"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/99 E., 2023/546 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/808 E., 2021/1544 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve kadın eşin ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkilinin yaptığı her şeye bir kulp bulduğunu, sorun çıkardığını, hakaret ettiğini, silsile halinde ve bilinçli bir plan çerçevesinde davranışlarda bulunduğunu, kadının bir arkadaşına "hele vatandaşlığı alayım sonrasına bakarız" şeklinde söylemde bulunduğunu ve müvekkilinin duyduğunu, müvekkilinin sadece vatandaşlık almak için kendisinin kullanıldığını fark edince hayal kırıklığına uğradığını, kadının bunun üzerine panikle çocuğu da izinsiz alarak memleketi Azerbaycan'a gittiğini, sonra ki zamanda Türkiye'ye gelip evdeki tüm eşyaları aldığını,tarafların oturdukları evin alt katındaki iş yerinde birlikte çalıştıklarını, birtakım vergisel avantajlardan faydalanmak adına söz konusu iş yerinin davalı kadın üzerine açıldığını, tüm ticaretin davalı kadın üzerinden yürütüldüğünü, Azerbaycan'dan döndükten sonra iş yerinin vergisel kapanışını verdiğini, bankadaki paranın tamamını çektiğini, müvekkilini vekâletten azlettiğini, dışarıdaki kişilere müvekkili için küçültücü ve suçlayıcı ithamlarda bulunduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına aylık 3.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekilinin karşı dava dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin yabancı olmasından faydalanarak müvekkili adına şirket açıp müvekkilinin haberi olmadan vergi ve Bağkur borcuna ve bilimum borçlara ve icra takiplerine muhatap ettiğini, müvekkiline psikolojik, fizyolojik, duygusal şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, güven sarsıcı davranışlarının olduğunu, çocuğun doğumundan sonra yatakları ayırdığını ve duygusal şiddet uyguladığını, faturalar ödenmediğinden konuta hacizler geldiğini iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi gereğince kabulü aksi halde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakası ile kadın yararına 350.000,00 TL manevî tazminata, dava dilekçesinde tek tek yazılı 24.340,00 TL' nin davalı-davacı kadına ödenmesine, dava dilekçesinde tek tek yazılı maddî tazminatın hesaplanmasına konu alacak kalemleri ve kadının düzenli ve sigortalı bir işi dahi olmaması, ortak çocuğun sağlık güvencesi olmaması, çocuğa bakacak kimsesi olmadığından çalışma hayatının sona erdiği, yabancı olması ve iş bulma imkanının daha zor olması nedeniyle 250.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının dava dilekçesinde suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeni ile açılan boşanma davası için vakıaya dayanmadığı, kusurlu davranışlarının 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadın üzerine kurulan iş yerini mali durumu elvermesine rağmen kasıtlı olarak borçlandırdığı ve borçlarını ödemediği, bu durumun kadın tarafından fark edilmesi üzerine aralarında problemlerin başladığı, erkeğin bilgisi dahilinde kadının ortak ikametgahtan ayrılmak zorunda kaldığı, kadını borçlarla baş başa bıraktığı, borçların ödenmesi için atılan sesli mesaj kayıtlarında kadına bağırdığı ve küfür ettiği, sorunların çözümü için kadının ailesi devreye girse de erkeğin çaba göstermediği evlilik birliliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararına olacağı, ziynet alacağı davasına yönelik ise; ziynetlerin miktarı, kime özgü olduğu, taraflardan hangisine takıldıkları ve değeri konusunda kuyumcu bilirkişiden rapor alınıp, değerlerinin tespit edildiği, ziynetlerin evlilik birliği içerisinde erkek eş tarafından alınarak bozdurulduğu gerekçesi ile; erkeğin davasının ve kadının suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme gereğince açılan davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları bedeli olan 13.768,28 TL’nin kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ederek; reddine karar verilen boşanma davası, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi kabul edilen nafakalar ve tazminatlar ile ziynet eşyaları, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece, kadının maddî tazminat talebinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi kapsamında kabul edilerek kabulüne karar verilmişse de, kadının tazminat taleplerinin açıklaması yaptırılarak, açıklamaya göre taleplerinden boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmayan talepler yönünden nispi harcın peşin kısmının yatırılması için usulüne uygun olarak süre verilmesi ve görev hususu da düşünülerek deliller değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun aleyhine hükmedilen maddî tazminat, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bendi kaldırılarak, maddî tazminat yönünden eksikliklerin tamamlanarak karar verilmesi yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, erkeğin tazminat ve nafaka talepleri yönünden ise; tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları ve boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri dikkate alınarak erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddine , sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatların kabulü ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.