"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1042 E., 2022/1698 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/739 E., 2021/59 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının, sürekli müvekkilini aşağıladığını, sevmediğini ve boşanacağını söylediğini, aralarında karı koca ilişkilerinin olmadığını, müvekkiliyle aynı yatağı paylaşmadığını, koca olarak görmediğini, eviyle ilgilenmediğini, gereksiz harcamalar yaptığını, tüm bu kusurlu davranışlarından dolayı da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, iddiaların gerçek dışı olduğunu, erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eviyle, eşiyle ve ortak çocuklarla ilgilenmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ilgi göstermediğini, maddî ve manevî olarak hiçbir yardımda bulunmadığını, ortak çocukların doğumunda dahi hastaneye gelmediğini, çoğu zaman çalışmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, geçimsizlikte müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, tüm kusurun erkekte olduğunu belirterek; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birlikteliğinin sarsılması hukuki sebebi ile boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, bu nafakanın gelecek her yıl enflasyon oranında artırılması ile yine müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin, yurt dışına gittikten sonra maddî ve manevî olarak ailesine katkısının olmadığı, kadının, çocukların ihtiyaçları için kredi çektiği, annesinin, eşinin vefatından sonra yalnız kalmaması için ve erkek yurt dışındayken onların evinde kaldığı erkeğin, evin ihtiyaçları için kadın tarafından para istendiğinde mesaj kayıtlarından görüldüğü üzere "Ne haliniz varsa görün, gelmiyorum, yüzünüzü görmek istemiyorum" dediği ve erkeğin habersiz bir şekilde boşanma davası açtığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusur isnadının mümkün bulunmadığı, kadından evlilik birliğini sürdürmesinin beklenemeyeceği, boşanma davası açmakta haklı olduğu, evliliğin devamı konusunda gerek taraflar gerek toplum için bir fayda kalmadığı gerekçesi ile erkeğin açtığı asıl boşanma davasının reddi ile kadın tarfından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının, emekli olduğu, aynı zamanda asgari ücretle hemşire olarak çalıştığı, buna göre kadının düzenli ve yeterli gelir getiren bir işte çalıştığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının beklenen ve mevcut maddî menfaatlerinin ortadan kalktığı, ayrıca kişilik haklarının ihlal edildiği anlaşıldığından tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına 27.000,00 TL maddî, 23.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 30.07.2019 - 08.08.2019 tarihleri arasında Türkiye'de bulunduğunu, bu tarihler arasında evine alınmadığı için gündüzleri kömürlükte kaldığını, yine 03.12.2019 - 25.12.2019 tarihleri arasında da Türkiye'de bulunduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı, kadının kusurlu olduğunu, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının iddialarını ispatlayamadığını bu nedenle karşı davanın reddi gerektiğini ve hükmedilen tazminatların miktarının yüksek olduğunu beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesi için istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının atfı kabil kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi, kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispat edilemediğinden, erkek tarafından açılan asıl davanın reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince karşı davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve asıl davanın reddi ile evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna dair belirlemenin isabetli olduğu, boşanma sonucu kadın, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, evlilik birlikteliğinin sona ermesinde ,erkeğin tamamen kusurlu olduğu, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden kadın lehine uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekeceğinden, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına tazminatlara karar verilmesinin ve miktarının isabetli olduğu gerekçesi ile, erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf yoluna başvuru itirazlarını aynen tekrar ederek, müvekkilinin yurt dışından Türkiye' ye geldiğinde, kapının kilidinin değiştirilmiş olması nedeniyle evine girmediğini, garaj denilen yerde kaldığını akşamları da komşu Gülten'in evinde ihtiyaçlarını giderdiğini, bu durumun tanık Gülten'in beyanları ispat edildiğini ancak İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınmadığını, müvekkiline yüklenilen kusurların hiçbirinin ispat edilmediğini karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadın lehine hükmedilen tazminatların çok yüksek olduğunu beyan ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.