Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5250 E. 2024/5340 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, tazminat miktarı ve ziynet alacağının olup olmadığı hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir durum tespit edilemediği ve temyiz itirazlarının da kararı bozma sebebi oluşturmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/166 E., 2023/535 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 27. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/31 E., 2021/80 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre temyize konu edilen ziynet alacağı miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacı karşı davalı kadın vekilinin diğer, davalı karşı davacı erkek vekilinin ise tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı erkeğin ve ailesinin maddi çıkar sağlamak için kadını kullandığını, altınlarını elinden aldıklarını, maaş kartını aldıklarını, kocasının ailesine ve misafirlerine hizmet etmeye zorlandığını, sürekli hesap sorduklarını, sürekli erkeğin ailesinin evinde kaldıklarını, davalı karşı davacı erkeğin aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, eşyalarını almak için eve gittiğinde eşi ve ailesinin biber gazı ile saldırdığını, kadını aşağı atmaya çalıştıklarını, hakaret ve tehdit ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, ziynet eşyalarına karşılık 10.000,00 TL nin faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının evlenmeden önce kredi çektiğini, evlendikten sonra bunları ödediğini, birlik giderlerine katılmadığını, davacı karşı davalı kadının evi terk ettiğini, eşyaları almaya geldiklerinde erkeğe ve ailesine küfür ettiklerini, şiddet uyguladıklarını, davacı karşı davalı kadının hastalıklarını erkekten gizlediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli yalan söylediğini, annesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, faizi ile 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların anlaşamadıkları, davacı karşı davalı kadının ailesi ile birlikte konuşmak ve eşyalarını almak için müşterek konuta geldiğinde, çıkan tartışmada davalı karşı davacı erkeğin ve ailesinin davacıya ve annesine hakarette bulunduğu, erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, davalı karşı davacının davacıya biber gazı sıktığı, ölümle tehdit ettiği, her ne kadar biber gazının kendisini korumak için sıkıldığı iddia edilmiş ise de, hamile bir kadına davacının orantısız güç kullandığının kabulü de gerektiği, davalı karşı davacı erkeğin ve ailesinin, davacıyı balkondan atmak istediği, olay günü de davacı karşı davalı kadının davalıya ait eşyaları götürmeye kalktığı, davacı karşı davalı kadının kendisine düşen oranda birlik görevlerini yerine getirmediği, her iki tarafın da ailelerini evliliklerine müdahale ettirdikleri ancak, davacı karşı davalının, davalıya bıçakla saldırdığına dair ceza soruşturması-kovuşturması bulunmadığı gibi, buna ilişkin delilin de bulunmadığı ,tarafların yapılmasına müsaade ettiği kanıtlanmayan taraf akraba hareketlerinin ve evlilik tarihinden önceki olaylar kusur incelemesine dahil edilmeyerek mevcut kredi belgelerine göre kadının kredi çekmediği, kefil olmadığı, sadece buna ilişkin düşüncesini dile getirdiği, birliği borçlandırmadığı anlaşıldığından yaşanan bu olaylar nedeniyle tarafların ayrı yaşadıkları ve evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı karşı davacı erkeğin ağır, davacı karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının tedbir nafakasının bağlanış tarihinin üzerinden geçen zaman ve çocuğun yaşı nazara alınarak aylık 600,00 TL 'ye yükseltilmesine, belirlenen nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar iştirak nafakası olarak devamı ile davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, belirlenen nafakanın her yıl TUİK 'çe belirlenen ÜFE ortalaması oranında kendiliğinden artırılmasına, kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşulları oluştuğundan 20.000,00 TL manevi, 20.000,00 TL maddi tazminatın davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, her ne kadar davacı karşı davalı yanca ziynet alacağı talebinde bulunulmuş ise de, ziynet alacağına yönelik aksi durum karşı tarafça kabul edilmediği, davacı karşı davalı yanca altınların ihtiyaç için harcandığı iddia edilmediği, dinlenen tanıkların ziynetlerin davalı yanca alındığına dair görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, hayatın olağan akışına göre bu tür eşyaların kadının üzerinde kaldığı, saklandığı ve muhafaza edildiği veyahut giderken yanında götürdüğünün karine olarak kabul edildiği, davacı karşı davalı yanca yemin deliline de dayanılmadığı gerekçesi ile davacı karşı davalı yanın ziynet bedeline ilişkin alacak talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, nafaka miktarları ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince taraflara izafe edilen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davalı karşı davacı erkeğin kusurları yanında "manevi anlamda bağımsız konut temin etmediği" ve "çocuğun kendisinden olmadığını iddia ettiği" kusurlarının eklenmesi gerektiği, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında yine davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusur durumunun bu şekilde değiştirilmesi gerektiği, davacı karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi isabetli ise de, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatları miktarının az olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı kadının kusur tespiti ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kararın gerekçesinin yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatlara ilişkin bentlerinin kaldırılmasına, 40.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, kadının sair ve davalı karşı davacı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, nafaka miktarları ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü ile kadın yararına maddi ve manevi tazminat hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Davalı karşı davacı erkeğin tüm, davacı karşı davalı kadının sair temyiz itirazları yönünden;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.