Logo

2. Hukuk Dairesi2023/519 E. 2023/3229 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasına konu olan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanmaya bağlı olarak yoksulluk nafakası ve maddi tazminat taleplerinin hüküm altına alınıp alınmayacağı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin müşterek konutun manevi bağımsızlığını sağlamaması ve fiili ayrılık süresince davalı kadınla ilgilenmemesi hususlarının erkeğe kusur olarak yüklenmesi, davalı kadının ise erkeğe hakaret etmesi ve onu toplum içinde küçük düşürmesi hususlarının kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu durumda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, bu sebeple de az kusurlu olan kadın yararına maddi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2646 E., 2022/2249 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ilgın Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/238 E., 2021/222 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevap dilekçesinde özetle; evlenmeden önce davacının davalı ile anlaştığını ona ayrı bir ev açamayacağını söylediğini davalının ise bunu kabul ettiğini, evlendikten sonra davalının ailesinin güdümünde kalarak ailesi ne derse onu yaptığını, davacıya karşı saygı duymadığını her konuşmasında davacıya öküz, dana, hayvan diyerek onu rencide ettiğini, davalının evlilik birlikteliğinin verdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, davacıya hiç yemek hazırlamadığını, davalı kadının, davacının ailesine karşı da sevgi ve saygı göstermediğini "ya ayrı bir ev açarsın ya da seni terk ederim" diyerek müşterek haneyi terk ettiğini, tarafların barışmaları için davacının amcası ve yengesinin davalının ailesinin evine gittiğini, ancak davalının davacıdan 70.000,00 TL' lik senet istediğini bu senedi verirseniz gelirim yoksa gelmem diyerek davacının amcasına ve yengesine kapıyı gösterdiğini, tarafların sadece 3 ay fiili olarak evli kaldıklarını, yaklaşık 2 yıldır ayrı yaşadıklarını beyan ederek evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacı ile 1,5 aylık evlilikleri süresince sadece bir kez ailesine bayram ziyaretine gittiklerini, davacının uzun yol şoförü olması sebebiyle sürekli çalıştığını, evilikleri boyunca sadece 6 gece evinde kaldığını, evde kaldığı günlerde annesinden feyiz alarak davalıya eziyetler ettiğini, kendisinin hiçbir zaman ayrı bir ev istemediğini, davacının ailesi ile birlikte yaşamayı kabul ettiğini, davacının ailesinin yaptırımlarını uygulayarak kendisini terk ettiğini, davacı ile 2 yıldır ayrı yaşadıklarını bu zaman sürecinde davacının kendisini hiç arayıp sormadığını, kendisinin ve ailesinin hiçbir zaman davacıdan bono borç senedi talep etmediğini beyan ederek aylık 750,00 TL nafakaya hükmedilmesini, davacının kendisini aldatıp kaçmasına sebep olması nedeniyle 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; davalı kadının, hakaret ettiği, toplum içerisinde erkeği küçük düşürdüğü, barışmak için para istediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu, davacının iddialarının aksini ispat edemediği dikkate alınarak davalı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle; erkeğin açtığı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadının ağır kusurlu olması nedeniyle boşanmanın ferisi niteliğinde talep ettiği maddî, manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine 400,00 TL tedbir nafakası olarak hükmedilen nafakanın karar kesinleşinceye kadar devamına kararın kesinleşmesi ile nafakanın kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, yoksulluk nafakası- maddî- manevî tazminat taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, tarafların evlendikleri sırada kadının yaşının küçük olması sebebi ile bir süre erkeğin ailesi ile birlikte yaşanılacağı hususunun kararlaştırılmış olması ve fiili birlikteliğin 1,5 ay kadar devam etmesi, kadının erkeğin ailesinden kaynaklı geçimsizliği ispatlayamaması hususları dikkate alınarak erkeği bağımsız konut temin etmediği yönüyle kusurlu bulunmayacağı, yine tanık beyanlarında geçen kadının sürekli evden gönderildiği hususu davacı kadın tarafından dilekçeler aşamasında vakıa olarak dayanılmamakla erkeğe kusur olarak verilemeyeceği, son olayda kadının kayınpederinin zoruyla müşterek haneden gönderildiği yönüyle vakıasını ispatlayamadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu anlaşılmış olup, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilik süresi, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ilk derece mahkemesince tam kusurlu bulunan davalı kadının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi , tazminatlar ve yoksulluk nafakası talebinin reddine yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi hükümleri

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi'nce ; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı erkeğin “müşterek konutun manevî bağımsızlığını sağlamadığı, fiili ayrılık sırasında davalı kadın eşi arayıp sormadığı, ona destek olmadığı ”bu vakıaların davacı erkek eşe kusur olarak yüklenmesi gerekeceği, davalı kadın eşe barışmak için para istediği yönünde kusur yüklenmiş ise de bu vakıanın ispat edilmediğinden kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar da değerlendirildiğinde davacı erkek eşin, birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının ise davacı erkek eşe hakaret ederek toplum önünde küçük düşürdüğü evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı erkek eşin ağır kusurlu davalı kadın eşin az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken Mahkemece bu husus gözetilmeden davalı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamıştır.

3. Gerçekleşen bu durum karşısında, kusuru daha ağır olmayan ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu kadın yararına 4721 sayılı Kanunun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak aynı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince uygun miktarda maddî tazminata hükmedilmesi gerekirken, talebin reddi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir

4. Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin ağır kusurlu olup, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzenli ve sürekli geliri bulunmayan az kusurlu kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilecek yerde yazılı şekilde yanılgılı kusur belirlemesi sonucu yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.