Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5121 E. 2024/4035 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu, davacı kadının ise hafif kusurlu olduğu ve bu kusur oranlarına göre manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1021 E., 2023/445 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/669 E., 2020/138 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ilte temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, birliğin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını belirterek, boşanma kararı verilmesini, kadının tazminat talebinin reddedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ortak evliliklerinden çocuklarının olmadığı, sürekli tartıştıkları, tartışma esnasında birbirlerine hakaretvari cümleler sarf ettikleri, davacının davalının rızası olmaksızın ortak haneyi terk ederek günlerce babaevinde kaldığını, her iki tarafın da evlilik birliğini yıkmak için ellerinden gelen tüm çabayı gösterdiği, yaşanan olaylar sebebi ile tarafların birbirlerine sevgi ve saygılarının kalmadığı, eşit kusurlu oldukları, davacının tazminat talebinin de reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle hükmün kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflara sürekli tartıştıkları, tartışma esnasında birbirlerine hakaretvari cümleler sarf ettikleri, davacı kadına davalının rızası olmaksızın ortak haneyi terk ederek günlerce babaevinde kaldığını, vakıasının kusur olarak yüklendiği erkeğin istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeni ile sürekli tartıştığı, tartışma esnasında kadına hakaretvari cümleler sarf ettiği vakıalarının kesinleştiği, kadının erkeğe yönelik diğer iddialarını ispat edemediği, kadına yüklenen sürekli tartıştığı, tartışma esnasında erkeğe hakaretvari cümleler sarf ettiği vakıasının ise erkek tarafından ispat edilemediği, kadına kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı, kadına yüklenen davalının rızası olmaksızın ortak haneyi terk ederek günlerce babaevinde kaldığını, vakıasının ise sabit olduğu tarafların arasında geçimsizlik olduğu, geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, bunda da erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu anlaşıldığından, davacı kadının kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kadının hafif kusurlu sayılmalarına karar verildiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davacı kadının manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, gerekçenin değiştirilmesine, kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.