Logo

2. Hukuk Dairesi2023/483 E. 2023/2938 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya hükmedilmesinin yerindeliği, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek taraf kusurlarının belirlenmesinde, boşanmaya karar verilmesinde, nafaka miktarının belirlenmesinde ve tazminat taleplerinin reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/435 E., 2022/2163 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1243 E., 2020/1048 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönlerden hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiklerini ve evliliklerinden çocuklarının bulunmadığını, evlilik birliği içerisinde, kadının sürekli bağırıp çağırıp kızdığı, erkeğin maaşını annesine ve kızına yedirdiği iddiasıyla kavga çıkardığı, hakaretleri, evde yaşanan en ufak tartışmayı ailesine aktardığı, kadının ailesinin erkeğe karşı tehditleri olduğu, kadının erkeğin ailesinin eve gelmesini istemediği, evlenirken erkeğin yaşlı annesine bakmayı kabul etmesine rağmen sonradan istemediği, bir miktar küçük altının, erkeğin annesi ve önceki evliliğinden olan kızı tarafından çalındığı konusunda iftira attığı, erkeğin önceki evliliğinden olan kızına karşı hakaretlerinin olduğu, birlik görevlerini ihmal ettiği, erkekten habersiz birçok ev eşyası alması ve yaptığı fuzuli harcamalar yüzünden erkeğin icra takipleriyle karşı karşıya kaldığı, evliliğin temelinden sarsıldığını belirterek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına ve müvekkili yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; idiaların doğru olmadığını, kadının, ortak konuta istememesi yüzünden erkeğin yaşlı annesini başka bir apart daireye, boşanan kızını ise kız yurduna yerleştirmek zorunda kaldığını, kadının eve çağırdığı yakınlarının erkeğe karşı tehditlerine sessiz kaldığını ve iddiaların aksine ekim ayında yaşanan olayda kadının erkeğe saldırıp tırnaklarıyla boğazını kanattığını, erkeğin tek eyleminin kurtulmak için kadını ittirmek olduğunu beyan ederek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; aleyhe iddiaların doğru olmadığını, altın olayının evliliğin ilk yılında yaşandığını, evlilik birliği içerisinde erkeğin sürekli sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, 2019 Eylül ayında yine erkeğin fiziksel şiddetine maruz kaldığını ve olayı kadının önceki evliliğinden olan oğlu duyduğunda erkeğin kadının oğluna da hakaretler ettiğini, kadına tehdit içeren birçok mesajlar çektiğini, aynı yılın ekim ayında şiddetin tekrarlandığını, erkeğin odasını ayırıp hiç harçlık bırakmamaya başladığını, kavgalar sırasında bıçak çekip boşanmak istediğini söylediğini, kadını aşağıladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, tarafların erkekten kaynaklı cinsel yaşamlarının da olmadığını belirterek; erkeğin kusurlu olması nedeniyle davasının reddi ile karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının kendisinin rızası hilafına çeşitli yerlerden alışverişler yaptığı ve borçlandığı iddialarının ilgili mağazaların yazı cevapları ve ekli belge suretleri ile bir kısım tanık beyanlarından anlaşıldığı, kadın tarafından mezkur alışverişlerin tarafların ihtiyaçları ve çeyiz alışverişleri için yapıldığı ileri sürülmüş ise de tarafların 05.08.2013 tarihinde evlendiği, ilgili mağazaların müzekkere cevapları incelendiğinde alışverişlerin ve borçlanmaların 2016-2019 yılları arasında yapıldığı, alışverişlerin evlilik tarihinden sonra yapıldığı anlaşıldığından kadının hayatın olağan akışına uygun olmayan savunmalarına itibar edilmediği, kadının erkeğin fiziksel, sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığına dair iddiaları dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile bir kısım muteber tanık beyanları ile sübut bulduğu, taraflar arasında ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/499 Esas sayılı ve ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/240 Esas sayılı dosyalarında, erkeğin isnat edilen eylemlerine ilişkin yargılamanın devam ettiği, somut olayda kadının, erkeğin rızası hilafına borçlandığı, erkeğin ise kadına yönelik şiddet eylemlerinin mevcut olduğu, bu itibarla taraflar arasında eşit kusurun mevcut olduğu, erkeğin kadına karşı fiziksel, sözlü, psikolojik şiddet uyguladığı, kadının ise habersiz alışveriş yaparak borçlanması nedeniyle kusurlu olduğu, tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında, eşit kusurlu oldukları değerlendirilerek her iki davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama sırasında ispatlanmış bulunan kadının erkeğe kötü davrandığı, hakaret ettiği, erkeğin maaşını annesine ve kızına yedirdiğini söyleyerek huzursuzluk çıkardığı, kadının oğlunun ve babasının erkeği tehdit ettiği, erkeğin annesine ve kızına evdeki altınları çaldığı yönünde iftira attığı, herhangi bir işte çalışmıyor olmasına rağmen ev işleri ile ilgilenmediği yönündeki iddialarının ispatlandığı halde kadına kusur olarak yüklenmediğini, kadının tam kusurlu olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve reddedilen tazminat talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel şiddetinin olduğunu, gereksiz yere borçlanmadığını, evin ihtiyaçlarını aldığını, kusurunun olmadığını, erkeğin ekonomik sosyal durumunun yeterince araştırılmadığını belirterek; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/240 Esas sayılı dosyasında kadın aleyhine eşe karşı fiziksel şiddetten verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ceza mahkemesindeki mahkumiyet kararının hukuk mahkemesi hâkimini bağlayacağı ilkesi gereğince bu davada bağlayıcı olacağından kadına fiziksel şiddet kusurunun eklenmesi gerektiği, tanık beyanlarıyla kadının erkeğe ve üvey kızına karşı hakaretleri de ispatlanmış olduğundan bu eylemlerin de kadın aleyhine kusur belirlemesine eklenmesi gerektiği, dosya kapsamına göre, erkek aleyhine verilen kusurların ispatlandığı ayrıca usulünce dayanılan tehdit iddiasının da tanık beyanlarıyla sabit olduğu, (her ne kadar hakaret ve tehdit eylemlerine ilişkin erkek lehine beraat kararı verilmişse de beraat kararı hukuk hakimini bağlamayacağından ve eylemler dosya kapsamına göre ispatlanmış olduğundan) anlaşılmakla, erkek aleyhine kusur belirlemesine eklenmesi gerektiği, sonuç olarak erkeğin kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, kadının ise erkeğe karşı fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, habersizce alışveriş yaptığı ve üvey kızına karşı hakaret ettiği, tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında sonuç olarak yine de eşit derecede kusurlu oldukları, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinde yanlışlık bulunmadığı, ancak tarafların ekonomik durumu dikkate alındığında tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu kısımlar yönünden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına dava tarihinden başlamak ve boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam etmek ve tahsilde tekerrür oluşmamak kaydı ile aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla tarafına yüklenen fiziksel şiddet vakıasının tanık beyanları ile ispatlanamadığını, verilen bir mahkumiyet kararı olmadığını, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, bu kararın hukuk mahkemesi hâkimini bağlamayacağı, tanık Necmiye'nin beyanlarının çelişkili olduğunu, diğer tanık beyanlarının da gerçeği yansıtmadığını, evin ihtiyaçları doğrultusunda alışveriş yaptığını, erkeğin bilgisi dahilinde hatta bilikte alınan ürünler olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, yararına hükmedilen nafakaların miktarları ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.