Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5545 E. 2024/2833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İpoteğin kaldırılması istenen taşınmazın, ipotek tesis tarihinde aile konutu niteliğinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza ipotek konulduğu tarihte davacının orada ikamet etmediğinin MERNİS kayıtları ve tanık beyanlarıyla sabit olması, taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu şartlarını taşımadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/469 E., 2023/629 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/587 E., 2021/960 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, dava konusu Ankara İli ... İlçesi ... Mahallesi 306 ada 7 parselde kayıtlı 2 nolu konut vasfında olan taşınmazın aile konutu olduğunu haberi ve rızası olmadan diğer davalı ...'a ipotek verildiğini, davalı ... borcun ödenmemesi nedeni ile icra takibi başlattığını, icra dosyasının durdurulmasını, dava konusu taşınmazın aile konutu olması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, ipotek alımı esnasında inşaat konumunda olduğunu, davacı taraf icra takibini sürüncemede bırakmak için bu davayı açtığını davacının açmış olduğu davanın haksız ve kötü niyetli olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... cevap dilekçesi vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı, taşınmazın aile konutu vasfında olmasına rağmen taşınmaza ipotek tesisi sırasında muvafakatinin alınmadığını, ileri sürmüş ise de, dava konusu taşınmaza ipoteğin 14.03.2019 tarihinde konulduğu, davacının MERNİS adres kayıtları incelendiğinde, davacının 09.08.2017 tarihinden beri "... Mah. ... Sk. Kapı No:8/1 .../Ankara" adresinde ikamet ettiği, dava dilekçesinde davalı ...'ın adresinin "... Mah. ... Sk. Kapı No:8/1 .../Ankara" olarak belirtildiği, davacının elde ki davayı açmak için vermiş olduğu vekâletnamesinde bile adresinin "... Mah. ... Sk. Kapı No:8/1 .../Ankara" olarak belirtildiği, nitekim mahkememizce yaptırılan kolluk araştırma tutanaklarında Emniyet Müdürlüğünün 16.12.2021 tarihli cevabı yazısında "... Mahallesi ... sokak No:8/1 ... Ankara adresine gidildiğinin, adresin kapalı olduğu, bina sakinlerine sorulduğunda adreste oturan şahsın ... ismi adresin 2 aydır boş daire olduğunu dairede oturan şahsın adının Süleyman isminde bir şahsın (soy ismini bilmedikleri) 2 yıl kadar oturduktan sonra 2 ay önce taşındığını ve adresin 2 aydır boş kaldığını belirttikleri yapılan araştırma sonucunda tesbit edildiği" şeklinde tutanak tutulduğu, yine Emniyet Müdürlüğünün 05.10.2021 tarihli müzekkere cevabında "bu adreste (dava konusu taşınmaz kastedilerek) halen T.C:....'ın eşi ve çocukları ile birlikte ikamet ettiği, ailenin adreste 2020 yılı Ağustos ayından beri ikamet ettiği, 14.03.2019 tarihi itibariyle apartmanın oturuma elverişli olmadığı, inşaat halinde olduğu, apartmanda ilk olarak 2020 yılının 7. Ayında şantiye elektrik ve suyu ile oturulmaya başlandığı, ayrıca halen binanın iskanının bulunmadığı" şeklinde tutanak tutulduğu, yine dosya kapsamında dinlenen davacı tanıkları da, ipotek tesis edildiği tarihte davacının dava konusu taşınmazda ikamet etmediği yönünde beyanda bulundukları, tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde ipotek tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın tarafların aile konutu niteliğinde olmadığı, taşınmazın aile konutu olduğundan bahisle ipoteği kaldırılabilmesi için salt dava tarihinde taşınmazın aile konutu olmasının yeterli olmayıp ipotek tarihinde de taşınmazın bu vasıfta olması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın reddine karar verilmesinde, her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davanın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması istenen taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu niteliğinde olup olmadığı davanın reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.