Logo

2. Hukuk Dairesi2023/545 E. 2023/3401 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususlarında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin alkol, kumar gibi kötü alışkanlıkları ve eşine kötü davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı ve bu hususta tam kusurlu olduğu, davalı kadının ise evlilik birliğini korumak için çaba sarfettiği gözetilerek, davalı kadının boşanma isteminin kabulüne ve erkeğin boşanma isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/571 E., 2022/2360 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/51 E., 2020/584 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava, cevap ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının eşinden ve çocuklarından ayrı yaşamaya zorladığını, kusur yüklemek adına, asılsız beyanlarda bulunduğunu, karşı davalarının reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, olmazsa 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velayetlerinin davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu,erkeğin düzenli bir işte çalışmadığını, alkol, sigara ve kumar gibi kötü alışkanlıklarının da etkisi ile sürekli olarak gerek davalıya karşı gerekse çocuklara karşı şiddet uyguladığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, ... 2. Aile Mahkemesinin 2017/102 Esas 2018/437 Karar sayılı dosyası ile nafaka davası açtığını, açılan davada da haklı olduğunu, davacı-karşı davalının açmış olduğu boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacının karşı davasının kabulüne, ortak çocukların velayetlerinin davalı-karşı davacı anneye verilmesini, davalı-karşı davacı adına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, çocukların her biri için 500,00 'er TL toplamda aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, 200.000,00 TL maddî tazminat 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı tarafından 17.02.2017 tarihinde nafaka davası açıldığı, tarafların o tarihten itibaren ayrı yaşadığı, davacı-karşı davalının nafaka davasının açılmasından itibaren 4 ay geçtikten sonra ihtarın noter tarafından yapılmasını istediği, ... 5. Noterliği tarafından 14.11.2018 tarihinde terk sebebine dayalı boşanma davasının ön koşulu olan ihtarı usulüne uygun şekilde düzenlendiği, iş bu davanın 28.01.2019 tarihinde açıldığı, ... 2.Aile Mahkemesi'nin 2017/102 Esas, 2018/437 Karar sayılı nafaka davası ilamı ile taraflar hakkında kusur tespiti yapılmadığı, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2010/13905 Esas 2011/14908 Karar sayılı kararına göre, terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebeplerinin aynı davada birleşemeyeceği, çünkü terk isteğinde bulunanın o tarihten önceki olayları hoşgörü ile karşılamış, aile birliğinin temeli sarsıntıya uğramadığını, ortak hayatın çekilebilir olduğunu kabul etmiş sayılacağı, affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak da 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince

boşanma kararı verilemeyeceği, öte yandan eşi ile geçinemediğini, birlikte yaşamalarının artık imkansız olduğunu ileri sürerek boşanmak isteyen eşin, ortak hayatı devam ettirmek üzere eşine ihtarda bulunmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı, haklar iyi niyetle kullanılmadıkça sonuç doğurmayacağı, ihtardan sonra ve boşanma davası açılmadan önce evlilik birliğini sarsan davalı- davacı kadına kusur olarak atfedilebilecek yeni bir vakıa ileri sürülmediği, ihtar çekilmesi ile birlikte kusurların affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, davacı- davalı açısından evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğinin kabul edilemeyeceği, kadının karşı davası yönünden ise, tanıkların bir kısmının taraflar arasında yaşanan ve ayrılmalarına sebep olan son olaya ilişkin bizzat görgülerinin olmadığı, duyuma dayalı beyanda bulundukları, tarafların neden ayrı yaşamaya başladıklarını bilmedikleri, ancak uzun bir süredir ayrı yaşadıklarını beyan ettikleri, ayrıca tarafın cevap-karşı dava dilekçesi ile ve davacı tanıklarının bir kısmının beyanlarına göre davalı- davacı kadının ... erkeğin eve dönmesini istediği, defalarca barışma teklifinde bulunduğu, muhtar azası ile birlikte eve dönmesi ve barışmak için davet ettiği sabit olup davacı- davalıyı affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, sonrasında taraflar arasında evlilik birliğini sarsan bir olay yaşanmadığı, evlilik birliğinin davalı-karşı davacı açısından çekilmez olmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin terditli olarak açmış olduğu terk nedenine dayanan davasının ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği açmış olduğu boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği açmış olduğu davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışlarının ispatlandığını, kendi boşanma davasının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek boşanma davasının reddi ve kusur belirlemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlandığını, kendi boşanma davasının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek boşanma davasının reddi ve kusur belirlemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... erkeğin terditli olarak açtığı her iki davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı- davacı kadına yüklenebilecek kusurlu bir tutum ve davranışın ispatlanamadığı, ancak davalı- davacı kadının dilekçeleri ile örtüşen bir kısım tanık ifadelerinden, ekli kesinleşmiş ... 2.Aile Mahkemesi'nin 207/102 Esas, 2018/437 Karar sayılı dosyasından ve tüm dosya kapsamından, davacı- davalı erkeğin, davalı- davacı kadına'' ... tir git babanın evine '' diye küfür ve hakaret ettiği, sürekli alkol alıp kumar oynadığı, fiili ayrılık öncesi ve sonrası evinin, eşinin ve çocuklarının infak ve iaşesini tam olarak sağlamadığı, bu konudaki birlik görevlerini tam olarak yerine getirmediği vakıalarının davalı- davacı kadın tarafından iddia ve ispat olunduğu için bu vakıaların ... erkeğe kusur olarak izafe edilmesi gerektiği, karşı dava dilekçesinde davalı-davacı kadının ve ailesinin evine dönmesi için erkeğe defalarca aracı gönderdiğinin belirtilmesinin ve bir kısım tanıkların da fiili ayrılık sonrası kadının erkek ile barışmak için çabaladığını, çocuklarının da eve dönmesi için babalarını ikna edemediklerini beyan ve ifade etmelerinin davalı- davacı kadının erkeğin bu kusurlu tutum ve davranışlarını affetmiş ya da hoşgörü ile karşılamış sayılamayacağı, davalı-davacı kadının evlilik birliğini kurtarmak adına bu davranışlarda bulunduğu ama sonuç alamadığı, neticeten yukarıda açıklanan şekilde boşanmaya yol açan olaylarda davacı- davalı erkeğin tam, davalı - davacı kadının kusursuz olduğu gerekçesi ile davalı- davacı vekilinin karşı boşanma davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bununla ilgili ilk derece mahkemesinin ilgili fıkralarının kaldırılmasına, davalı- davacı kadının karşı davasının kabulü ile, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velayetinin davalı-davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, davalı- davacı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevi tazminata, ... erkek vekilinin asıl boşanma davasının reddi ile kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması açtığı davada verilen karar usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü ve erkek tarafından açılan boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı, kadın tanıklarının beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği, kadın yararına tedbir ve toplu yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, vekâlet ücretinin karar tarihi itibariyle miktar yönünden doğru hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.