"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/99 E., 2023/501 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/899 E., 2022/695 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; kadının yıllardır eşinin şiddetine, hakaretine maruz kaldığını, erkeğin sorumsuzluklarına katlandığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin kadına verilmesine, aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 10.12.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadına ve ailesine hakaret ettiğini, çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığını, kazancını ailesi ile paylaşmadığını, kadının bilgisi dışında kadın adına şirket kurup kadını borçlandırdığını, erkeğin sıklıkla yalan söylediğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin kadına verilmesine, aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 200.000,00TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ıslaha cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, ailesini ve yuvasını devam ettirmek isteğini, eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini, dava dilekçesinde hiçbir delile dayanılmadığını, ıslah dilekçesi ile delil sunulamayacağını, manevî tazminatın arttırılamayacağını beyan ederek, davanın tümden reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin birlik sırasında sürekli biçimde kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, UYAP sisteminden yapılan incelemede erkek hakkında açılmış çok sayıda icra takip dosyasının olduğu, davacı tanıklarının erkeğin sürekli borçlandığını, bu nedenle konuta sürekli haciz evrakının geldiğini belirttikleri, buna göre erkeğin borçlandığı, borçlarını ödemeyince çok sayıda icra takibine mahal verdiği, erkeğin kadına hakaret ettiğine dair bir delil ise olmadığı, bu hususta beyanına başvurulan tanığa duruşma esnasında davacının müdahale ettiği, dolayısıyla bu hususta başkaca bir delil de olmadığı, erkeğin daha önce evlenip boşanmış olmasının, davacının bunu sonradan öğrenmesinin sonuca etkisinin olmadığı, bu hususun boşanma değil diğer koşulları varsa evliliğin iptaline konu edilebileceği, erkeğin, kadının kusurunu ileri sürmediği, tam aksine eşini sevdiğini ileri sürdüğü, ileri sürülmeyen kusurun mahkemece re'sen araştırılamayacağı, değerlendirilemeyeceği, erkek eşini sevdiğini bildirdiğine, evliliği sürdürmek istediğini belirttiğine göre kadının kusurunun araştırılmasının yersiz de olduğu, borçlanan, icralık olan, eşine ve çocuklarına sürekli fiziksel şiddet uygulayan erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu, tam kusurlu eşin davaya itirazının sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın ve çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesine kadar devamına, çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, tazminat miktarları ile iştirak nafakası miktarının az olduğunu belirterek, iştirak nafakası miktarı, tazminat miktarları , reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, iştirak nafakası miktarı, tazminat miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 29.05.2023 tarihli ek kararı ile davacı kadın vekilinin muhtıra tebliğine rağmen temyiz harçlarını süresinde yatırmaması nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 372 nci ve 344 üncü maddeleri gereğince davacı tarafın temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
3.Ek karar davacı vekiline 05.06.2023 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacı kadın vekili tarafından ek karara karşı temyiz talebinde bulunulmamıştır.
4.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.