Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4877 E. 2024/3459 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, nafaka miktarları, tazminatlar, ziynet alacağı talebinin tefriki ve nafaka artış oranının başlangıç tarihi konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçeleri incelendiğinde, temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/839 E., 2023/288 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/570 E., 2021/777 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince mahkemenin yetkisizliği ile dosyanın yetkili ve görevli Ankara Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine, ziynet alacağı davasının ise işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bölge Adliye Mahkemelerinin, geçici hukuki korumalar hakkında verdikleri kararlarında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca kesin nitelikte olup temyiz edilemeyen kararlardandır. Davalı erkeğin ihtiyati tedbire yönelik ara karar hakkında verilen karara yönelik temyiz dilekçesinin ise 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkeğin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları ile davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarını içerir temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2003 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının ailesini istemediğini, suç işlediğini, sık sık ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, sürekli olarak yalan söylediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi, 162 nci maddesi, 163 üncü maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası, 3.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaların ÜFE oranında arttırılmasına, faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminat, ortak konutun dava sonuçlanıncaya kadar kadın yararına tahsisine, davalı erkeğin mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan ve ziynet alacağının erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmadığını, işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla yetkili mahkemenin Ankara Aile Mahkemesi olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, aksi kanaatte olunması durumunda ise davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kadının, iftira attığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, aşağıladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, beddua ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini aksi kanaatte olunması durumunda ise erkek yararına faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2020 tarih ve 2019/355 Esas, 2020/160 Karar sayılı kararı ile davalı erkek tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunulduğu, dava tarihi itibariyle ve hali hazırda tarafların yerleşim yerinin Ankara olduğu, işbu davanın Ankara Aile Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın talep halinde Ankara Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 16.10.2020 tarih ve 2020/308 Esas, 2020/407 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanunu'nun kesin olmayan yetki itirazının, bir ilk itiraz olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini düzenlediği, ön sorunun incelenme yönteminin 6100 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesinde gösterildiği, davalı erkeğin yetki itirazının ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlandığı, İlk Derece Mahkemesince yapılması gerekenin; taraflara yetki itirazına ilişkin delillerini sunmaları için süre verip, gösterdikleri takdirde yetki itirazına dair delilleri toplayıp, tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra bir karar vermekten ibaret olduğu, İlk Derece Mahkemesince bu usule uyulmadan, tarafların yetki itirazına ilişkin delilleri sorulup toplanmadan, emredici usul kuralına aykırı şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, hakaret ettiği, kadının ise erkeğe hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, her ne kadar davacı kadın, davalı erkeğin suç işlediği gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmişse de bu iddiasının sübut bulmadığı, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 163 üncü maddeleri yönünden taleplerinin reddine, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocukların üstün yararı, ortak çocuk ...'nın fiilen anne yanında, ortak çocuk ...'nin ise baba yanında kaldığı dikkate alınarak ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin ise babaya verilmesine, ortak çocukla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 550,00 TL tedbir nafakası, 550,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin reddine, kadının, ortak konutun tahsisi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2021 tarih ve beş numaralı ara kararı ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteminin işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının olmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği, hükmedilen nafaka miktarlarının çok az olduğu, nafaka artış oranı ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmediği, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ziynet alacağı istemi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesinin ve velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ortak çocuk ...'nin velâyeti ve ziynet alacağı talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, kendisine yüklenecek kusurlu bir davranışın ise ispatlanamadığı, nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, OYAK hesabı üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakalar, ortak çocuk ...'nın velâyeti ve ihtiyati tedbir kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarının yanında, kadının, erkeği aşağıladığı, erkeğin ise ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkek yararına tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesine nihai kararla davacı kadın yararına 550,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devam ile kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği, 03.02.2022 tarihli tashih şerhi ile davacı kadın yararına hükmedilen 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği, tashih şerhinin hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar için yapılabileceği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince yapılan tashihin usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile günün ekonomik koşulları dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen 550,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, Ayrıca kadının yoksulluk nafakasına ÜFE oranında arttırım yapılmasına ilişkin istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm tesis edilmediği, velâyet düzenlemesinin dosya kapsamına ve ortak çocuğun üstün yararına uygun olduğu, ortak çocuk ...'nın yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının isabetli olduğu, ancak nafakanın ÜFE oranında arttırım talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu, her ne kadar davalı erkek, OYAK hesabına konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik istinaf isteminde bulunmuş ise de söz konusu ihtiyati tedbir kararının kadının açtığı mal rejiminin tasfiyesi davası kapsamında konulduğu ve İlk Derece Mahkemesince mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrik edilmek suretiyle ayrı esasa kaydedildiği, bu davanın konusunu oluşturmayan istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, davacı kadın vekilinin ziynet alacağı talebi yönünden istinaf itirazının incelenmesinde ise boşanma davasında yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemek ve yargılamanın daha sağlıklı yürümesi için ziynet alacağı talebinin işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi gerektiği belirtilerek; tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, yasal faizi ile birlikte kadın yararına 75.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaya her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırım uygulanmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, nafakaya her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırım uygulanmasına, davalı erkeğin OYAK hesabına konulan ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı talebinin işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 27.04.2023 tarihli kararıyla; davacı kadın vekilinin, nafakaların gelecek yıllardaki artış tarihine yönelik tavzih talebinin kabulüne, 10.03.2023 tarihli kararın ikinci bendinin, "...Davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesine, nafakaya her yıl TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında artırım uygulanmasına, Müşterek çocuk ... yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesine, nafakaya her yıl TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında artırım uygulanmasına..." hükümden çıkartılmasına ve yerine "...Davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesine, nafakaya kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek kararın kesinleşmesini takip eden her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırım uygulanmasına, Müşterek çocuk ... yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesine, nafakaya kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi olarak kabul edilerek kararın kesinleşmesini takip eden her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırım uygulanmasına..." şeklinde eklenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi tarafından boşanma hükmünün kesinleşme tarihi ile ilgili bir karar verilmemesinin hatalı olduğu, nafakaya uygulanacak artış hükmünün hangi tarihte yapılacağının kararda belirtilmediği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları, nafaka arttırım tarihi, ortak çocuk ...'nin velâyeti, boşanma kesinleşme tarihi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ortak çocuk ...'nın velâyeti, ihtiyati tedbir kararı, ziynet alacağı talebi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk ... yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, nafakalara uygulanacak artışın başlangıç süresi ile ilgili tereddüt olup olmadığı, boşanma kararının kesinleşme tarihi ile ilgili karar verilmemesinin hatalı olup olmadığı, ziynet alacağı talebinin tefrikine karar verilmesinde hukuki yarar olup olmadığı, eksik inceleme ile karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 167 inci maddesi, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkeğin, ihtiyati tedbir talebine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.