Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5536 E. 2024/1954 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında erkeğin açtığı davanın ispatlanıp ispatlanmadığı, kabul şartlarının oluşup oluşmadığı ve kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının temyiz itirazını gerektirecek bir neden olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/409 E., 2023/600 K.

DAVA TARİHİ : 18.02.2021-13.10.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/126 E., 2021/226 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadının dava ve vekilinin birleştirilen davaya cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde; erkeğin, kıskançlık gösterdiğini, kısıtladığını, evden dahi çıkarmadığını, kimseyle görüştürmediğini, çocuklarını kışkırttığını, çocukların yanında küçük düşürdüğünü, onur kırıcı sözler söylediğini, sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını, çocuklara maddî ve manevî destek vermediğini ve ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, fiili ayrılık döneminde evin anahtarlarını değiştirdiğini, erkeğin iddialarını ve davasını kabul etmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve nafakaların her yıl arttırılmasına, birleştirilen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkeğin davaya cevap ile vekilinin birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; kadının iddialarını kabul etmediklerini, kadının, Pursaklar'da ailesine yakın oturmak istediğini söyleyerek huzursuzluk ve kavga çıkardığını, ailesinin etkisi altında kaldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, onur kırıcı söz ve davranışta bulunduğunu, kötü davrandığını, psikolojik şiddet uyguladığını, ortak çocukları da alarak evi terk ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, aşırı kıskanç yapıda olduğu, kadına yeterli ilgi ve alakayı göstermediği, kadın eşe bu yönüyle psikolojik şiddet gösterdiği, ortak çocukların eğitim ve öğretimleri ile ilgili ilgisiz kaldığı, kadına karşı hakarette ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğu, kadının ise yakınlarının tarafların evlilik birliğinde yaşanan problemlerle alakalı olarak fazla müdahalede bulunduğu, tarafların ikamet edecekleri semt hususunda etkileyici oldukları ve kadın eşin bu duruma sessiz kaldığı, boşanmaya sebep olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığı ve devamında taraflar ve toplum açısından fayda kalmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin birleştirilen davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve boşanmanın fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin birleştirilen davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında erkeğin davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacı-davalı ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.