Logo

2. Hukuk Dairesi2023/518 E. 2023/3112 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, davacı kadına karşı manevi şiddet uyguladığına dair tanık beyanlarının yetersizliği ve davacı tarafından başka delillerle desteklenmemesi gözetilerek, ilk derece mahkemesinin manevi şiddete dayalı kusur belirlemesinin hatalı olduğu, ancak davalı erkeğin diğer kusurlu davranışlarının boşanmaya sebep olacak nitelikte olduğu ve belirlenen nafaka ile tazminat miktarlarının da uygun olduğu gerekçesiyle, bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1145 E., 2022/1719 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1467 E., 2021/259 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönlerder hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkiline hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgisiz olduğunu, bilgisi dışında müvekkilinin cep telefonu aracılığı ile bankalardan kredi çektiğini ve ödemediğini, müvekkilinin babasına da bankalardan yüklü miktarda kredi çektirdiğini ve ödemediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, evlilik birliği içinde hiçbir sıkıntı ve problem yaşamadıklarını, arkadaşının sürekli aile ilişkilerine müdahale edip zarar vermeye çalıştığını, sıkıntılı bir iş hayatı geçirdiği dönemde olduğunu, davacının, kendisine daha fazla destek olması gerekirken kendisini yalnız bırakıp gitmesinin doğru olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, sorumsuz eylemleri, borçlanmaları sözlü şiddet eylemleri sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminatların miktarının yetersiz olduğu gerekçesi ile tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, nafaka ve tazminatların fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile tüm yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin kadını aşağıladığı, hor gördüğü kabul edilmiş ise de, tanık Ayşe'nin erkeğin kadını aşağıladığı, hor gördüğüne yönelik anlatımlarının soyut olduğu, soyut beyanların hükme esas alınamayacağı, davacı kadının bu yöndeki iddiasını da toplanan diğer deliller ile de ispatlayamadığı, bu nedenle erkeğe bu vakıa nedeniyle kusur yüklenemeyeceği, davalı erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları yanında güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve birlik görevlerini yerine getirmediği, bu vakıaların da erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, yine de davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların yetersiz olduğu gerekçesi ile, davacı kadın vekilinin kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların miktarına, davalı erkek vekilinin ise kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu kısımlar yönünden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, nafaka ve tazminatların fahiş olduğunu belirterek; davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tüm yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların dosya kapsamına, hakkaniyete ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.