"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3340 E., 2023/119 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/170 E., 2022/471 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılmasına, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle ;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu belirterek öncelikle davanın reddine karar verilmesi, boşanma kararı verilmesi halinde davacı kadının maddî taleplerinin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2021 tarihli ve 2018/1257 Esas, 2021/109 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin ailesinin yanına davacıyı götürmeye zorladığı, gitmezlerse boşayacağını söyleyerek kadını tehdit ettiği, bu suretle kadını kendi ailesine götürmeye zorladığı, barıştırmak için araya girenlere davacı kadını istemediğini, boşanacağını söylediği, erkeğin evin anahtarını değiştirerek kadının eve girmesini engellediği, erkeğin başka kadınla yazıştığı iddiası ise dinlenen davacı tanığı ...'nın ekran görüntüsünden yazışmaları okuduğunu beyan etmesi, erkeğin okunan yazışmaları yazdığına dair yeterli bir delil olmadığı, erkeğe ait telefondan bu mesajların okunmadığı da değerlendirildiğinde bu hususun ispatlanamadığı, davacı kadının ise erkeğin Didim' de akrabasının cenazesine gittiği sırada "gidişin olsun dönüşün olmasın" diye mesaj çektiğini, yine "babanın oğlu değil misin, şerefsiz, piç, namussuz, orospu çocuğu" şeklinde mesajlar çekmiş olduğu hususların dinlenen davalı tanıklarının beyanları sabit olduğu, kadının hakaret ve küfür içerir mesajlar çekmek suretiyle, erkeğin ise kadını kendi ailesine gitmeye zorlaması, kadını istemediğini boşayacağını söylemesi, kadının eve girişini anahtarı değiştirerek engellemesi suretiyle kusurlu olduğu, bu haliyle erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2022 tarihli ve 2021/1131 Esas, 2022/625 Karar sayılı kararı ile; davacı kadının sosyal medya yazışmalarına delil olarak dayandığı ancak davanın esasına etki eden bu delil toplanmadan karar verildiği, Mahkemece, davalının sosyal medya hesaplarının tespitini yapmak, bu hesapların telefonlarını tespit etmek, telefonun kimin adına olduğu, kimin tarafından kullanıldığını araştırmak, araştırmalardan sonra gerek görülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırıp sonucuna göre karar vermek üzere mahkemenin kararının kaldırılarak, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebebine göre, diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararında tarafların son ayrılma olayına ilişkin tanıkların görgüye dayalı beyanı olmadığı ve bazı olaylardan sonra barışıp yeniden bir araya geldikleri değerlendirmesi de dikkate alınarak, davacının sosyal medya yazışma delili içeriğinde davalı tarafça karşı cinse verildiği iddia edilen 054272XXXXX numaranın hat sahibinin .... olduğu Uyap sisteminden yapılan sorgulama ile anlaşıldığı, Malatya Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne davalı adına açılan sosyal medyalarının tespiti için yazılan müzekkere cevabında .... ismiyle instagram hesabı tespit edildiği, fakat başkaları tarafından oluşturulmuş sahte hesap veya profil olabileceği bildirilmekle, dava dilekçesi ekinde sunulan yazışmaların hangi hesaptan gönderildiğinin, bu yazışmaların hangi telefondan ve ne suretle alındığının tespitinin mümkün olmadığı, bu haliyle yalnızca mesaj içeriğinde davalının telefon numarasının karşı cinsten birine verilmesinin davalı tarafından bu yazışmaların yapıldığını göstermeyeceği gibi dinlenen davacı tanığı ...'nın ekran görüntüsünden yazışmaları okuduğunu beyan etmesi erkeğin okunan yazışmaları yaptığına dair yeterli bir delil olmadığı, erkeğe ait telefondan bu mesajların okunmadığı da değerlendirildiğinde, bu iddiaya ilişkin başkaca kesin, inandırıcı delil olmadığı, tanıkların soyut beyanları ve bazı olaylardan sonra bir araya gelmeleri nedeniyle davalıya kusur atfı mümkün olmadığından ispatlanamayan boşanma davasının reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iddiası, davalının savunması ve iki tarafın tanık beyanları, davalının son karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığı da düşünüldüğünde, davalının evlilik içinde süreklilik arz edecek şekilde davacıyı istemediğini söylediği, evi terk ettiği, bundan sonra davalının bir daha müşterek eve gelmediği sabit olmakla, davacının dava açmakta haklı olduğu, evlilik birliğinin davalının tam kusurlu davranışı ile sarsıldığı ve davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verildiği, tarafların tam zamanlı BİM'de çalıştıkları, davacı kadın için ilk derece mahkemesi tarafından 21.05.2019 tarihli duruşmanın "6" nolu ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile dava (22.11.2018) tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakası bağlanmasına, davacı kadının çalışıyor olması, düzenli ve yeterli gelirinin bulunması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, gerçekleşen kusur durumuna göre, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ile Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamıyla kaldırılmasına, davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen yoksulluk nafakası talebi, tedbir nafakası ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.