"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/293 E., 2023/469 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/66 E., 2021/295 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, kadının zina hukuki sebebine davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının en ufak konudan tartışma çıkardığını, ağır hakaretlerde bulunduğunu, defalarca erkeği evden kovduğunu, erkeğin işi nedeniyle yurt dışında eğitim almasına karşı çıktığını, sürekli erkeğin aldattığı yönünde ithamlarda bulunduğunu, bu hususu arkadaş çevresi ile paylaşarak erkeğin rencide olmasına neden olduğunu, erkeğin ortak bilgisayardan yaptığı yazışmaların gizli saklı bir şey olmadığını, yabancı kadınlarla oda arkadaşlığı yapma niyetinin bulunmadığını, sadece konaklama ile ilgili bilgi almaya çalıştığını, kadının bu durumu çevresine ve ailesine yaydığını, ortak çocukların önünde bu nedenle tartışma yaşandığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının delil yaratmak için erkeği takip ettiğini, bahsedilen 13.05.2020 tarihinde erkeğin arkadaşları ile birlikte iftar yemeğinde olduğunu, evden ayrılmak üzereyken kapının çaldığını, açtığında kadın ve yanındaki kişileri gördüğünü, kadının bağırarak erkeği arkadaşlarının yanında rencide ettiğini, erkeğin polis çağırdığını, kadının boşanmak için maddî çıkar beklediğini, kadının evlilik süresince ortak hiçbir harcamaya katılmadığını, erkeğe fiziken de saldırarak kıyafetlerini yırttığını, her tartışmada erkeği çalıştığı kuruma şikayet etme ile tehdit ettiğini belirterek kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; erkeğin yurt dışı doktora başvurusunu kadını haber vermeden yaptığını, başvurudan aylar sonra 6 aylığına Amerika'ya gideceğini söylediğini, erkeğin davranışlarının 2018 yılı yaz aylarında değişmeye başladığını, iş bahanesiyle eve çok geç saatlerde gelmeye ve evlilik yüzüğünü takmamaya başladığını, kadına uzak ve ilgisiz davranmaya başladığını, 06.02.2019 tarihinde kadının erkeğin kullandığı ve açık bıraktığı bilgisayarda erkeğin dekolte kıyafetli 3-4 kadına mesaj gönderdiğini gördüğünü, yabancı dilinin iyi olmaması nedeniyle aynı apartmandaki arkadaşından çeviri konusunda yardım aldığını, erkeğin bu mesajlarda ev-oda arkadaşı arayan öğrencilere Amerika'da bulunacağı tarihleri yazarak ortak ev tutma ve beraber konaklama teklifleri yaptığını ve cevap alamayınca karşı tarafı ikaz ettiğini öğrendiğini, işi tarafından yurt dışına kadın için de bilet verilmesine rağmen erkeğin kadını götürmek istemediğini, bu olaylar üzerine çıkan tartışma sonrası kadın ve erkeğin terapiste gittiğini, erkeğin terapiste kadının cinsel konuda yetersiz olduğunu söylediğini, 14 Şubatta "senden soğudum, seninle beraber olmak içimden gelmiyor, beni bekleme, yat uyu" şeklinde mesaj yazdığını, bu durumdan sonra erkeğin evden ayrıldığını, 2019 yılı Mart ayında yaşadığı sağlık sorunları ile erkeğin ilgilenmediğini, erkeğin Amerika'ya gideceği tarihi kadından sakladığını, erkek Amerika'da iken kadının tatil kıyafeti ile paylaştığı bir fotoğrafa kızarak dinen boşadığını bildirdiğini, erkeğin Kasım ayında Amerika'dan dönünce anlaşmalı boşanma teklif ettiğini, erkeğin boşanma sebebi olarak kadının kapanmamasını ileri sürdüğünü belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 180.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin 12.02.2019 tarihinde internetten ... isimli kadına "kişiye özel tabelalı aşıklar teraryumu" sipariş ettiğinin ortaya çıktığını, erkeğin bu siparişin ... isimli bir arkadaşı için verildiği savunmasında bulunduğunu, kadının yakınları ve arkadaşları tarafından erkeğin boşanma davasını açtıktan sonra sık sık İstanbul Ataşehir'de bir adrese elinde alışveriş poşetleri ile gittiğinin, hatta gece kalıp sabahları işe İstanbul'dan geldiğinin söylendiğini, son olarak erkeğin bir yakanı tarafından İstanbul'da bir adrese gittiğinin ve aracının da adresin önünde olduğunun bildirildiğini, kadının arkadaşları ile birlikte bu adrese gittiğini, gece saat 01:00 sularında dairenin zilini çaldığını, içerinden bir kadın sesinin "kim o" dediğini, kadının kapının açılmasını beklerken telefonla kayıt yaptığını, erkeğin sesi duyulunca aşağıdaki aracına vurulduğunu söylediklerini, erkeğin iki üç dakika içinde giyinerek yalın ayak kapıyı açtığını, kapıyı açınca kadının üzerine yürüyerek elinden telefonu almaya çalıştığını, engel olmaya çalışanlara "silahım var" dediğini, erkeğin kadına "sen benim hiçbir şeyim değilsin, seni boşadım" dediğini, "geri zekalı, çirkef" diyerek hakaret ettiğini, olay yerine polislerin geldiğini ve ifade verdiklerini belirterek birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesinde belirtilen zina hukuki nedenine, olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinde belirtilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı birleşen davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 300.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadına hakaret ettiği ve güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu; kadının ise evlilik birliğinin mahremine saygılı davranmadığı, eşine karşı güvensizlik ile aksi ispat edilebilecek zina olgusunu çevresine yayarak eşini takip ettirdiği, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadının zina hukuki nedenine dayalı davasının incelenmesinde ise; kadın, erkeğin Ataşehir ilçesinde bir evde gece saatlerinde bulunduğunu, bu evde aynı zamanda bir kadının olduğunu iddia etmiş ise de, erkeğin bu evde bulunma sebebinin, ortak arkadaşlarınca düzenlenen bir iftar yemeği olduğu ve evde kendisinden başka kimselerin de bulunduğu savunmasının üstünde durulduğunda, bu yönde beyanda bulunan tanık ...'ın, aynı gün kendisinin de bu evdeki iftar yemeğine davetli olduğunu belirttiği, kadın ve beraberindekilerin, olay esnasında her ne kadar evde bulunan kadının sesini duymuş olsalar da, kadını ve içeride başka kimselerin olup olmadığını görmemiş oldukları, erkeğin ayağında çorap olmaması dışında kıyafetinin giyinik olduğu, Türk geleneklerinde ev içerisinde ayakkabısız, terliksiz ya da çorapsız şekilde bulunulmasının yaygın bir durum olduğu, bu nedenlerle erkeğin zina eylemini olduğu yönünde kanaat oluşmadığı gerekçesiyle kadının birleşen davadaki zina hukuki sebebine dayalı davanın reddine, asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; son olaya ilişkin açılan ceza davasında kadının suçlu bulunduğunu, erkeğin hakaret suçlamasından beraat ettiği, ceza kararının erkek aleyhine kullanılmasının hatalı olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurlu olduğunu, kadının asıl davaya sunduğu cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, bu nedenle o dilekçedeki hususların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, hem ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmediğini hem de yüksel miktarda nafakaya hükmedildiğini, kadın yararına hükmedilen tazminatların haksız olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; zinaya dayalı davanın reddinin hatalı olduğunu, zinanın ispatlandığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının kusurunun ispatlanamadığını, kabul edilmemekle birlikte kadına yüklenen kusurun asıl dava tarihinden sonra gerçekleştiğini, asıl davanın reddi gerektiğini, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, zinaya dayalı birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin boşanma nedeni olarak ileri sürdüğü vakıaları ispat edemediği, erkeğin tanıklarının beyanlarında geçen olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu şekilde affedilen veya en azından hoşgörü ile karşılandığı anlaşılan olayların boşanma nedeni olarak ileri sürülmesine yasal olanak bulunmadığı, toplanan delillerden evliliğin devamı sırasında kazandığı 6 aylık yurt dışı eğitimi nedeniyle yurt dışında yaşayan kadınlara oda arkadaşlığı teklifinde bulunan, bu durumu tespit eden ve kendisini de yurt dışına götürmesini isteyen eşinin birlikte gitme teklifini reddederek eşini kıskançlıkla suçlayan, eşinden soğuduğunu ve eşini istemediğini söyleyen, başka bir kadına çiçek gönderdiği anlaşılan erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, erkeğin bu şekildeki kusurlu hareketlerine tepkisel davranışlarda bulunduğu anlaşılan kadına kusur isnadının mümkün bulunmadığı, erkeğin davasının reddi gerektiği; kadının zina hukuki nedenine dayalı birleşen davası yönünden yapılan incelemede ise, dosya içinde mevcut kolluk tarafından tutulan 14.05.2020 tarihli tutanak içeriği, tanık beyanları ve 06.08.2020 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar içeriğinden daha önce çiçek gönderdiği .... adlı kadın ile birliktelik yaşadığı anlaşılan erkek aleyhine, zina hukuki nedenine dayalı açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği; dosya kapsamına göre zina yaptığı anlaşılan erkeğin tam kusurlu olduğu; ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakaları ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile yine kadının kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, zina hukuki nedenine dayalı davanın reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, erkeğin asıl davasının reddine, kadının birleşen davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve 1.250,00 TL iştirak nafakalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin tüm istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hangi delile dayanarak erkeğin .... ile birlikte yaşadığı kanaatine varıldığının anlaşılamadığını, hiçbir vakıa belirtmeden değerlendirme yapıldığını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda bu tespite varılamayacağını, erkeğin kadını aldatmadığını, zinanın ispatlanamadığını, asıl davanın reddinin hatalı olduğunu, kadının davranışlarının tepkisel boyutta kalmadığını, ceza dosyasında kadının ceza aldığını, birleşen davanın reddi gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, zinanın ispatlanıp ispatlanmadığı, birleşen davanın kabulü ile kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.