"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/529 E., 2023/562 K.
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının erkeğin davasının da reddi gerektiğinden bahisle bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davanı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli kararı ile erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve ferilerine ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından her iki dava yönünden de istinaf talebinde bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda, 22.01.2020 tarihli kararı ile tarafların fiil ehliyetlerinin araştırılması gerektiğinden bahisle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2021 tarihli kararı ile hastaneden gelen raporlar gereği davalı-karşı davacının akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmasına karar verildiğinden erkeğe kusur yüklenemeyeceği belirtilerek kadının tam kusurlu olduğundan bahisle kadının davasının reddine ve erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın her iki dava yönünden de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2022 tarihli kararı ile bir kısım istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemiz 10.11.2022 tarihli ilamı ile davacı-karşı davalı kadına evi sebepsiz yere terk ettiği ve birlikte yaşamaktan kaçındığı kusuru yüklenmesinin ve evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadın tamamen kusurlu kabul edilmesinin, tarafların evlilik birliğinin ilk zamanlarında erkeğin ailesi ile birlikte yaşaması, sonrasında taraflara erkeğin ailesi tarafından ayrı bir ev imkanı sağlansa dahi aile konutu olarak sağlanan evin yetersiz olması, erkeğin evin ihtiyaçları ile ilgilenmemesi ve bu şartlar altında kadının eve dönmek istememesinin kendisine kusur olarak yüklenemeyeceği, ortada terk hukuki sebebine dayalı açılmış bir dava da bulunmadığı değerlendirilerek, davalı-karşı davacı erkeğin davasının da reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmiş ve bozma kapsamı dışında kalan sair taleplerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla davalı-karşı davacı erkeğin açtığı boşanma davasının ispat edilememesi nedeniyle ferileriyle birlikte reddine ve bozma sonrası duruşma açılarak bozma doğrultusunda hüküm oluşturulduğundan, davalı-karşı davacı erkek lehine vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğin davasının reddedilmesine rağmen, kadının boşanma, velâyet, tazminat ve nafaka talepleri konusunda bir hüküm kurulmadığını ayrıca davalı karşı davacının davasının reddedilmesine rağmen davacı-karşı davalı kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de hatalı ve eksik olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının bozma kapsamı dışında bırakılarak onanmak suretiyle kesinleşip kesinleşmediği ve kadın lehine erkeğin davasının reddi nedeniyle vekâlet ücreti verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı, her ne kadar 10.11.2022 tarihli bozma ilamında sonuç kısmında ziynet alacağından bahsedilmekte ise de; kadının ziynet alacağına ilişkin davasının bulunmadığı, davanın karşılıklı boşanma olduğunun bozma kararından da anlaşıldığı, sonuç kısmındaki ibarenin maddî hata sonucu yazıldığının ve kadının boşanma davasının reddine yönelik hükmen bozma kapsamı dışında bırakılarak onandığının ve erkeğin boşanma davasının reddine karar verildiğine göre kadının fer'î talepleri hakkında karar verilmemesinin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Taraflar arasında görülen boşanma davasında yapılan yargılamada Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyulmakla, erkeğin davasının reddine ve bozma sonrası duruşma açılarak bozma doğrultusunda hüküm oluşturulduğundan bahisle kadın lehine vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamı sonrasında açılan duruşmada kadın lehine duruşma vekâlet ücreti takdir edilmemesi yerindedir. Ancak erkeğin boşanma davası yönünden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi uyarınca yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilenden alınmasına karar verilir. Vekâlet ücreti de yargılama giderindendir. Davacı-karşı davalı kadın yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmiştir. Bu nedenle kadın lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre erkeğin davasının reddinden kaynaklanan vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Kadın lehine erkeğin davasının reddi nedeniyle maktu vekâlet ücreti takdiri gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına 4 numaralı bent olarak "4-Davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddi nedeniyle kendisini davada bir vekille temsil ettiren davacı-karşı davalı kadın yararına ...Ü.T. gereğince belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.