Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5578 E. 2023/4402 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmaması koşuluyla diğer taraftan mali gücü oranında yoksulluk nafakası isteyebileceği ve davalı kadının boşanmada eşit kusurlu olduğu, düzenli bir gelirinin bulunmadığı, davacı erkeğin ise çalıştığı ve yurtdışına sık sık giriş çıkış yaptığı dikkate alınarak takdir edilen yoksulluk nafakası miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/473 E., 2023/69 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen davaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kadının taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, bu nedenle tüm ferileriyle birlikte reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı-davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, lehine 4.000,00 TL nafakaya hükmedilmesine, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mehir sözleşmesinden kaynaklanan bedelin de tarafına ödenmesine, lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli 2020/193 Esas, 2021/526 Karar sayılı kararıyla; taraflar evlendikten sonra davacının gemilerde çalıştığı, gemide çalışması sebebiyle maaş kartını davalı kadına verdiği, böylece evin ihtiyaçlarına ilişkin harcamaların davalı kadın tarafından yapıldığı, davacı erkeğin 1470 dolar karşılığında çalıştığı, davacı erkeğin gemide kaldığı için her ay maaşından 100 doları kendisine aldığı, geri kalanın ise davalı kadın tarafından evin ve özel bakımı gerektiren ortak çocuğun ihtiyaçlarında kullanıldığı, 2020 yılının Mayıs ayında davacı erkeğin maaşından kendisi için100 Dolar fazla ayırması sebebiyle davalı kadının davacı erkeğe "şerefsiz, ibne, götveren, kanı bozuk, kulakların götünde, kafan basmıyor, Allah cezanı versin, geri zekalı, kapasiten yok, adam ol, sen ne boksun eş meş değilsin" şeklinde hakaret ettiği, davacı erkeğin ailesini evinde ağırlamak istemediği, davacı erkeğin ise davalıya "kardeşin Ufuk'a ben bakıyorum" demesi üzerine davalının annesinin "Ufuk için yaptığın masrafı ben sana vereyim "dediğinde davalının annesinin üzerine yürüyerek "senin parana sıçarım" diye hakaret ettiği, davalı kadına da "annenin sülalesini sinkaf etsinler, ya benimsin ya kara toprağın" şeklinde hakaret ve tehdit ettiği akabinde davalı kadının dudaklarına vurduğu, bu kavgadan sonra davalının annesinin davalıyı alıp kendi evine götürdüğü ve tarafların tekrar biraraya gelmedikleri, evlilik birliğinin sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, taraflar eşit kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı tarafın ziynet eşyasına yönelik talebinin kısmen kabulüne, davalı kadının mehir alacağı talebi; mehri müeccel olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile inceleme konusu yapılabileceğinden iş bu karar kesinleştiğinde tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili; yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz olduğunu ayrıca baba ile bir süre kişisel ilişki kurmamasının gelişimi açısından daha faydalı olacağını belirterek, nafakaların miktarı ile kişisel ilişki yönünden, ... erkek vekili, yeterli araştırma yapmaksızın tarafları eşit kusurlu takdir ederek eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verdiğini, müvekkilinin uzun zamandır işsiz olduğunu, ailesinin yardımı ile hayatına devam ettiğini, bu dikkate alınmadan yüksek miktarda yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, annenin çocuk yetiştirmede ihmalkar davrandığını,çocuğun velâyetinin kesin olarak müvekkiline verilmesi gerektiğini, ziynet eşyaları yönünden kararın kabul edilen kısmına itiraz ettiklerini, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, velâyet, ziynet alacağı davasının kabulü, yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.01.2022 tarihli, 2022/11 Esas, 2022/38 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, velâyet, ziynet eşyası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden; ... kadın vekili tarafından ise yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı, kişisel ilişki tesisi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin18.05.2022 tarihli kararı ile davacı- davalı erkeğin, kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Bölge Adliye Mahkemesince kadının kabul edilen ziynet alacağının miktarı karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından, temyiz sınırı altında olup, kesin olmakla, ... erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir, kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğu, düzenli işi ve gelirinin bulunmadığı, ailesinin yanında ikamet ettiği, davalının gemilerde denizci olarak çalıştığı ,erkek vekili her ne kadar davacı erkeğin çalışmadığını beyan etmişise de; davacı erkeğin yurt dışı giriş ve çıkış kayıtları incelenmesinde davacı erkeğin sık sık yurtdışına giriş çıkış yaptığı, gemi adamı olarak çalışmaya devam ettiği, boşanma nedeniyle davacı kadının yoksulluğa düşeceği, asgari ücret karşılığında çalışmasının dahi Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere kadını yoksulluktan kurtarmayacağı gerekçesi ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın için aylık 2.5000,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili; erkeğin uzun zamandır işsiz olduğu, ailesinin yardımı ile hayatına devam ettiği, yüksek miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; ... erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

... erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.