"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2842 E., 2022/2545 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/97 E., 2021/725 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ile karşı davaya ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların ortak çocuklarının olmadığını, kadının evliliğin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, ailesinin etkisi altında kalarak müvekkiline hareket ettiğini, müvekkile karşı ilgisiz olduğunu, müvekkilin isteklerini yerine getirmediğini, kadının müvekkile karşı güvensizliğinin olduğunu, müvekkilin tek başına bir yere gitmesine karşı çıktığını, kadının ortak evi terk ederek gittiğini, iddialarının gerçek dışı olduğunu, ortak evi terk ederek giden tarafın kadın olduğunu, tarafların dört aydır fiilen ayrı yaşadıklarını, bir araya gelme konusunda bir girişimlerinin olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili davaya cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının soyut ve asılsız olduğunu, müvekkilini eş olarak görmediğini, ne yaparsa yapsın ses çıkarmayacak, itaat edecek biri olarak gördüğünü, müvekkiline adeta bir eşya gibi davrandığını, erkeğin altınları istediğini, müvekkili vermeyince kavga çıkardığını, sık sık altın konusunu açarak huzursuzluk yarattığını, bu nedenle yatağını ayırdığını, psikolojik şiddet uyguladığını, aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler söylediğini, eşinin ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkeğin telefonla eski sevgilisi ile görüştüğünü, müvekkile ve ailesine saygı göstermediğini, seyahatlerinden bilgi vermediğini, kendisini müvekkilinden statü olarak yüksek gördüğünü, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, kararları erkeğin babasının verdiğini, ailesinin etkisi ve yönlendirmesi ile hareket ettiğini, müvekkil evli olduğu dönemde ...'da ücretli öğretmenlik yaparken erkek ve ailesi tarafından zorla oturduğu evden çıkartıldığını, tek başına ...'da geçinemeyen müvekkilin istifa etmek zorunda kaldığını, şu anda ...'da ailesinin yanında kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 7.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından dayanılan vakıaların ispat edilemediği, erkeğin, kadına hakaret ettiği, "Şükret babama, bugünleri yaşıyorsun, benim işime karışamazsın" şeklinde söylediği, son olayda erkeğin evden gittiği, erkeğin babasının tanık S.B. yi aradığı ve "Kızınızı nereye bırakalım" şeklinde sorduğu, tanığın ise kadını almak istediği, ancak erkeğin babasının kadını, teyzesi tanık S.S. nin evinin bahçesine bıraktığı, tanığın "..Kızı benim evimden mi aldınız ki bana bırakıyorsunuz.." şeklinde söylemesine rağmen erkeğin babasının oradan ayrıldığı, bu tarihten itibaren tarafların ayrı yaşadığı, erkeğin, kadını haklı yere bıraktığını veya kadının kendisinin gitmek istediğini ispat edemediği, yine dinlenen tanık beyanlarına göre erkeğin eve bakmadığının anlaşıldığı, taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonra bir barışma girişiminin olmadığı, her ikisinin de boşanmak istediği, bu haliyle evlilik birliğini çekilmez hale getiren ve birliğin yükümlülüklerine aykırı davranan erkeğin kusurlu olduğu, tarafların bir araya gelerek evliliği devam ettirmelerinin mümkün olmadığı ve devamında menfaat kalmadığı gerekçesi ile erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
... erkek vekili, tanıklarının beyanlarının değerlendirilmediğini, kadının tanık beyanlarına itibar edilerek müvekkilinin kusurlu bulunmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve maddî, manevî tazminata hükmedilmesini kabul etmediklerini, miktarlarının çok yüksek olduğunu, dosya içerisindeki sosyal ve ekonomik durum araştırmasına aykırı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ile dosya kapsamından, erkeğin mahkemece kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise ispatlanmış kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davada davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, boşanma davası açılmakla res'en gerekli tedbirlerin alınması gerektiği, boşanmaya sebep olayların kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, eve boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının makul olduğu, erkek aleyhine karar verilmesi nedeni ile vekalet ücreti yükletilmesinin uygun olduğu, kararın usul ve kanuna uygun bulunduğu gerekçesi ile, ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanıklarının beyanlarının değerlendirilmediğini, kadının tanık beyanlarına itibar edilerek müvekkilinin kusurlu bulunmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve maddî, manevî tazminata hükmedilmesini kabul etmediklerini, miktarlarının çok yüksek olduğunu, dosya içerisindeki sosyal ve ekonomik durum araştırmasına aykırı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, asıl davanın ispatlanıp ispatlanmadığı, karşı davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarını oluşup oluşmadığı, miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci, 51 inci, 52 nci ve 58 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.