"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/940 E., 2023/983 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/375 E., 2023/61 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek asıl dava dilekçesinde; erkek işe gittiğinde kadının hemen arkasından çıktığını, nereye gittiğini bilmediğini, çoğunlukla anne ve babasının evine gittiğini, erkek işten geldikten sonra eve geldiğini, erkek eve geldiğinde kadının evde yemek temizlik gibi işleri yapmadığını gördüğünü, nerede kaldığını sorduğunda ise ters cevaplar verdiğini, bağırdığını, ailesinin evine gittiğinde en az 10 gün kaldığını, erkeğin işten geldikten sonra yedek anahtarı yanında olmadığından saatlerce kapıda beklediğini, kadının babasından anahtarı almak için gittiğinde kadının babasının hakaretler edip anahtarı vermediğini, kadının bu duruma engel olmadığını, en son 2019 Eylül ayından itibaren kadının ailesinin yanında kaldığını, evlilik süresince kadının erkeğin ailesinin evine gitmek istemediğini, gittiğinde de hemen kalktığını, erkeğin anne ve babasına hakaretler edip onları suçladığını, kadının kavgacı, tembel olduğunu, beden ve ev temizliğine özen göstermediğini, kadının en son ailesinin yanına gitmesi ve ortak konutun da kira olması nedeniyle de eşyaları boşaltmak zorunda kaldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının sürekli tartışma çıkartarak erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, tehditkar söylemlerde bulunduğunu, kadının evden ayrılmasının ardından kadının babasının erkeğe " bir mermi 2 TL" diyerek gözdağı verdiğini, ayrı yaşanılan dönemde kadının ailesinin evinin önünden geçerken kadın ve annesinin erkeğe bağırarak küfür ettiğini, kadının babasının da telefonda hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, kadının kilosu nedeniyle çocuğun olamayabileceğinin doktor tarafından söylenmesine rağmen kadının kilosuna dikkat etmediğini, kadının kilosundan kaynaklı vücudunda oluşan kokular nedeniyle erkeğin kadından uzaklaştığını, kadının bu durumu umursamayarak kilo almaya devam ettiğini, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, kadının aşırı kıskançlık gösterdiğini ve alınganlık yaptığını, kadının eşinden ayrı kalmanın yarattığı psikolojiyle erkeğin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımları sadakatsizlik olarak yorumladığını belirterek birleşen davanın reddine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, evlilik sorumluluklarını yerine getirmeyen tarafın erkek olduğunu, erkeğin geçici olarak çalıştığını, evin geçimini çoğu zaman ihmal ettiğini, kadının babasının geçime katkıda bulunduğunu, kadının bir bileziğini alıp geri vermediğini, asıl geçimsizlik nedeninin erkeğin anne ve babası olduğunu, evin kilidini değiştirip kadının eve girmesini engellediklerini, kadının bir tartışma sonucunda baba evine giderek iki gün kaldığını, eve döndüğünde vedeki eşyaların tamamen boşaltılmış olduğunu gördüğünü, evlilik süresince erkeğin anne ve babasının kadına hakaretler ettiğini, kadına kiloları ile ilgili hakaretler ettiklerini, erkeğin babasının kadının anne ve babasını evden kovduğunu, kadını tehdit ettiklerini, erkeğin babasının kadının annesini dövmeye kalkıştığını, erkeğin kadının yanında olmadığını sürekli anne ve babasının sözünü dinlediğini, erkeğin sebep yokken evden kovduğunu, erkeğin aynı zamanda fiziksel şiddet de uyguladığını, erkeğin ailesinin kadının çocuğu olmaması yönünde aşağıladığını, erkeğin kadını kendi babası ve kardeşinden dahi kıskandığını, tarafların ayrı yaşadığı dönemde erkeğin kadının ailesinin evinin önünden geçerken hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, erkeğin sosyal medyada başka kadınlarla yazışmalar yaptığını, başka bir ilişkiyi ima eden resimlerinin bulunduğunu belirterek tarafların boşanmalarına , kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin kadının kilosuyla dalga geçip küçük düşürdüğünü, erkeğin ailesinin kadına hakaretlerde bulunduğunu ve erkeğin de bu duruma sessiz kaldığını, erkeğir ve ailesinin kadının fikirlerine hiçbir zaman önem vermlediklerini, saygı duymadıklarını, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, evin faturalarına dahi karıştıklarını, kadın evde olmadığında erkeğin annesinin kadının özel çamaşırlarını ortaya serdiğini, erkeğin kadını evden kovduğunu, kadın çıkmak istemeyince gece saatinde zorla kapı dışarı ettiğini, erkeğin düzenli çalışmadığını, bu nedenle evine bakmadığını, erkeğin kişisel temizliğine önem vermediğini, kadını aşırı kıskandığını, yaşanan son tartışma sonucu erkeğin kadını ailesinin evine bırakıp arayıp sormadığını, evlilik süresince iki kez evin kilidinin değiştirildiğini, kadının bu nedenle ve giremediğini, son tartışmadan bir ay sonra erkeğin evdeki eşyaları sattığını, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, sosyal medyada başka kadınlarla yazışmalar yaptığını, ayrı yaşanılan dönemde kadının ailesinin evinin önünden geçerken kadına ve ailesine hakaretler edip tehdit ettiğini belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.00,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının her tartışma sonrası müşterek konutu terk ederek kendi kök ailesinin evine gittiği,müşterek konutun ihtiyaçları temizliği tertip ve düzeni gibi kendisine düşen yükümlülüklere riayet etmediği, aile içinde yaşanan her tartışmayı kök ailesinin evine gidip yansıtmasıyla aile mahremiyetini ihlal ettiği, kök ailesinin tarafların evliliğine müdahalelerde bulunduğu, babasının erkeğe mermi gönderip tehdit edecek düzeyde müdahalelerin dozunun artığı, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahalesine engel olmadığını, ailesinin yönlendirmesiyle hareket ettiği, erkeğin ailesine saygı ve sevgi göstermeyip hakaret ederek küçük görecek söylemlerde bulunduğu, erkeğin ailesiyle görüşmelerde sorun çıkardığı; erkeğin ise düzenli şekilde çalışmadığından düzgün ekonomik gelir sağlamadığı, kadının maddî ihtiyaçlarını karşılamadı, telefon kayıtlarına göre gece geç saatlerde başka bir kadınla uzun süreli telefon görüşmeleri yaptığı, erkeğin sosyal medyada başka bir kadınla el ele çekilmiş fotoğrafının bulunduğu, normal arkadaşlık sınırını aşan mesajlaşmalar yaptığı, bu nedenle güven sarsıcı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemlerde bulunduğu, kadınla olan sorunları kendi ailesine yansıtarak aile mahremiyetini ihlal ettiği, ailesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığı, kendi ailesi ile kadın arasındaki dengeyi kuramadığı, tarafların diğer kusurlarının ispatlanamadığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına tedbir nafakası adı altında yapılan ödemelere tekerrür olmamak kaydıyla, tarafların kusur durumları da dikkate alınarak aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının birleşen davanın açıldığı tarihten itibaren geçerli olacak şekilde erketen tahsiline, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sonlanmasında erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların haksız olduğunu, dosyaya sunulan sosyal medya paylaşımlarının erkek ile ilgisinin bulunmadığını, kurgudan ibaret olduğunu, kusur değerlendirmesinde esas alınmaması gerektiğini, gerekçeli kararda şahsi yoruma yer verildiğini, hangi tanıkların beyanlarına itibar edildiğinin belirtilmediğini, birleşen dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hata olduğunu, yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, kadının davasının kabulü ile aleyhe hükmedilen vekâlet ücretinin haksız olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olması gerekirken birleşen davanın açıldığı tarihten itibaren geçerli olacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kadının tazminatlara yönelik faiz talebi bulunmadığı halde tazminatlara faiz uygulanmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlara ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile tazminatlara ilişkin bentteki "birleşen dosyadaki davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ibaresinin kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, birleşen davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, birleşen davanın kabulüne bağlı hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.