"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1691 E., 2023/338 K.
DKARAR : Başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/931 E., 2020/42 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından hayata kast ve pek kötü onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma davası açılmış ise de; erkeğin eylemlerinin zulüm ve işkence boyutunda olmadığı ve ağır derecede onun kırıcı davranış bulunmadığı anlaşıldığından 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi gereğince açmış olduğu davanın reddine karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda; tarafların anlaşamadıkları, fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin korunmasında tarafların hukuki yararlarının kalmadığı, evliliğin bu hale gelmesinde erkeğin, karısına hakaret ettiği, yaraladığı, tehdit ettiği ve cinsel içerikli mesajlar bulunduğu bu nedenle ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğe karşı hakaret ettiği, ailesini istemediği, eşini tırmıkladığı bu nedenle daha az kusurlu olduğu, ortak çocuğun yaşı, fiilen anne yanında yaşaması ve çocukların üstün yararı dikkate alınarak, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine karar verildiği, tarafların mali ve içtimai durum araştırması, hakkaniyet ilkesi, paranın satın alma gücü dikkate alınarak, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedildiği, kadının çalıştığı anlaşılmakla ve tarafların mali ve içtimai durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya neden olan olayda kusur dereceleri, kadının kişilik hakkına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut beklenen menfaat gereğince kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi kapsamında davasının reddine, tarafların karşılıklı davalarının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ancak, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesine göre belirlenen iştirak nafakasının az olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatlerini ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi uyarınca kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile kadının vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle,kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.