"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/726 E., 2023/449 K.
DAVA TARİHİ : 16.07.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/441 E., 2022/142 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadın vekilinin ziynet alacağı davasının reddine yönelik ve temyize konu edilen toplam miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.735,737 TL’nin altında kalmaktadır. Bu nedenle davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evliliğin gerektirdiği yükümlülüklere aykırı davrandığını, müvekkiline karşı sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, onur kırıcı davranışlar sergilediğini, müvekkiline karşı sık sık darp uyguladığını, evi bir otel gibi uyumadan uyumaya kullandığını, evlilik süresi içerisinde bir eşten beklenen ve üzerine düşen sorumlulukları hiçbir şekilde yerine getirmediği gerekçesi ile tafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı kadına verilmesine ve çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 250,00 TL olmak üzere 500,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi tarihi itibariyle iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini, davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi tarihi itibariyle yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, bu nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında arttırılmasını, kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, şimdilik 1.000,00 TL ziynet bedelinin faiziyle birlikte davacıdan alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddiaların gerçek dışı ve mesnetsiz, soyut beyanlardan ibaret olduğunu, müvekkiline kusur atfetmeye yönelik iddiaların olduğunu, müvekkilinin evlilik birliğinin üzerine yüklediği bütün sorumlulukları yerine getirdiğini, tartışmaların her aile içinde olabilecek küçük tartışmalar olduğunu, davacının bu tartışmaları büyüttüğünü, davacının 3 defa haksız bir biçimde evi terk ettiğini, müvekkilinin her defasında giderek eşini geri getirdiğini, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini, aksi halde davalı erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarının sebep ve saiki açıklanmayan beyanlar olduğu, mücerret fiili ayrılıkta boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği, tanıklar geçimsizliğin kaynağı olarak davalıya atfedilebilecek maddî bir olay göstermedikleri gerekçesi ile davanın ispatlanamadığından reddine, ayrıca kadın yararına 27.09.2021 tarihli ara kararı ile takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuklar yararına 27.09.2021 tarihli ara kararı ile takdir edilen ayrı ayrı aylık 250,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının boşanma dosyası ile birlikte ziynet alacağı davası açtığı; ispat külfetinin kadında olduğu, olağan olan bu çeşit eşyaların kadın üzerinde olması olduğu, başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terkedilmesi olağan durumla bağdaşmayacağı, bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde olduğunun kabulü gerektiği, ispat yükü olağan hayat akışına aykırılığı iddia edende olduu, dinlenen tanık beyanları ile kadının bu iddiasını ispatlayamadığı, dilekçelerin teatisi aşamasında yemin deliline de dayanmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan kadının ziynet talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılması yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, her iki davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ispat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin, ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davacı kadın vekilinin boşanma davasına yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.