"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/788 E., 2022/445 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/902 E., 2020/299 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak kabul edilen kısımlar hakkında yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davada sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sürekli olarak psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, erkeğin ailesi tarafından kadına fiziksel şiddet uygulandığını, hakaret edildiğini ancak erkeğin bu duruma müdahale etmediğini, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 150.000,00 TL maddî tazminat ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, fiziksel şiddet uyguladığını, kıskanç olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, eşi ve eşinin ailesi tarafından hakaret edildiğini, erkeğin ailesine hakaret ettiğini, eşinin ailesini tehdit ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, güven sarsıcı davranışlar içerisinde bulunduğu, eşine fiziksel şiddet uyuguladığı bu durumun dinlenen tanık beyanları, fotoğraflar ve ceza dosyaları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 45.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesine, boşanma isteminin kabulüne ve ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesi hükmüne karşı bir itirazları olmadığı, kusur durumu ve tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığından hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesi tarafından hatalı kusur belirlemesi ile karar verildiği, asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, karar gerekçesinde belirtilen fotoğrafların erkeğe ait olmadığı, fotoğrafların hangi tarihte kim tarafından çekildiğinin mahkemece araştırılmadığı, bu durumun hukuka aykırı olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayalı olarak kadın yararına maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve ortak çocuklar yararına nafaka hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların yanında kadının da erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı ve eşinin annesine hakaret ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve erkeğin karşı davasının da kabulünün gerektiği, ortak çocukların anne yanında kaldıkları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocukların anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediği dikkate alındığında velâyet düzenlemesinin isabetli olduğu, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının, erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından erkeğin maddî desteğini yitireceği dikkate alındığında kadın yararına maddî tazminat takdirinin isabetli olduğu, boşanma sebebiyle manevî tazminata hükmedebilmek için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gerektiği, erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve manevî tazminat takdirinin isabetli olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen tazminatların miktarı uygun olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin reddi gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin ve miktarının isabetli olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının da tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında isabetli olduğu, kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakası takdiri ile miktarlarında da herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; erkek vekilinin kusur belirlemesi ve karşı davanın reddi yönünden istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen bu kısımlar yönünden kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin davasının da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin ise diğer istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesi ile karşı davanın kabulüne karar verildiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından her ne kadar fiziksel şiddet vakıası kusur olarak yüklenmişse de erkek tarafından uygulanan fiziksel şiddet eylemine karşı kendisini korumak amacıyla bu yöndeki eylemi gerçekleştirdiği, kusur durumu ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının düşük olduğu, belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususları tekrarla kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın da kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî, manevî tazminat ile kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.