"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/826 E., 2023/1522 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/40 E., 2016/605 K.
Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı kadın vekili tarafından tavzih talebinde bulunulmuş, İlk Derece Mahkemesi'nin 07.12.2022 tarihli ek kararı ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili çekişmeli olarak açmış olduğu boşanma davasını anlaşmalı boşanma davasına çevirmiş ve anlaşmalı boşanma protokolü hükümlerine göre karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili, erkek vekili tarafından açılan boşanma davasına cevap vermiş sorasında boşanma davasının anlaşmalı boşanma davası olarak görülmesini ve anlaşmalı boşanma protokolü hükümlerine göre karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesi'nin Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sunmuş olduğu protokol doğrultusunda tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına, 17.10.2016 tarihli protokolün aynen onaylanmasına; ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılarak devam edeceğinin tespitine, ortak çocukların her türlü eğitim ve sağlık giderlerinin nafakadan mahsup edilmemek kaydıyla baba ... tarafından karşılanmasına, davacı erkek adına kayıtlı aracın devir masrafları ödenerek davalı kadına devir ve tesciline, davacı erkek adına kayıtlı ... parselde kayıtlı taşınmazın bodrum kat 1 numaralı bağımsız bölümün ... adına, aynı taşınmazda zemin kat 2 nolu bağımsız bölümün ise ... adına devir ve tesciline, ortak çocuklar adına tescil edilecek olan taşınmazların velâyet sahibi davalı kadın tarafından satılmayacağının tespitine, çocukların velâyet altında olduğu süreçte çocukların üstün menfaati için taşınmazların satım akdine konu edilmesi gerektiği takdirde davacı erkeğin açık muvafakatının gerekeceğinin tespitine, ayrıca ortak çocuklar reşit oluncaya dek bu taşınmazlardan mükiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte olmamak kaydıyla davacı erkeğin oturma ve/veya kira akdi kurma hakkında sahip olacağının tespitine, tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat taleplerinin olmadığından hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, boşanmadan sonra davalının davacıya ait soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir.
B.İlk Derece Mahkemesi'nin Ek Kararı
1.Davalı kadın vekili tarafından 02.11.2022 tarihli tavzih talebinde özetle; ortak çocuklara devredilen taşınmazların mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte olmamak kaydıyla davacı erkeğin oturma ve/veya kira akdi kurma hakkında sahip olacağının tespitine karar verilmesinin hükmün icrasında tereddüte yol açtığını, davalı erkeğin kira bedellerini kendi uhdesinde tuttuğunu, kira bedellerinin de ortak çocuklara ait olması gerektiğini belirterek hükmün, söz konusu taşınmazların kira bedellerinin malik olan ortak çocuklara ait olduğunun ve kira bedellerinin ortak çocuklar adına açılmış olan hesaba ödenmesi gerektiğinin tespitine şeklinde tavzihine karar verilmesini talep etmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince, 07.12.2022 tarihli ek karar ile; davalı kadın vekilinin tavzih talebinin İlk Derece Mahkemesi'nin hükmünün kesinleşmiş olduğu, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasındaki boşanma protokolünün İlk Derece Mahkemesi tarafından tasdik edildiği, tavzih edilen hüküm kısmının icraasında tereddüt oluşturacak kısımlarının bulunmadığı protokol içeriğine aykırı tavzih yapılmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesi ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün kesinleşmesinin ve boşanma protokolünün Mahkeme kararı ile tasdik edilmesinin tavzih yapılmasına engel olmadığı, hükmün icrasında tereddüt bulunduğu gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi'nin ek kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararın usul ve esasa uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün kesinleşmesinin ve boşanma protokolünün Mahkeme kararı ile tasdik edilmesinin tavzih yapılmasına engel olmadığı, hükmün icrasında tereddüt bulunduğu gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi'nin ek kararının bozulmasına karar verilmesi istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının talebi doğrultusunda 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesi uyarınca tavzih hükümlerinin uygulama imkanı bulunup bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...