"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/251 E., 2022/1090 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/305 E., 2021/611 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ortak iki çocukları olduğunu, davalı erkeğin, müvekkiline karşı fiziksel, duygusal, ekonomik ve sosyal şiddet uyguladığını, aşağılayıp, hakaret ve tehdit ettiğini, ailenin, eşinin, çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, günlerce eve gelmediğini, arayıp sormadığını, müvekkilinin yardımlarla geçinmeye çalıştığını, kendi ailesinin evliliklerine müdahale etmesine sürekli imkan ve fırsat verdiğini, ortak aile hayatının çekilmez duruma geldiğini ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar lehine toplam 1.500,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; evliliklerinde herhangi bir sıkıntı olmadığını, boşanmayı gerektirir bir durum yok iken, eşinin ve ailesinin ısrarı üzerine Muş İline taşındıklarını, çalışabilecek bir iş bulamadığından köye dönmek istediğini, ancak eşinin ve ailesinin çıktığını ve eşyaları vermediğini, eşinin babasının kendisini sıkıntıya sokarak maddî menfaat temin etmeye çalıştığını, hakkında şikayette bulunduğunu, maddî imkanının olmadığını, buna rağmen nafaka ve tazminat talep edildiğini, eşinin iddialarının doğru olmadığını, köye, babadan kalma eve dönmek isteğinin eşin tarafından kabul edilmediğini ve bunun boşanmayı gerektirmediğini beyanla, davanın ve taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, davacı kadına karşı psikolojik, fiziksel, ekonomik ve sözlü şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, evlilik birliğinin giderlerine, eşine ve çocuklarına karşı kayıtsız ve sorumsuz davrandığı, davalı erkeğin kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında taraflar, ortak çocuklar ve toplum açısından korunmaya değer bir fayda kalmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının kusurunun ise dosya kapsamında ispatlanamadığı, sosyal inceleme raporu, ortak çocukların annelerinin yanında kalması ve kurulu düzenlerinin olması nedenleriyle ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklarla davalı baba ile kişisel ilişki kurulmasına, velâyet kendisine verilmeyen eşin, ortak çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunda olduğundan tarafların sosyal ve ekonomik durumu ve çocukların ihtiyaçlarına göre çocuklar için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kusursuz davacı kadın için tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadın için tarafların sosyal ekonomik durumları, kusurları, evlilik süreleri ve hakkaniyet ilkesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmasına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar Muhammed Yasin Bayraktar ve Aylin Bayraktar lehine ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir, ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 9.000,00 TL maddî, 9.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya dair talebin reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, boşanma kararını kabul ettikleri, davacının iddialarının gerçek olmadığı gibi af iradesinin söz konusu olduğu ancak dikkate alınmadığı, koruma kararlarının lehe delil oluşturma amacı taşıdığı, davacı tanıklarının birinci derece yakınları olduğu, yanlı beyanda bulundukları, maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, miktarlarını yüksek olduğu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu, çocuklarının velâyetlerinin müvekkiline verilmesi gerektiğini beyanla; kusur belirlemesi, maddî, manevî tazminat ve miktarları ile velâyet düzenlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davada ki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün yasal unsurları taşıdığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, 10.11.2020 tarihli duruşmada tarafların delil listesi sunma taleplerinin reddine karar verildiği halde davacı tarafın tanıklarının dinlenildiği ve hükme esas alındığı, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, davacının iddialarının gerçek olmadığı gibi af iradesinin söz konusu olduğunu ancak dikkate alınmadığı, koruma kararlarının delil oluşturma amacı taşıdığı, davacı tanıklarının birinci derece yakınları olduğu, yanlı beyanda bulundukları, davacı tarafın çocuklar ile ilgilenemediği, velâyetlerinin müvekkiline verilmesinin çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimleri için daha uygun olacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.