"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kısmen kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivrihisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen reddi ve kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının hemen hemen hergün gün alkollü olarak eve geldiğini, aşağılayıcı söz ve fiili davranışlarda bulunduğunu, şiddet uyguladığını, gece hayatının olduğunu, özellikle pavyonlarda başka kadınlarla duygusal yakınlık kurduğunu, 21.12.2018 tarihinde müvekkilini evden attığını, gecenin bir yarısında kayınbiraderine sığınmak zorunda kaldığını, davalının sığındığı yere gelerek, kayınbiraderine hitaben ''O şerefsizi yolladız mı" diyerek aşağılayıcı tavırlar sergilediğini hakaretler saydırdığını, davalın ayrıca 24.01.2019 tarihine kendisini darp ettiğini, müvekkilinin darp raporu aldığını, davalının bu dönemlerde başka suçlardan ceza aldığından ötürü müvekkilinden şikayettini geri çekmesini istediğini, bunun üzerine ve çocuklarının ısrarına dayanamayarak şikayetini geri çektiğini, davalının aile içi şiddet olaylarına ısrarla devam ettiğini, müvekkilinin davalının belki düzelir umuduyla sabırla beklediğini ancak davalının evlilik içerisinde agresif tavırlarının devam ettiğini, müvekkilinin çözüm önerileri için davalı ile konuşmaya çalıştığını ancak davalının müvekkiline ''Seni yaşatmam öldürürüm, nereye gitsen bulurum, senin sülaleni sinkaf ederim, şerefsiz, senin a.. korum'' gibi akla izana sığmayacak küfür, tehdit ve hakaretlere maruz kaldığını, davalının evlilik boyunca müvekkiline psikolojik baskı da uyguladığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve yararına 25.000,00 TL maddî 25,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, evlilik birliğini ağır kusuru ile temelinden sarsan ve müvekkili için çekilmez hale getirenin davacı olduğunu, oğlunun ceza evine girmesinde psikolojisinin bozulduğunu, davacının destek olmadığını, aksine bundan müvekkilini sorumlu tuttuğunu, telefonla aradığında müvekkilinin çarşıda olması ve insan sesleri gelmesi nedeniyle davacının eleştirilerine maruz kaldığını, müvekkiline hitaben "Kadınlarla mı görüşüyorsun, niye isim çıkmıyor telefonunda, beni aldatıyormusun" şeklide ithamlarda bulunduğunu, davacının müşterek konutu terk ettiğini akabinde müşterek haneye geri dönmesi ile bunu dava dilekçesinde de ikrar etmiş olup, müşterek yaşam kurulmakta affettiğinin ortada olduğunu, davacının af olgusundan sonra müvekkilinin kusurlarına dayanamaz ve boşanma davasıda da kusurları ileri süremez olduğunu, davacının kıskançlık huyu ve takıntılarının çekilmez hale gelmesiyle evliliğini kurtarmak isteyen müvekkilinin davacıya aile terapisine gitmeyi defalarca önerdiğini, ancak müvekkilinin bu isteğini davacının reddettiğini, davacının evllik birliğinden doğan görevlerini yerine getirmediğini, çamaşırları dolaplara yerleştirmediğini, konutta oturma alanlarının dağanık olduğunu belirterek, davacının tam ve ağır kusurlu olduğunu, müvekkiline karşı hakaret ettiği ve aşağıladığını belirterek nafaka taleplerinin ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ceza dosyası ile sabit olduğu üzere tarafların birbirine şiddet uyguladığı, karşılıklı hakaret ettikleri, kadının erkeğe destek olmadığı ve davalının elbiselerinin yırtık olduğu, bu elbiseler ile işe gitmiş olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kusur belirlemesi nedeniyle davacı kadının maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar aynen devamına, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazlarının bulunmadığını, kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin kabulü gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davanın boşanma yönünden reddinin gerektiğini, davacının iddia ve savunmasını genişletmesine muvafakatlarının bulunmadığını, davanın ispatlanmadığını, kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma yönünden kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, davalı erkeğin mesaj kayıtlarında da kabul ettiği üzere, evlilik birliği içinde huzursuzluğa sebebiyet verecek şekilde alkol kullandığı, eşinin bu husustaki telkinlerini ve rahatsızlığını göz ardı ettiğinin ispatlandığı, bu duruma göre, evlilik birliği içinde "tarafların birbirlerine fiziksel şiddet uyguladıkları ve hakaret ettikleri, ayrıca davacının davalıya destek olmadığı, davalının elbiselerinin yırtık olduğu ve bu elbiselerle işe gittiği, davalının ise evlilik birliği içinde huzursuzluğa sebebiyet verecek şekilde alkol kullandığı, eşinin bu husustaki telkinlerini ve rahatsızlığını göz ardı ettiği", bu hale göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davacı kadının kusur değerlendirmesine ve yoksulluk nafakasına yönelen istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, davacının sair hususlardaki, davalının ise tüm istinaf istemlerinin esastan reddine, kararının kusura yönelik gerekçesinin, yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazasına, davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 500,00 TL tutarındaki tedbir nafakasının boşanma hükmü kesinleşene kadar aynen devamına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyaya dilekçeler aşamasından sonra mesajların sunulduğunu bu duruma itiraz ettikleri halde delil olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kusurlarının ispat edilemediğini, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ortak konuta geri dönen kadının kusurları affettiğinin kabulü gerektiği, kafeyi işletenin kadın olduğu ve kardan pay aldığı, yoksulluk nafakası alamayacağını belirterek hükmün tümü yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'unun 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddeleri, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun'un) 190 ıncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.