Logo

2. Hukuk Dairesi2023/540 E. 2023/407 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin son fıkrası uyarınca açılan boşanma davasında, kusurun belirlenmesi ve manevi tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dayanak boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, ancak bu kusurlu davranışın davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden manevi tazminat talebinin reddinin doğru olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının kusura ilişkin gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/2 E., 2022/162 K.

DAVA TARİHİ : 15.01.2014

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 1994 yılında evlendiklerini, müşterek ergin bir tane çocuklarının bulunduğunu, tarafların yaklaşık 9 senedir ayrı yaşadıklarını, davacının daha evvel Kırkağaç Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesinin 2008/141 esas, 2009/49 karar sayılı dosyasında davalı aleyhine boşanma davası açtığını, bu davanın reddedildiğini, verilen bu ret kararının 13.09.2010 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili tarafından açılıp reddedilen iş bu boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmediğini, 3 yıldan fazla zaman geçtiğini, davalının 05.04.2005 tarihinden beri Sakarya ilinde yaşadığını beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline karşı aşağılayıcı söylemler ve sert tutumlar sergilediğini, davacının kahvehane alışkanlığı olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilini annesinin evine göndermekle tehdit ettiğini, ağır hakaretler ederek kovduğunu, daha sonra davacının pişman olması üzerine müvekkilinin eve geri döndüğünü, en son 12.04.2006 tarihinde müvekkilinin evi terk ettiğini, müvekkilinin o gün geceyi Manisa garajında bir minübüste geçirdiğini, zihinsel olarak kendinde olmadığını, kimseyi tanımadığını, zihinsel olarak pskolojisinin bozuk olduğunu, hiç kimse ile görüşmek istemediğini, davacının müvekkilinin o halini görmesine rağmen ilgilenmediğini, hastaneye kaldırılan müvekkilinin psikolojik tedavi gördüğünü, sosyal güvencesi olmayan müvekkilinin uzun zamandır kardeşinin yanında yaşadığını beyanla açılan davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise lehine 20.000,00 TL manevî tazminat ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.12.2014 tarih ve 2014/20-312 Esas-Karar sayılı ilk kararı ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı kadının manevî tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde taraflarca temyiz yoluna başvurulmuştur.

2.Dairemizin 21.10.2015 tarihli ilamı ile davada, davalının ruhsal rahatsızlığının ileri sürüldüğü, bu iddianın dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulandığı, o halde mahkemece davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılarak taraf teşkilinin doğru olarak sağlanıp sağlanmadığı hususunun ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, ilama karşı davacı tarafın karar düzeltme talebi Dairemizce reddedilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 05.12.2017 tarih, 2016/143 Esas, 2017/257 Karar sayılı ikinci kararı ile, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine, 8.000,00 TL manevî tazminatın cevap tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

2.Hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 13.03.2019 tarihli ilamı ile hükmün gerekçesiz olduğu, aynı zamanda hüküm fıkrasının manevî tazminat yönünden kendi içinde çelişkili olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 26.01.2021 tarih, 2019/175 esas, 2021/18 karar sayılı üçüncü kararı ile, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine, 8.000,00 TL manevî tazminatın cevap tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir, hükme karşı süresi içinde davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve manevî tazminata uygulanan faiz yönünden, davalı kadın tarafından ise, nafakaların ve manevî tazminatın miktarı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairemizin 25.10.2021 tarih, 2021/8055 esas, 2021/7677 karar sayılı ilamı ile; mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında manevî tazminat hükmü yönünden tekrar kendi içinde çelişki yaratıldığı gerekçesi ile bozulmuş, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen son kararı ile, retle sonuçlanan dayanak boşanma davasında, taraflara her hangi bir kusur yüklenmeden ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, tarafların 3 seneden fazla süredir ayrı yaşadıklarının sabit olduğu, ancak ayrı yaşama olgusunun kimden kaynaklandığının tespit edilemediği, dinlenen tanıkların bilgilerinin görgüye değil duyuma dayalı olduğu, boşanma sebebi yaratma bakımından da taraflardan sadece birisine kusur yüklenilemeyeceği, somut olayda 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası koşullarının gerçekleştiği ancak boşanmanın eki niteliğindeki manevî tazminatın kusurlu olan taraftan istenebileceği, bu davada davacı erkeğe yüklenebilecek bir kusurun ispat edilememesi nedeniyle davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerektiği belirtilerek, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı kadının manevî tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda sayılı kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili kararı; kusur belirlemesi ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz etmiştir.

C. GEREKÇE:

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasında düzenlenen, ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında, kusura ilişkin mahkeme gerekçesinin ve kesinleşen kısımlar hakkında bozma sonrası yapılan yargılamada yeniden hüküm kurulmasının yerinde olup olmadığı, davalı kadın yararına somut olayda manevî tazminatın koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemece 05.12.2017 tarihine verilen boşanma hükmü taraflarca temyiz edilmeyerek 20.03.2018 tarihinde kesinleştiği halde bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda kesinleşen bu yön hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değil ise de bu husus açıkça temyize getirilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.

2.Mahkemece her ne kadar, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası koşullarının somut olayda gerçekleştiği, ancak ayrı yaşama olgusunun hangi taraftan kaynaklandığının tespit edilemediği gerekçesiyle her iki tarafa da kusur yüklenmeksizin boşanmaya karar verilmiş ise de; dosya kapsamı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı erkek tarafından açılan ve retle sonuçlanan dayanak boşanma dosyasında davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle her iki tarafa da kusur yüklenmeksizin davanın reddine karar verildiği, reddedilen dayanak boşanma davasının dava tarihinden sonrası döneme ilişkin olarak davacı erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, dinlenen tanık beyanlarının görgüye dayalı olmayıp, taraflardan aktarıma dayalı olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında “dayanak boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma sebebi yaratan” davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki erkeğin bu kusurlu davranışı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden davalı kadının manevî tazminat talebinin reddi sonucu itibariyle doğru olmakla birlikte bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca hükmün kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı kadının diğer temyez itirazlarının REDDİNE,

2.Davalı kadının Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kusur belirlemesi yönünden kabulü ile Mahkeme kararının kusura ilişkin gerekçesinin yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,

İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.