"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1358 E., 2023/399 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/412 E., 2021/331 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkeğin davasının reddine, davalı-davacı kadının karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliği içerisinde başlayan fikir uyuşmazlığının, farklı görüş ve düşünce ayrılıklarının evlilik birliğini temelinden sarstığını, ortak hayatın çekilmez bir hâl aldığını, karşı tarafla artık birlikte olmak istemediğini, zamanla aralarında sosyal ve kültürel farklılıkların ortaya çıktığını, çocukların büyümesini beklediği için bugüne kadar dava açmadığını, bu nedenlerle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle erkeğin ... isimli bir kadınla imam nikahı yaparak birlikte yaşamak üzere evi terk ettiğini, evin geçimiyle ilgilenmediğini, davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görev ve gereklere uymadığı gibi müvekkiline sistematik olarak psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilini aldattığını, imam nikahı kıyarak zina eylemleri işlediğini, her gün gece çalıştığını söyleyerek eve gelmediğini, eve katkısının azaldığını, 10.09.2017 tarihinde ortak çocuğun evlendiğini, 11.09.2017 tarihinde davacının boşanmak istediğini söylediğini, çocukların bu durumdan şüphelenerek sosyal medyada araştırma yaptıklarını, dilekçe ekinde sundukları fotoğraflardan ... isimli kişiyle evlilik dışı ilişkisinin ortaya çıktığını, imam nikahı yaptığını kızlarına itiraf ettiğini, 21.04.2018 günü tesadüfen ... ile davacının evlilik dışı ilişki yaşadığını gösterir fotoğrafların bulunduğunu, 01.05.2018 günü yapılan konuşmada davacının fotoğrafları kabul ettiğini ve imam nikahı yaptığını söylediğini, bu konuşmanın üzerine evi terk edip gittiğini, müvekkilinin yeğeni ile birlikte tesadüfen kayın validesini ziyarete gittiğinde evde ... olduğunu anladığını, davacının önce yalan söylediğini sonra müvekkilini herkesin içerisinde aşağıladığını, müvekkilinin başka bir kadınla karı-koca ilişkisi yaşadığını 06.06.2018 tarihinde öğrendiğini, davacının, müvekkilini yok saydığını, hakaret ettiğini, hayatın zor koşullarına karşı tek başına bıraktığını, sözel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını belirterek erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 161 inci maddesi uyarınca zina veya 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının tahsiline, nafakanın ÜFE faizi oranında artırılmasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşini aldattığı, geceleri işe gittiğini söyleyip eve gelmediği, evin geçimine katkı sağlamadığı belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 400,00 TL tedbir nafakasına ve kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakasının ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur tespiti, tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tedbir nafakası miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat miktarları, kusur kapsamında yüklenmeyen vakıalar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin Mahkemece belirlenen kusurlu davranışları yanında erkeğin ayrıca eşini kollarından tutup sarsmak şeklinde eylemleriyle de yaşanan geçimsizlikte kusurlu olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düştüğü, tedbir nafakasının az, manevî tazminatın fazla olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına dava tarihinden 1 Şubat 2020 tarihine kadar 400,00 TL tedbir nafakasının, bu tarihten boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar 800,00 TL tedbir nafakasının her ay erkekten tahsil edilerek kadına verilmesine, kadın yararına 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile hükmedilen nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren her yıl TÜİK'in yayınlayacağı ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve erkeğin reddedilen davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.