Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5432 E. 2024/2043 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının davacı kadının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve manevi tazminat gerektirip gerektirmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin boşanmaya sebep olan kusurlu davranışlarının, davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve manevi tazminat koşullarını oluşturduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin manevi tazminat talebini reddeden kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/871 E., 2023/362 K.

DAVA TARİHİ : 03.09.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/337 E., 2022/111 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar evlendikten kısa süre sonra davalı erkeğin işsiz kaldığını, evin giderlerini kadının karşıladığını, erkeğin borçlarını ödediğini kadının yardımı ile emekli olmasına rağmen maddî destekte bulunmadığı, kadının kök ailesinin maddî manevî yardımda bulunduğu ancak davalının içine kapandığı kadının ve ailesinin kendini zehirlemeye çalıştığını, sonrasında davalı erkeğin iş bahanesi ile Afyon'a gittiğini ve geri dönmediğini, son zamanlarda davacı kadına şiddet uyguladığı, yaşananlar nedeniyle davacı kadının rahatsızlıklarının ortaya çıktığını, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 800 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 10.000 TL maddî,10.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle davacı kadının iddialarını kabul etmediğini, davacının babasının davacıyı kendisine karşı doldurduğunu, davacı kadını sevdiğini evliliği devam ettirmek istediğini, davacının ailesinin kadının telefonunundan numarasını iptal etmesi nedeniyle eşiyle görüşemediğini, emekli maaşı ile zor geçindiğini, borçlarının olduğunu, kayın oğlu Murat'ın kendisini ortak haneden kovduğunu, kadının sık sık babasının hasta olması nedeniyle evliliğinin ikinci planda geldiğini, babasına bakacağını kendisine kocanın lazım olmadığını söylediğini iddia ederek kadının davasının reddini talep etmiş, Mahkemenin aksi kanaatte olması ve tarafların boşanmasına karar verilmesi durumunda erkek yararına nafakaya ve 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında davalının kusurlu davranışlarından kaynaklanan bir geçimsizlik halinin bulunduğu, davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülüklerini yerine getirmediği, zanaatı bulunmasına rağmen doğru düzgün çalışmadığı, evinin geçimini sağlamadığı, özellikle 2020 yılında emekli olduktan sonra değişmeye başladığı, sabah evden çıkıp akşama kadar gelmediği, evini ve eşini umursamadığı, sorumluluklarının bilincinde olmadığı;evlenmeden önce borçları bulunmasına rağmen bunu eşinden ve eşinin ailesinden gizlediği, evlendikten sonra bu durumun eve gelen icra evrakları ile ortaya çıktığı, borçlarının da eşinin ailesi tarafından ödendiği; öte yandan son zamanlarda kuşkucu tavırlar sergileyerek davacının kendisini zehirleyeceği yönünde söylemlerde bulunduğu ve sürekli olarak memleketi olan Afyon iline gitmek istediğini söylediği, nihayetinde 2021 yılı Temmuz ayında çalışma bahanesiyle Afyon iline gittiği ve bir daha da dönmediği, bu süreçte davacıyı arayıp sormadığının anlaşıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davalı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına kadın yararına aylık 500TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 7.000 TL maddî, 7.000TL manevî tazminata, davalının yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının ailesi yüzünden evliliklerinin bozulduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tazminatlara ve nafakaya hükmedilmemesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi'nin kusur belirlemesi, davacı kadın lehine nafakaya ve maddî tazminata hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olduğunu, davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İlk Derece Mahkemesi'nin her ne kadar manevî tazminata gerekçe olarak psikolojik şiddet mahiyetindeki davranışlardan bahsetmiş ise de tarafları boşanmaya götüren ve davalı tarafa kusur olarak yüklenen davranışların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, psikiolojik şiddet mahiyetinde de olmadıkları ve manevî tazminatı da gerektirmedikleri gerekçesi ile istinaf başvurusunun manevî tazminatın kaldırılması yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davacının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davalının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminatın kaldırılmasına yönelik hükmünün hukuka aykırı olduğunu, davacı kadının evlilik birliği içerisinde yaşanan olaylar nedeniyle yıprandığını, yasa gereği manevî tazminata hükmedilmesinin koşullarının oluştuğunu bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında kadın lehine manevî tazminat verilmesi için yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülüklerini yerine getirmediği, zanaatı bulunmasına rağmen doğru düzgün çalışmadığı, evinin geçimini sağlamadığı, özellikle 2020 yılında emekli olduktan sonra değişmeye başladığı, sabah evden çıkıp akşama kadar gelmediği, evini ve eşini umursamadığı, sorumluluklarının bilincinde olmadığı;evlenmeden önce borçları bulunmasına rağmen bunu eşinden ve eşinin ailesinden gizlediği, evlendikten sonra bu durumun eve gelen icra evrakları ile ortaya çıktığı, borçlarının da eşinin ailesi tarafından ödendiği; öte yandan son zamanlarda kuşkucu tavırlar sergileyerek davacının kendisini zehirleyeceği yönünde söylemlerde bulunduğu ve sürekli olarak memleketi olan Afyon iline gitmek istediğini söylediği, nihayetinde 2021 yılı Temmuz ayında çalışma bahanesiyle Afyon iline gittiği ve bir daha da dönmediği, bu süreçte davacıyı arayıp sormadığının anlaşıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf edilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle erkeğin, kadın yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine, davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı kadın vekili tarafından reddedilen manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmiştir.

3.4721 sayılı Kanun'unun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Davalı erkek gerek İlk Derece Mahkemesinin gerekse de Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünde olduğu üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olup, erkeğin; borçlarını ödemeyerek eve icra evrakı gelmesine sebebiyet vermesi, eşinin kendisini zehirleyeceği yönünde sözler söyleyip kuşkucu tavırlar sergileyerek davacı kadına psikolojik şiddet uygulaması şeklindeki kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Öyleyse, davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları somut olayda oluşmuş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı, hakkaniyet kuralları ve özellikle İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün kadın tarafından istinaf edilmediği de dikkate alındığında miktar yönünden erkek yararına oluşan usûli kazanılmış hakkın varlığı da gözetilmek suretiyle davacı kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata (TMK md. 174/2) hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı kadın vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.