"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/591 E., 2023/712 K.
DAVA TARİHİ : 03.10.2016
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/1347 E., 2022/1000 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği süresince davalı adına edinilen ve tespit edilen mal varlıklarının 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmaz, 12160 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, 376 ada 14 parsel sayılı taşınmaz ile 42 EP 281 plakalı araç olduğunu, davalı adına banka hesapları da bulunduğunu, yine davalının kendileri tarafından tespit edilemeyen taşınmazlar ve araçları da olabileceğini belirterek; davalının mal varlığının tespiti ve mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının boşanma dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmazın arsası 2002 öncesi edinilmiş ise de, binanın 2002 yılından sonra yapıldığını; davalının miras kalan taşınmazın satışından elde edilen paranın ortak çocuklarının düğününde harcandığını, 12160 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise davalının emlakçılıktan elde ettiği gelir ve dünürlerinden aldığı borç para ile aldığını ileri sürmüştür.
3.Davacı kadın vekili 15.12.2022 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 2.200.000,00 TL'ye yükselterek fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmazın arsasının 2001 yılında satın alındığını, bu taşınmaz üzerine mesken yapıldığını, her ne kadar söz konusu meskenin tapusu 2002 yılında alınmış ise de meskenin bulunduğu arsanın 2001 yılında satın alındığını; 32542 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline miras yolu ile kalan taşınmazın satışından elde edilen para ile satın alındığını; 12160 ada 8 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin kooperatife girerek 2002 yılından önce maliki olduğu dava dışı taşınmazın satışından elde edilen para ile alındığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,17687 ada 10 parsel sayılı taşınmazın arsasının 31.10.2000 tarihinde edinildiği, davalının kişisel malı olduğu, arsa üzerindeki binanın bir kısmının yapım tarihinin edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde olduğundan tasfiyeye konu edildiği, 30.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda inşaatın % 45'lik kısmının 01.01.2002 tarihinden önce, kalan % 55'lik kısmının ise 01.01.2002 tarihinden sonra tamamlandığının tespit dildiği, binanın muhtemel karar tarihindeki değeri üzerinden yapılan oranlama sonucunda davacının 187.000,00 TL katılma alacağı olduğu; 376 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 15.06.2012 tarihinde edinildiği, kanuni karine gereğince taşınmazın edinilmiş mal olduğu, işbu taşınmazın muhtemel karar tarihindeki değerinin yarısı olan 1.979.444,36 TL davacının katılma alacağı olduğu; 32542 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 02.09.2016 tarihinde edinildiği, kanuni karine gereğince taşınmazın edinilmiş mal olduğu, davalının işbu taşınmazın alımında murisi adına kayıtlı evin satılması nedeniyle kendisine düşen miras payının kullanıldığı yönündeki iddiasının tarafların ortak çocukları olan tanıkların aksi yöndeki beyanları nedeni ile itibar edilmediği, işbu taşınmazın muhtemel karar tarihindeki değerinin yarısı olan 90.000,00 TL davacının katılma alacağı olduğu; 60 DJ 948 plakalı aracın 29.07.2016 tarihinde edinildiği, kanuni karine gereğince aracın edinilmiş mal olduğu, işbu aracın muhtemel karar tarihindeki değerinin yarısı olan 37.500,00 TL davacının katılma alacağı olduğu; 12160 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 05.07.2013 tarihinde edinilmiş ise de, işbu taşınmazın alımında davalının kişisel malı olan dava dışı Aykent Ayakkabıcılar Sitesi'ndeki taşınmazın satışından elde edilen paranın kullanıldığı iddiasının davacının tanığı ...'in beyanı ve dava dışı taşınmazın devir tarihi olan 24.06.2013 tarihinden çok kısa bir süre sonra tasfiye konusu taşınmazın satın alınmış olması nedeniyle itibar edildiği, davalının kişisel malı olan dava dışı taşınmazın devir tarihi olan 24.06.2013 tarihindeki değerinin tasfiye konusu taşınmazın alım tarihindeki değerinden fazla olduğu; 13692 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 29.01.1986 tarihinde, 42 EP 281 plakalı aracın da 17.11.1995 tarihinde mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, davalının kişisel malları olduğu, tasfiyeye dahil edilmediği; bilirkişi raporu ile tespit edilen değerler uyarınca ve taleple bağlı kalınarak davacı lehine katılma alacağına hükmedildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, davacının 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden 187.000,00 TL, 376 ada 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1.979.444,36 TL 32542 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden 90.000,00 TL, 60 DJ 948 plakalı araç yönünden 37.500,00 TL olmak üzere toplam 2.293.944,36 TL katılma alacağı bulunduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 2.200.000,00 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; 32542 ada 2 parsel sayılı taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, bu konuda yapılan itirazların dikkate alınmadığını; 12160 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalının kişisel malı ile aldığının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, zira işbu taşınmaz alınırken tarafların dünüründen borç alındığını, bu hususun tanık beyanlarıyla doğrulandığını; 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın inşaatına 2002 yılında başlandığını, binanın tamamının edinilmiş mal olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin tamamının 2001 yılı içinde yapılarak bitirildiğini, 376 ada 14 parsel sayılı taşınmazın değerinin çok fahiş belirlendiğini; 32542 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline annesinden kalan para ile alındığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, araç yönünden verilen karara karşı tarafların istinaflarının olmadığı; 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmazın arsanın mal ayrılığı rejimine tabii olduğu, ev hanımı olan davacının bu arsanın alınmasına herhangi bir somut katkısının iddia edilmediği, hal böyle olunca arsanın mal ayrılığı rejimine tabii olması sebebi ile davalının kişisel malı olduğu, arsa üzerindeki binanın inşaatına başlama ve bitiş tarihleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, buna göre, taşınmazın yapı ruhsat tarihinin 27.06.2001 tarihi olduğu, 10.07.2001 tarihinde şantiye abonelik sözleşmesi ve 05.07.2001 tarihinde inşaat aboneliği sözleşmesi yapıldığı, taşınmazın aplikasyon krokisinin de 06.06.2001 tarihinde hazırlandığı, her ne kadar taşınmazın aplike vizesi 11.10.2002 tarihinde, su basman vizesi 15.10.2002 tarihinde verilmiş ise de, bundan bir hafta sonra 18.10.2002 tarihinde yapı kullanma izin belgesi verilmesi nedeni ile aplike vizesi ve su basman vizesinin niteliği itibariyle verildikleri tarihin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dolayısıyla taşınmazın yapı ruhsat tarihi, aboneliklerin tarihi ve şantiye ve inşaat aboneliği olması, yapı kullanma izin belgesinin ise 18.10.2002 tarihinde verilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, binanın inşaatına 2001 tarihinde başlandığı, inşaatın 2002 tarihinde bitirildiği, alınan bilirkişi raporuna göre inşaatın % 55'inin 01.01.2002 tarihinden sonra yapıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, binanın % 55'lik kısmının edinilmiş mal olması sebebi ile davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı; 12160 ada 8 parsel sayılı taşınmazın edinilmesinde davalının dava dışı taşınmazın kullanıldığı, her ne kadar davacı işbu taşınmaz alınırken dünürlerinden bir miktar borç alındığını iddia etmiş ise de, bu konudaki soyut tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, davacının yemin delilinin de olmadığı, hal böyle olunca davalının kişisel malı olan dava dışı devir tarihindeki değerinin tasfiye konusu taşınmazın edinme tarihindeki değeri gözetildiğinde, tasfiye konusu taşınmazın tamamının davalının kişisel malı olan dava dışı taşınmazın satışından elde edilen para ile alındığının kabulünün yerinde olduğu; 376 ada 14 parsel sayılı taşınmazda davalının hissesine düşen kısmın 113.112,39 m2 olduğu, edinilmiş mal olan işbu taşınmazın bilirkişi tarafından belirlenen değerinde isabetsizlik olmadığı gibi davalının hissesine düşen kısmın değeri üzerinden davacı lehine hükmedilen tasfiye alacağının da doğru olduğu; 32542 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalının hissesine düşen kısmın 112.06 m2 olduğu, her ne kadar davalı işbu taşınmazın murisinden kalan taşınmazın satışından gelen miras parası ile alındığını iddia etmiş ise de, davalının annesinden kalan taşınmazın satışından davalıya 31.250,00 TL miras parasının düştüğünün davacının kabulünde olmakla birlikte davacının bu paranın çocukların düğününde harcandığını iddia ettiği, tarafların ortak çocuklarının da 2016 yılı beşinci ve sekizinci ayında evlendikleri, buna göre, davalının murisinin ölüm tarihi ile tasfiye konusu taşınmazın alınması tarihi arasında geçen süre, bu süre içerisinde tarafların ortak iki çocuğunun evlenmiş olması sebebi ile davalıya mirasen düşen paranın çocukların düğününde harcandığının kabulünün hayatın olağan akışına uygun olması sebebi ile taşınmazın tamamının edinilmiş mal olarak kabul edilerek katılma alacağının belirlenmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle; başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; 32542 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik istinaf itirazlarının tartışılmadığını, taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, bu konuda yapılan itirazların dikkate alınmadığını; 12160 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelik istinaf itirazlarının reddinin hatalı olduğunu, delilleri arasında yemin delilinin bulunmadığı tespitinin hatalı olduğunu, delil dilekçesinde yemin delilinin yer aldığını, dava dışı taşınmazın edinilmesinde yönelik araştırma yapılma talebinin reddinin hatalı olduğunu; 17687 ada 10 parsel sayılı taşınmazın arsasının dava konusu olmadığını, üzerindeki binanın inşaatına 2002 yılında başlandığının tanık beyanlarıyla doğrulandığını, binanın tamamının edinilmiş mal olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, değer, kişisel mal savunması ve ispatı, edinilmiş mal oranı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 141 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.