"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1133 E., 2022/1759 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/62 E., 2021/67 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, darp raporları, ceza davaları, uzaklaştırma kararlarının olduğunu, davalının kendisine küfür ve hakaret ettiğini, sorumsuz olduğunu, şiddet nedeniyle kulak zarına zarar verdiğini, müvekkiline ve ailesine iftira attığını, iddia ederek evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına davacı kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının dava dilekçesinde delil bildirmediği, davalı erkeğin cevap dilekçesi sunmadığı, davacı kadının 06.02.2019 tarihli dilekçenin cevaba cevap dilekçesi olarak kabulünün ve bildirilen delillere itibar edilmesi mümkün olmadığını her ne kadar tanık beyanları alınmış ise de; tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, bir kısmının eski olup daha sonra evlilik birliğinin dava tarihine kadar devam ettiğinden hükme esas alınamayacağı, aksi kabul edilse dahi Hukuk Genel Kurulu'nun 20.04.2016 gün ve 2014/695 2016/522, Hukuk Genel Kurulu'nun 27.1.2018 gün 2017/1588 esas 2018/2045 sayılı kararları nedeniyle tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, her iki taraf hakkında alınan raporlarda akıl zayıflığı tespit edilemediği gerekçesiyle, davacı kadının iddialarını kanıtlayamadığı, davanın reddine gerekçesiyle ortak çocukların velâyetlerinin tedbiren davalı babaya verilmesine, çocuklar ile anneleri arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; adli mercilere yapılan şikayet ve başvurular, tanık beyanları ile maruz kaldığı haksız fiillerin ve davalının kusurlu davranışlarının ispatlandığını, davalının çocuklara iyi bakamadığını, kötü muamelede bulunduğunu, kişisel ilişkiyi engellediğini belirterek davasının kabulüne ve velâyetin tedbiren kendisine verilmesine karar verilmesi için istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı, bu nedenle davacının cevaba cevap dilekçesi sunma hakkının bulunmadığı, ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere davacının, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının az da olsa kusurlu olduğunu ispatlayamadığı, davacı vekilinin son celse delillerin toplanıldığı, toplanmayan delillerinin kalmadığı yönünde beyanda bulunduğu, bu itibarla davanın reddine karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin verdiği kararın isabetli olduğu, ortak çocuk Nursaid'in 2010 ve Ahmet Talha'nın 2013 doğumlu oldukları, tarafların öğretmen oldukları, ortak çocukların babanın görev yaptığı okulda eğitimlerine devam ettikleri, yargılamada davacı annenin görev yaptığı okula nakillerinin alındığı, ancak ortak çocukların bu okula alışamadıklarının tarafların beyanları ile sabit olduğu, bu nedenle ortak çocukların yeniden tarafların ortak kararı ile davalı babanın görev yaptığı okulda eğitimlerine devam ettikleri, alınan uzman raporları, ortak çocukların uzmanlara vermiş oldukları beyanlar, çocukların üstün menfaati de dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince velâyetin tedbiren davalı babaya verilmesinin isabetli olduğu, açık bir istinaf itirazı bulunmamakla birlikte davacı anne ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki ve tarafların mali ve sosyal durumları, tedbir nafakasının mahiyeti de dikkate alındığında ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarları da isabetli görüldüğü gerekçesiyle, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusundaki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru olmadığını, istinaf değerlendirmesinin eksik inceleme ile yapıldığını, 30 Mayıs 2019 tarihli ilk celsede delillerini bildirmek için süre verildiğini, yerel mahkemenin hem süre verip hem de müvekkilinin dava dilekçesinde delil bildirmediğinden bahisle açılan davanın reddine karar vermiş olmasının çelişkili olduğunu, 06.02.2019 tarihli dilekçenin, dava dilekçesinin ıslahı olarak kabul edilmesi ve ilgili hususların değerlendirilmesini gerektiğini beyan ederek, açtıkları davanın tüm talepleri ile birlikte kabulüne karar verilmesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadının davasının reddinin yerinde olup olmadığı, geçici velâyetin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Sözleşmenin 1 inci maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (b) bendi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.