Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6036 E. 2023/4470 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri ve evlilik süresi gibi kriterleri değerlendirerek takdir ettiği yoksulluk nafakası miktarında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/721 -2023/792

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/876 E., 2021/665 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı kadının, erkeğin ekonomik gücü üzerinde maddî beklentiler içerisinde olduğunu ve müsrif davrandığını, müvekkilinden hesabına yüklü miktarda para yatırması beklentisi içerisinde olduğunu, müvekkiline ilgi ve sevgisini göstermediğini, müşterek haneyi 7-8 defa terk ettiğini, ağır sinkaflı hakaretlerde bulunduğunu, 2019 yılı Temmuz ayında yine evi terk ettiğini ve ortak konuta dönmediğini, ekonomik ve duygusal şiddete bayramda erkeğin köyünde etrafa duyulacak şekilde devam ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini, akabinde de uzaklaştırma kararı alarak erkeğin ortak konuta dönmesini engellediğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, sorunların çözümü için müvekkilinden 30.000,00 TL nakit ödeme talep ettiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlenmeden önce müvekkilinin önceki evliliğinden olan çocuklarına güzel bir yaşam sürdürme vaadinde bulunmuş ise de evlendikten sonra çocuklarına evin zorunlu ihtiyaçları dışında hiç bir harcama yapmadığını, kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, çocuklarının 2013 ve 2015 yılında üniversite eğitimi için başka şehirlerde yaşamaya başladıklarını ve müşterek konuttan ayrıldıklarını, babalarından yetim maaşı aldıklarını, kızı için kira bedelini isteksiz ödediğini, oğlu için ise kira ödemelerini düzensiz bir şekilde yaptığını, bu sebeple şiddetli kavgalar çıkardığını, kadının çalışamıyor oluşunu yüzüne vurduğunu ve küçümsediğini, evin giderleri için adeta yalvarmasının beklendiğini, evi terk etme amaçlı gitmediğini, kızının gösterisini izlemek için evden çıktığını, yanına hiç bir kişisel eşyasını almadığını, bir haftalık bu süreçte kızını arayarak davalı- karşı davacının kendisini aldattığını, kendisinin de bir kadın bulduğunu ve evin ve kendisinin ihtiyaçlarını gördüğüne dair hayal ürünü iddialarını söylediğini, iftara sonucu onuru kırılan müvekkilinin kızının yanında kalmaya devam ettiğini, kişilik haklarına zarar verdiğini ancak daha sonra bir şans vermek adına müşterek konuta döndüğünü, erkeğin hiç bir zaman sorumluluk sahibi bir eş olmadığını, kızının hiç bir törenine ve gösterisine katılmadığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfürler ettiğini, hem kendisine, hem de çocuklara karşı baskıcı davrandığını, asıl davanın reddine, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile en yüksek faiziyle birlikte 70.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşinin rızası hilafına uzun süreler evden ayrıldığı, eşinin misafirlerine iyi davranmadığı, erkeğin ise eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadın lehine aylık 750 tedbir nafakasına, iki yıllık bedele tekabül eden toptan 18.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli ve 2021/1281 Esas, 2022/1311 Karar sayılı kararıyla;İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı kadının "eşinin misafirlerine iyi davranmadığı" gerekçesiyle kusurlu bulunduğu belirtilmiş ise de, erkeğin vekilinin karşı davaya ilişkin cevap dilekçesinin süresinde olmadığı, bu nedenle bu dilekçedeki bu iddianın kusurun tespitinde dikkate alınamayacağı, kaldı ki bu kusur ve kadına yüklenen diğer kusur olan eşinin haberi ve rızası dışında uzun süreler evden ayrılmak şeklindeki kusura ilişkin iddia edilen eylemlerin eski tarihli olup, af/hoşgörü kapsamında kaldığı, boşanmaya esas alınamayacağı, 12.08.2019 tarihli olay ve devamında yaşanan süreçte meydana gelen eylemleri sebebiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle kadının kusur tespitine ve derecesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ve kusur gerekçesinin düzeltilmesine, evlilik süresi dikkate alındığında irat şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken koşulları oluşmadığı halde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kadın lehine 35.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 15.02.2023 tarihli ve 2022/9842 Esas, 2023/611 Karar sayılı ilamıyla, somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, tarafların evlilik süreleri, her iki tarafın ikinci evliliği olması ve ortak çocuklarının bulunmayışı dikkate alınarak davalı- karşı davacı kadın lehine 18.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına karar verildiği, karara karşı davalı- karşı davacı kadın tarafından yoksulluk nafakasının miktarı yönünden de istinaf başvurusunda bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık görülen haller dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağının düzenlendiği, davalı- karşı davacı kadın vekilinin istinaf dilekçesinde yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine itirazı olmadığını açıkça belirttiği, yoksulluk nafakasının sadece miktarına itiraz ettiği, yoksulluk nafakasının toptan şeklinde hükmedilmesine itiraz edilmediği ve toptan şeklinde hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve miktar yönünden yapılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer temyiz itirazlarının reddiyle bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; bozma ilamına uyulmak suretiyle, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, filli evlilik süresi, paranın alım ve erkeğin ödeme gücü, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözönünde tutularak, kadın lehine aynı Kanun'un 175 inci maddesi ve 176 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca aylık 1.500,00 TL'den takdiren 2 yıllık süre karşılığı toplam 36.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kapsamı dışında kalan kısımların kesinleşmiş olduğundan bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL'den takdiren 2 yıllık süre karşılığı toptan 36.000,00 TL yoksulluk nafakasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluşmadığını, miktarının fahiş olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının direnme kararı niteliğinde olduğunu bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, talep ettikleri gibi aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, süresinin de daha uzun olması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, dosya kapsamına, hakkaniyete ve bozma ilamının amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.