"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/482 E., 2023/76 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/570 E., 2021/28 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından boşanma davasının kabulü, velâyetler, aleyhine hükmedilen nafakalar, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından boşanma davasının kabulü, velâyetler, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, davalı kadın lehine hükmedilen nafakaya ilişkin verilen karar davalı kadın vekilince istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı kadın vekilinin kadın lehine hükmedilen nafakalara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadın ile altı yıldır ayrı yaşadıklarını, daha önceden boşanma davası açıldığını ancak sonuç alamadığını, fiilen evliliğin sona erdiğini belirterek aile birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocuklardan ..., ... , ... ve ...`nın velâyetinin kendisine verilmesine, aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kendisine şiddet uyguladığını, üzerine kuma getirdiğini belirterek davanın reddine, çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesini, kendisi ve yanında olan çocuk için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının Küçükçekmece 1. Aile mahkemesinin 2013/1064 Esas sırasında açmış olduğu boşanma davasının, 23.09.2014 tarih 2013/1064 Esas 2014/748 Karar sayılı kararı ile davalı kadına aile birliğinin temelinden sarsılmasında kusur izafesinin mümkün görülmediği aksine sadakat görevini yerine getirmeyen davacının aile birliğinin temelinden sarsılmasında tam ve ağır kusurlu olduğu sonucuna varıldığından reddine karar verildiği, verilen kararın temyiz yasa yoluna başvurulmayarak 22.07.2015 tarihinde kesinleştiği, dinlenen tanık beyanları ile tarafların beyanlarına göre de kesinleşme tarihinden davacının boşanma davası açtığı 21.08.2019 tarihine kadar ortak hayatın yeniden kurulamadığı, dava tarihi itibariyle 3 yıllık sürenin dolmuş olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun`un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocukları ..., ..., ... ve ...'nın davacının yanında, ortak çocuk ...in ise davalının yanında yaşamını sürdürdüğü, dosyaya ibraz edilen rapor kapsamında Metin'in down sendromlu olması sebebiyle özel bakıma ihtiyaç duyduğu, davalı annenin çocuğun velâyetinin tarafına verilmesini istediği, sosyal hizmet uzmanının velâyetin düzenlenmesine ilişkin görüşü de dikkate alınarak velâyetlerinin babalarına verilmesinin çocukların yaşı ve sağlıklı gelişimi açısından daha uygun olduğu gerekçesi ile ..., ..., ... ve ...'nın velâyetinin davacı babaya, davalı anne yanında kalan Metin'in velâyetinin ise davalı anneye verilmesine, kişisel ilişki kurulmasına, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu ve her iki ebeveynin de çocukların giderlerini karşılamakla yükümlü olması gerekçesi ile velâyeti babaya verilen ortak çocuklar ..., ..., ... ve ... için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 150,00'şer TL tedbir nafakası takdirine davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar kesinleştikten sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakası takdirine, karar kesinleştikten sonra ... yararına hükmolunan tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, davalı kadının sadece nafaka talebinin bulunduğu, düzenli ve sürekli gelirinin bulunmadığı gerekçesi ile davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakası takdirine, karar kesinleştikten sonra davalı kadın yararına hükmolunan nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili, boşanma davasının kabulü, velâyetler, aleyhine hükmedilen nafakalar, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın kabulünün doğru olduğu, kadının cevap dilekçesi ile maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmadığından istinaf aşamasında maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmasının yerinde olmadığı, velâyet düzenlemesinin sosyal inceleme raporu ve çocukların görüşleri doğrultusunda yapıldığı, kadının geliri bulunmadığı, sosyal yardımla geçimini sağladığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği tespit edilerek kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu durumun kadın açısından usuli kazanılmış hak olduğu, yoksulluk nafakasına hükmedilen kişi aleyhine iştirak nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı, velâyeti annesine verilen ortak çocuk Metin için takdir edilen nafaka miktarının tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olduğu gerekçeleri ile davalı kadının, kusur tespiti, davanın kabulü, velâyet, Metin için takdir edilen iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine, davalı kadının istinaf aşamasında ileri sürdüğü maddî ve manevî tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının aleyhine hükmedilen tedbir-iştirak nafakalarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının davalı kadın aleyhine hükmedilen iştirak nafakasına ilişkin 5. Bendinin kaldırılmasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacının küçükler Dilanur, Zilan Nur, Adem ve Rabia için tedbir- iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; boşanma davasının kabulü, velâyetler, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin doğru olup olmadığı, kadının süresinde usule uygun şekilde talep edilmeyen maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı ve iştirak nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı kadın vekilinin kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2. Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.