sebebiyle ailesinin yanına gelmek zorunda kaldığını ve doğumu da ailesinin yanında yaptığını, erkeğin kadına karşı tutumunun hiç değişmediğini, yaşananlardan sadece kadını sorumlu tuttuğunu, erkeğin tehdit eylemleri sebebiyle hakkında ceza davası da açıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda artış oranının belirlenmesine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat ve aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda artış oranının belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; aleyhe iddiaların doğru olmadığını, tüm kusurun kadında bulunduğunu, kadının aldığı uzaklaştırma kararları sebebiyle erkeğin çocuklarını dahi göremediğini, fiili ayrılık döneminde barışma amacıyla yapılan görüşme sırasında erkeğin kadın ve ailesinin şiddet ve tehditlerine maruz kaldıklarını, burada erkeğin girdiği bir diyalogdan dolayı aleyhine tehditten dolayı dava da açıldığını, kadının evi haksız olarak terkinden dolayı erkek tarafından kadına iki kez eve dön ihtarı da gönderildiğini ancak kadının eve dönmediğini belirterek asıl davanın reddi ile karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi gereğince boşanmalarına ile ortak çocuklardan Elif Naz'ın velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına gönderilen terk ihtarının kadının açtığı boşanma davasının tarihi dikkate alındığında ayrı yaşamaya hak kazandığı döneme denk geldiği, ... 6. Aile Mahkemesinin ihtar kararının kadına tebliğ edilmediği, aynı yer 1. Aile Mahkemesinini ihtar kararının ise 11.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu haliyle karşı davada 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle erkeğin karşı davasının reddine, asıl dava yönünden ise kadının fiziksel şiddete maruz kalması, eşinin ailesiyle birlikte yaşamak zorunda bırakılıp bağımsız konut temin edilmemesi ve erkeğin ilgisizliği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetlerin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü Cumartesi günleri sabah saat 09.00 dan takip eden Pazar günü akşam saat 17.00 ye kadar, karar tarihini takip eden tarihten itibaren ilk dini bayramdan geçerli ve bir yıl ... bir yıl Kurban Bayramında olmak üzere bayramların birinci günü saat 10.00 dan üçüncü günü akşam saat 17.00’ye kadar, eğitim dönemi yarı yıl tatillerinin ilk haftası cumartesi günü sabah saat 09.00’ dan takip eden cuma günü akşam saat 17.00 ’ye kadar, ayrıca her yıl 1 Temmuz sabah saat 09.00 'dan, 30 Temmuz akşam saat 17.00 'ye kadar, çiftli yıllarda çocuğun doğum günlerinde sabah saat 10.00'dan akşam saat 20.00'ye kadar, çiftli yıllarda 31 Aralık günü saat 12.00'den takip eden 01 Ocak günü saat 12.00'ye kadar, her yıl babalar günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 20.00’ye kadar yanına alarak kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı 200,00 TL tedbir ve 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve 350,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminatlar ve nafakaların azlığı ayrıca yerel mahkemenin kabulünde olduğu üzere erkeğin müvekkile yönelik fiziksel şiddet, ailesiyle birlikte yaşamaya zorlama ve bağımsız konut edinmeme şeklindeki eylemleri nedeniyle müvekkil bu ihtarlara uymak zorunda olmadığı, Mahkemenin karşı dava için red gerekçesinin yetersiz olduğunu belirterek gerekçe, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının sebepsiz yere evi haber vermeden ortak çocuğu da alarak terk ettiğini, kadına eve dönmesi için ihtar gönderdiğini, usulüne uygun eve dön çağrısına rağmen, davalı el ortak eve dönmediğini ve ayrıca boşanma davası açtığını, kusurunun olmadığını, kadının davasının reddi gerektiğini, Mahkemece her ne kadar ikinci ihtar tarihinde kadının dava açtığı belirtilse de erkeğin bu davadan haberi olmadığını belirterek kusur belirlemesi, erkek aleyhine boşanma davası açıldığını henüz öğrenmeden göndermiş olduğu eve dön ihtarlarının geçerli sayılması gerektiği ve bu haliyle 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine dayalı davasının kabulü gerektiği ve ispatlanmayan asıl davanın reddi gerektiğini belirterek her iki dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... 6. Aile mahkemesinin 2018/384 değişik iş sayılı dosyasının incelenmesinde, ihtar talep tarihinin 06.08.2018 olduğu karar tarihinin 04.09.2018 olduğu ve ihtarın karşı yana tebliğ tarihinin de 19.09.2018 olduğu, ... 1. Aile Mahkemesinin 2018/525 değişik iş sayılı dosyasının incelenmesinde ise ihtar talep tarihinin 24.10.2018, Mahkeme karar tarihinin 13.11.2018 ve ihtarın karşı tarafa tebliğ tarihinin 11.12.2018 olduğu, bu haliyle Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi kadının açtığı boşanma davasının dava dilekçesinin davalı yana tebliğ tarihi olan 20.10.2018 tarihinden sonra, erkeğin ... 1. Aile Mahkemesinin 2018/525 değişik iş esasına kayıtlı talebini 24.10.2018 tarihinde yaptığı ve bu ihtarın kadının boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkının doğduğu dönemde istendiği, Mahkemenin bu ihtara ilişkin gerekçesinin yerinde olduğu, ancak ... 6. Aile Mahkemesinin 2018/384 değişik iş sayılı esasına kayıtlı dosyasında gerek ihtar talep tarihi, gerekse ihtarın karşı yana tebliğ tarihi boşanma davasının açılmasından önce olduğu, ancak tarafların fiili ayrılığına sebep olarak erkek eşe verilen kusurlar dikkate alındığında kadının bu ihtara icabet etmemesinde haklı olduğunun kabulü gerektiği ve sonuç olarak karşı davanın red gerekçesi kadının ... 6. Aile Mahkemesinin 2018/384 değişik iş sayılı esasına kayıtlı dosyasından gönderilen eve dön ihtarına uymamakta haklı olduğundan ve diğer ihtar olan ... 1. Aile Mahkemesinin 2018/525 değişik iş sayılı dosyasından gönderilen ihtar için ise kadının ayrı yaşama hakkının olduğu döneme denk gelmesinden rast geldiğinden olarak gerekçenin düzeltilmesine, tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesinde yanlışlık bulunmadığı ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alındığında miktarlarının yetersiz olduğu, anne yanında ki ortak çocuklar için iştirak nafakası verilmesinde yanlışlık bulunmadığı ancak tarafların ekonomik, sosyal durumları, kusur durumu ve paranın zaman içerisinde alım gücünün azalması dikkate alındığında miktarların yetersiz olduğu, yine kadının nafakalar için kendiliğinden artış talebi bulunmasına rağmen Mahkemece bu konuda karar verilmemesi doğru olmadığı gerekçesiyle, kadının istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine kararın kesinleşmesinden başlayarak aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına ve hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları için kararın kesinleşmesini takip eden yıl başlamak üzere, ekonomik şartlar ve Üretici fiyat endeksindeki öngörülemez artış dikkate alınarak Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı tüketici fiyat endeksi oranında kendiliğinden artış uygulanması, kadın için 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek karşı davanın ret gerekçesinin gerekçede açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine ilişkin karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu ve paranın alım gücünün uzun süren dava sürecinde düşmesi karşısında tazminat miktarlarının, tedbir ve iştirak nafakasının yetersiz olduğunu, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik bir itiraz veya bir çekince bulunmadığını ancak çocukların yaşı, her ikisinin de kız çocuğu olması, küçük çocuğun babayı daha önce hiç görmemiş olması ve henüz tuvalet gibi konularda aile içinden hem cinsi birisinden yardıma ihtiyaç duyması nedeniyle belirlenecek bir süre için gece kalmayı içeren kişisel ilişki yerine gün içinde belli saatler için kişisel ilişkiler kurulmasını ortak çocukların psikolojik gelişimi ve üstün yararlarına uygun olacağını belirterek kişisel ilişki, nafakaların miktarı ile tazminatların miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının sebepsiz yere evi haber vermeden ortak çocuğu da alarak terk ettiğini, kadına eve dönmesi için ihtar gönderdiğini, usulüne uygun eve dön çağrısına rağmen, davalı el ortak eve dönmediğini ve ayrıca boşanma davası açtığını, kusurunun olmadığını, kadının davasının reddi gerektiğini, Mahkemece her ne kadar ikinci ihtar tarihinde kadının dava açtığı belirtilse de erkeğin bu davadan haberi olmadığını, kadının çalışmaya başladığını, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının oldukça yüksek olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen davası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, hükmedilen nafakalar ve tazminatların hükmedilme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesine dayalı açtığı karşı boşanma davasının yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 164 üncü, 166 ncı maddesinin birinc fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin ortak çocukları ile davalı-karşı davacı baba arasında düzenlenen kişisel ilişkiye yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.