"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/516 E., 2023/34 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/784 E., 2019/169 K.
Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı iflas idaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; aile konutu olarak kullanıldığı belirtilen dava konusu ... Mah. ... Caddesi ... Apt. No:22 D:3 .../İSTANBUL adresindeki taşınmazın rızası dışında davalı eşi ... tarafından oğlu ...'ın davalı bankadan almış olduğu kredi için kefil olduğunu, borca teminat olması amacıyla aile konutu olarak kullanılan bu taşınmazda banka lehine ipotek konulduğunu, ipotekten ödeme emri tebliği ile haberdar olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu olduğunun tespiti ile aile konutu şerhi konulmasına, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2015/2902 Esas sayılı icra dosyasında yapılacak satış işleminin ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; mernis kayıtlarına bakıldığında tarafların dava konusu adreste oturmadığını, oturmadıkları taşınmazın aile konutu olmasının mümkün olmadığını, diğer davalı eş tarafından aile konutu olarak kullanılmadığına dair yazı beyanda bulunduğunu, tapuda aile konutu şerhi bulunmadığın, tapuya güven ilkesi gereğince işlem tesis edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar ipotek tarihinde davaya konu taşınmazı davacının aile konutu olarak kullandığı kanıtlanmış ise de, dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı, tapuda aleniyet ilkesinin geçerli olduğunu ve 4721 sayılı Kanun”un 194 üncü maddesi ile tapuya güven ilkesine bir istisna getirilmediği, ipotek tesis tarihinde tapu kütüğünde taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığı, lehine ipotek tesis edilen bankanın kazanımı iyi niyetli olması halinde korunacağı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince dava reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipotek tarihinde aile konutu olduğunun sabit olduğunu, bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, aile konutu şerhinin kurucu olmadığını, tapuya güven ilkesinin burada uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın 23.09.2004 tarihinde satın alındığı, 13.12.2011 tarih 12539 yevmiye nosu ile 1.000.000 TL bedelli karşılığı, .... Sanayi Ticaret Ltd'nin kredi borcu karşılığı ipotek verildiği, ipotek verilen taşınmazda davacının 12.10.2004 -25.07.2014 tarihleri arasında oturduğuna ilişkin muhtarlık kaydı ile beraber nüfus kayıt örneklerinde ise 10.04.2007 tarihinden 06.08.2014 tarihine kadar mernis adresleri olarak gözüktüğü, ipotek dayanağı kredi belgelerinde 14.12.2011 tarihinde taşınmazın aile konutu olarak kullanılmadığına ilişkin davalının imzalı beyanının bulunduğu, gayrimenkul değerlendirme raporunda taşınmazın niteliğinin mesken olduğu ancak banka bilgisi dahilinde taşınmazın içerisinin görünmediğinin belirtildiği, dinlenen tanık ifadeleri ile de davacı ve davalının 2004 yılından itibaren bu taşınmazda oturdukları, 2014 yılında ise İzmir'e taşındıklarının anlaşıldığı, her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızasının bulunmasının gerektiği, davacının banka lehine ipotek tesisi sırasında aile konutu olduğu tartışmasız olan taşınmaz için davacı kadının rızasının alınmadığının sabit olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne, İstanbul 1. Aile Mahkemesinin 07.03.2019 tarih, 2015/784 Esas, 2019/169 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, ... Mah. ... Caddesi ... Apt. No:22 D:3 .../İSTANBUL adresindeki 1723 ada 4 parselde B Blok zemin kat 3 nolu bağımsı bölümdeki davalı banka lehine 13.12.2011 tarihinde tesis edilen12539 numaralı ipoteğin kaldırılmasına,
Taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı iflas idaresi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı iflas idaresi vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;mernis kayıtlarına bakıldığında tarafların dava konusu adreste oturmadığını, oturmadıkları taşınmazın aile konutu olmasının mümkün olmadığını, diğer davalı eş tarafından aile konutu olarak kullanılmadığına dair yazı beyanda bulunduğunu, tapuda aile konutu şerhi bulunmadığın, tapuya güven ilkesi gereğince işlem tesis edildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasında, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 193 üncü, 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 352 inci madde, 353 üncü, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına,
yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı iflas idaresi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.