Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5353 E. 2024/2058 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma kararının gerekçeli karar tebliğ edilmeden kesinleştirilmesi ve tarafın istinaftan feragat etmesinden sonra yeniden istinaf talebinde bulunmasının mümkün olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının tebliğ edildiği, tarafların da istinaftan feragat ettiği ve usul/yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2361 E., 2023/303 K.

DAVA TARİHİ : 24.05.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/327 E., 2022/321 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince talebin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2016 yılında evlendiklerinin, bu evlilikten bir ortak çocuklarının olduğunu, davalı ile evlendikleri günden beri hiç bir konuda anlaşamadıklarını, boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun davalının yanında olduğunu, velâyetinin davalıya verilmesini kabul ettiğini, velâyeti davalıya verilecek olan ortak çocuk için aylık 500,00 TL dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası ödemeyi ve ayrıca davala için 1.500,00 TL dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, bunların dışında boşanma davası nedeniyle davalıdan herhangi bir şekilde, tedbir ve yoksulluk nafakası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği maddî ve manevî tazminat, ev eşyası, çeyiz eşyası, takı alacağı, mal rejiminden kaynaklanan alacak, yargılama gideri talebinin olmadığını, bu haklarından tüm sonuçları ile birlikte feragat ettiğini, duruşmadaki beyanları doğrultusunda boşanmaya karar verilmesini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul ettiğini, davacı ile anlaşamadıklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, bu aşamadan sonra da bir araya gelmelerinin imkansız olduğunu, kendisinin de boşanmak istediğini, bu hususta da anlaştıklarını, ortak çocuğun kendisinin yanında olduğunu, velâyetinin tarafına verilmesini istediğini, velâyeti tarafına verilecek olan ortak çocuklar için davacının aylık 500,00 TL, dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası ödemeyi ve kendisi için aylık 1.500,00 TL, dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini, bunların dışında boşanma davası nedeniyle davacı taraftan herhangi bir şekilde 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği maddî ve manevî tazminat, ev eşyası, çeyiz eşyası, takı alacağı, mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinin olmadığını, bu haklarından tüm sonuçları ile birlikte feragat ettiğini, duruşmadaki beyanları doğrultusunda boşanmaya karar verilmesini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından açılan bu davada, davalı ile aralarında geçimsizlik olduğunu belirtilerek boşanmalarına karar verilmesi talep edildiği, davalının davayı kabul ettiği celp olunan nüfus kaydı, tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçlarında anlaşmaları ve tüm dosya kapsamı nazara alınıp değerlendirildiğinde; taraflar arasında geçimsizlik olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, aralarında sevgi, saygı ve hoşgörü ortamının kalmadığı, evlilik birliğini devam ettirmelerinin bundan böyle imkansız hal aldığı, boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile ortak çocuğun velâyeti, nafaka ile ilgili hususlarda, duruşmada anlaştıkları hususları açıkça beyan ettikleri, evliliklerinin de bir yılı aşkın olduğu görülmüş, tarafların anlaşmaları Mahkemece de uygun bulunduğu gerekçesi ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağından, davacının davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 08.06.2022 tarihli dilekçe ile gerekçeli karar yazılmadan, karar tebliğinin yapıldığı, kesinleşme şerhli anlaşmalı boşanma kararının kaldırılması için 08.06.2022 tarihinde karar kesinleştikten sonra istinaf itirazında bulunulmuştur.

2.İlk Derece Mahkemesinin de 08.06.2022 tarihli ek kararı ile süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup ek karar davalı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından, tarafların 24.05.2022 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, kararın 25.05.2022 tarihinde UYAP’tan saat 16.46 da onaylandığı, gerekçeli karar tebliğinin her iki tarafa da yazı işleri müdürünün 26.05.2022 tarihli havale kaydı ile 26.05.2022 tarihinde yapıldığı, tarafların istinaftan feragat dilekçelerinin de 30.05.2022 tarihinde UYAP’a kaydedildiği, evrakın yazı işleri müdür tarafından havale tarihinin 26.05.2022 tarihi olarak düzenlendiği, İlk Derece Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli ek kararı ile, davalı vekilinin, süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının ve gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesinin ek kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesi ile davalının ek karara ilişkin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; adli yardım talepli olarak; hata hile tehdit ve baskı ile imzalattırılan anlaşma protokolünün geçersiz olduğunun tespiti ile gerekçeli karar yazılmaksızın taraflara usulüne uygun tebliğ işlemleri gerçekleştirmeden kesinleştirilen dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının tebliğ edilip edilmediği, tebliği üzerine istinaftan feragat edilmiş olması nedeniyle yeniden istinaf talebinde bulunulmasının mümkün olup olmadığı, istinaf başvurusunun reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 345 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.