Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5645 E. 2024/5269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi, kadının tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1978 E., 2023/772 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/557 E., 2020/475 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, davalının sadakatsizliğinin işyerinde bilgisayarındaki facebook sayfasını açık bırakması ile karşılıklı uygunsuz fotoğrafların tespit edilmesi ile öğrenildiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına-kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte 250.000 TL maddî ve 250.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle, davacı kadının kötü ve anlaşılmaz tavırları sebebiyle aile bireylerinin evlerine ziyarete gelemediklerini, ilk evliliğinden olan kızı para isteyince davacının onunla kavga ettiğini, annesine fiziksel saldırıda bulunduğunu, kız kardeşi ve yeğeni ile yaptığı telefon görüşmeleri ve mesaj gönderilerinin kendisine yapılan hakaretleri içerdiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarih, 2017/341 Esas ve 2018/1030 Karar sayılı kararı ile; kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmalarına, davacı yararına aylık 250 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 25.03.2019 tarihli ek kararı ile, kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine harç ve giderlerin süresinde yatırılmaması nedeniyle davalı tarafın istinaf talebinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 13.11.2019 tarih ve 2019-1032 esas 2019-1505 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, boşanma talebini kabul ettiği, kararı fer’îleri yönünden istinaf ettiği, öncelikle davalının istinafından vazgeçmiş sayılmasına dair ek karara istinaf incelemesinin yapılmasının gerekli olduğu davalı vekiline asıl karara karşı istinaf başvurusunda bulunması sonrasında istinaf karar harcının yatırılmaması nedeniyle muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın incelenmesinde belirtilen miktarın "dosyamıza" yatırılması şeklinde ibarenin mevcut olduğu, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıranın geçersiz olduğu, mahkeme veznesi olarak gösterilmesi gerektiği, bu yönü ile muhtıra geçerli şartları taşımaktan uzak olduğu gibi tebligat parçasında istinaf harcı yerine "temyiz harcı" denmesi, yine yatırılmadığında 6100 sayılı kanun 344 üncü maddesine göre "başvurunun yapılmamış sayılmasına" karar verilmesi gerektiği halde"istinaf talebinden vazgeçilmiş sayılmasına "karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı, muhtıranın bu şekilde usulüne uygun olmadığının tespiti sonrasında davalı yanın öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihe göre eksik harcın ikmal tarihinin süresinde olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, davalı yanın mahkemece "istinaf talebinden vazgeçilmiş sayılmasına" şeklinde verilen 25.03.2019 tarihli ek karara karşı istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve ek kararın kaldırılmasına karar verilerek asıl karara yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; davalı yanın süresindeki cevap dilekçesinde vakıalarını bildirdiği, kayınvalidesine fiziksel saldırıda bulunma vakıasının şahidinin teyzesi-annesinin ablası-olduğunu yine, "...Balıkesir'de ikamet eden kızkardeşi ve yeğeni ile davacının yaptığı telefon görüşmeleri ve mesaj gönderileri başlı başına boşanmaya yeter delil sayılabilecek şahsına yapılan hakaretleri içermektedir" şeklinde iddiada bulunduğu, "annesine fiziksel saldırı" ile "telefon ve mesaj yolu ile hakaret" vakıası ile ilgili tanıklarını somut olarak dilekçe içeriğinde göstermekle artık belirtilen vakıalar ile sınırlı olarak tanık deliline dayandığı ve bu tanıkların beyanlarının davanın esasını etkileyecek nitelikte olduğunu iddia ettiği, mahkemece; davalı tarafın süresindeki cevap dilekçesinde bildirdiği ve teyzesi olduğunu belirttiği tanık ile ayrıca tanık listesindeki Solmaz ismindeki tanığın da "davacının kayınvalidesine fiziksel saldırısı" ve "...Balıkesir'de ikamet eden kızkardeşi ve yeğeni ile davacının yaptığı telefon görüşmeleri ve mesaj gönderileri başlı başına boşanmaya yeter delil sayılabilecek şahsına yapılan hakaretleri içermektedir" vakıaları ile sınırlı olarak dinlenmesi, daha önce dinlenen tanıklar Figen ve Semra'nın beyanlarının yine sadece bu iki vakıaya yönelik değerlendirilmesi, sonucuna ve tek istinaf başvurusunda bulunan lehine doğan kazanılmış haklara, boşanma hükmünün istinafa getirilmemesine dikkat edilmek suretiyle kusur vakıaları ile kusur oranına, nafaka ve tazminatların esası ve miktarlarına ilişkin bir karar verilmesi gerektiğinden mahkeme ilamının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine egönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı kadının kayınvalidesine fiziksel saldırıda bulunduğu, davalı erkeğin de başka kadınlarla sosyal medyada cinsel içerikli mesajlaşmalar yaparak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, birliğin sarsılmasında erkeğin ağır; kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davasını ispat edemediğini, evlilikte davacının tam kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tek istinaf başvurusunda bulunan davalı erkek olduğundan kadına mahkemece yüklenen kusurların kesinleştiği, artık bu sebeple erkeğe başkaca kusur vakıası yüklenebilmesinin de mümkün görülmediği, dairenin daha önceki kararında boşanma ile ilgili hüküm fıkrasına istinaf başvurusunda bulunulmadığı belirtilmesine rağmen kesinleşen hususta yeniden boşanma ve buna tekabül eden harç-yargılama giderleri-ücreti vekâlete hükmedilmesinin yerinde olmadığı, kaldırma kararı sonrasındaki dönem için mevcut ise kadının İlk Derece Mahkemesindeki yaptığı yargılama giderlerinin lehine hükmedilmesi,erkeğin önceki istinaf giderlerinin ise kadına yüklenmesi ile yetinilmesi gerektiği, kararın bu yönü ile düzeltilmesi gerektiği, tanık beyanlarında somut olarak belirtilen hakaret kusurunun yüklenmesi gerektiği, zaten davalı erkek bu tanıkları hangi vakıalar ile ilgili tanık olarak gösterdiklerini belirtmekle vakıa sınırlandırması da yaptığı, eklenen kusur sebebiyle artık tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerektiği,eşit kusur sebebiyle kadının kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği,mahkemenin ilk kararında kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve karara karşı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı halde kazanılmış hak dikkate alınmaksızın sonraki karar ile tedbir nafakasının belirli bir tarihten sonra aylık 500,00 TL ye çıkarılması ve aynı miktar yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı erkeğin istinaf başvurusunun kesinleşen boşanma hükmü ve buna tekabül eden yargılama giderleri ile ücreti vekalet ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına-kusura-tazminata-tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin bu kısımlara yönelik gerekçesinin düzeltilmesine, yeniden hüküm tesisine,sair istinaf sebeplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi hüküm fıkrasının boşanmaya ilişkin 1 no.lu-harçlara ilişkin 4 no.lu-ücreti vekalete ilişkin 6 no.lu-karar kesinleştiğinde bir suretinin Nüfus Müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin 9 no.lu maddelerinin kaldırılmasına yerine yeniden hüküm kapsamında;

2017/ 341 E-2018/1030 K.sayılı 25.12.2018 tarihli karardaki boşanma hükmü ve buna tekabül eden yargılama giderleri ile ücreti vekalet hususları istinaf başvurusunda bulunulmaksızın kesinleştiğinden bu hususlarda tekrar karar verilmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesi hüküm fıkrasının 2 no.lu maddesinin kaldırılmasına,yerine yeniden hüküm kapsamında; 25.10.2018 tarihli celsede davacı kadın yararına belirlenen aylık 250 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar ve tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere devamına,boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aynı miktarın tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazla talebin reddine, İlk Derece Mahkemesi hüküm fıkrasının 3 no.lu maddesinin kaldırılmasına,yerine yeniden hüküm kapsamında; davacı kadının TMK 174 ncü maddesi gereğince maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, İlk Derece Mahkemesi hüküm fıkrasının 5 no.lu maddesinin kaldırılmasına,yerine yeniden hüküm kapsamında; davacı kadın tarafından dairemizin ilk karar kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafından yapılan ilk istinaf gideri 242,60 TL.istinaf başvuru harç gideri ile 19 TL.tebligat-35 TL.ilk istinaf PTT gideri ki toplamı 296,60 TL.yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, sair hususlara ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden bu hususlarda tekrar karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, kadının reddedilen tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü ve 175 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.