Logo

2. Hukuk Dairesi2023/607 E. 2023/3667 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, davalı tanıklarının dinlenmesinin uygun olup olmadığı, tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermeyerek delil bildirme hakkını kaybettiği, davalı tanıklarının dinlenmesinin ve kadına kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakasının yerinde olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 32 yıllık evlilik hayatında neredeyse hiç çalışmadığını, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğüne hiç bir zaman uymadığını, sürekli kahvehanelerde oyun oynadığını, eve sarhoş geldiğini, davacıya şiddet uyguladığını, eve geldiğinde davacı ayağa kalkıp esas duruşa geçmezse ve geldiğinde herhangi bir işle uğraşmaz vaziyette görünce büyük bir kavga çıkarıp davacıyı darp ettiğini, aşırı agrasif olduğunu, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, başına silah dayadığını, davacıyı başka kadınlarla aldattığını, sinkaflı küfürler ettiğini, daha önce davacı tarafından davalı hakkında Bakırköy 11. Aile Mahkemesinin 2013/840 Esas sayılı dosyasında dava açılmış ise de bu davanın usulden reddedildiğini, dava açıldıktan sonra davacının normal hayatını yaşamak için Almanya'ya döndüğünü ancak davalının önceki davranışlarına devam ettiğini, davacının iş yerine gelip para istediğini, çok borcu bulunduğunu belirterek hayat sigortasını bozdurmasını istediğini, davacının gerek davalının iyi davranmış olması gerekse korku yüzünden 45.000,00 Euro miktarlı hayat sigortasını bozdurarak davalının borçlarını ödediğini, bundan sonra davalının yeniden ağır baskı ve şiddet uyguladığını, hakaretlerde bulunduğunu, davacıyı sayısız defa darp ettiğini, bıçaklamaya çalıştığını vücudunun değişik yerlerine anahtar batırarak boğmaya teşebbüs ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2018 tarih ve 2015/538 Esas ve 2018/635 Karar sayılı kararı ile davalının davacıya darp ve şiddet uyguladığı, ağır biçimde fiziksel şiddette bulunduğu, hatta davacının ensesine anahtar batırarak davacının vücudunda çok sayıda delik oluşturduğu, boğazını sıktığı, küfür ve hakaret ettiği, başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davranış içerisine girdiği, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin tamamen davalının kusurlu hareketleriyle ve devamı davacıdan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL olarak hükmolunan tedbir nafakalarının bugünden (18.09.2018) itibaren aylık 600,00 TL ye yükseltilmesine, ve yoksulluk nafakası olarak devamına, 45.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2021 tarih ve 2019/61 Esas, 2021/1263 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinin Tebligat Kanununun 25/a maddesi gereğince 13.01.2016 tarihinde, 06.06.2016 tarihli ön inceleme günü 19.05.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, dava dosyasının 06.06.2016 tarihinde işlemden kaldırıldığı, bu şekilde usulüne uygun tebligata rağmen davalının cevap vermediği, delil bildirme hakkının sona erdiğinin anlaşıldığı ancak dava dosyasının işlemden kaldırılmasından sonra 23.02.2017 tarihli yeni duruşma gününün davalıya tebliğ edilemediğinin Düsseldorf Başkonsolosluğunun 05.04.2017 tarihli yazı cevabından anlaşıldığı, bu eksiklik giderilmeden 02.11.2017 tarihli duruşmada davacı tanıklarının dinlenildiği, sonrasında sözlü yargılama duruşma gününün ve gerekçeli kararın tebliğ edilmesinin bu eksikliği ortadan kaldırmayacağı tarafların tahkikat için duruşmaya davet edilerek davanın esasına yönelik karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile başvurunu kabulü ile hükmün kaldırılmasına yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı vekili cevap dilekçesi sunmayan davalının tanık dinletmek istemesine muvafakat etmemiş ise de, cevap hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle kaldırılan İlk Derece Mahkeme kararımız ilgili eksikliğin yerine getirilmesinden sonra ön inceleme aşamasına çekildiğinden ve cevap dilekçesi verilmese de ön inceleme duruşmasında davalı tanıklarının hazır edildiği görüldüğünden tanıkların müşterek çocuklar olduğu da saptanmakla geçimsizliğin tespitinde en gerçek ve tarafsız tanık olabilecekleri nedeniyle dinlenmelerine karar verildiği, dosya kapsamından davalının davacıya darp ve şiddet uyguladığı, ağır biçimde fiziksel şiddette bulunduğu, hatta davacının ensesine anahtar batırarak davacının vücudunda çok sayıda delik oluşturduğu, boğazını sıktığı, küfür ve hakaret ettiği, başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davranış içerisine girdiği, davacının ise müşterek çocuklar olan tanıkların yanında davalıya sesini yükselterek konuştuğu, başka erkeklerle sosyal medyadan yazıştığı, davalıya bıçakla saldırdığı, tüm bu sebeplerle devamı her iki taraf için de beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı için hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 18.09.2018 tarihli ara karar ile aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine, tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, yasal şartları oluşmadığından davacının yoksulluk nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın kusur belirlemesi, reddedilen maddî, manevî tazminat ile nafaka talepleri yönünden, davalı erkek ise hükmün bütünü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda şiddet uygulayan küfür ve hakaret eden erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin süresi içinde cevap vermeyerek delil bildirme hakkını kaybettiği, davalı erkeğin cevap bildirme hakkı sona ermesine rağmen davalı tanıklarının dinlenilmesinin doğru olmadığı, buna rağmen erkeğin tanıklarının dinlenerek kadına kusur yüklenilmesi ve güven sarsıcı davranış konusunda kadının tanıklarının görgüye dayalı bilgileri olmadığı halde bu eylemden dolayı da erkeğe kusur yüklenilmesinin doğru olmadığı, Daire gönderme kararında "Bu şekilde usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermediği, delil bildirme hakkının sona erdiği anlaşılmıştır" ibaresine rağmen bunun İlk Derece Mahkemesince yeterince anlaşılmadığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi hatalı kusur değerlendirilmesi neticesinde koşulları oluştuğu halde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) TMK 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 175 inci maddesi gereğince kadın lehine maddî, manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin dayanılan ve ispat edilen vakıalar yönünden hükmün gerekçesinin düzeltilmesine sonuçta erkeğin tam kusurlu olması nedeni ile kadının kabul edilen davasına yönelik tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı kadının kusur tespiti ile reddedilen maddî, manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin esastan kabulü ile, ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadın yararına 45.000,00TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat, aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra tanıkların dinlenmesinin doğru olduğu, dinlenen tanıklar ortak çocuklar olup davacı kadının kusurunun ispatlandı açıktır, boşanmaya ilişkin kararın yoksulluk nafakası ve tazminatlara ilişkin kısımlarının bozulmasına karar verilmesini talep ettiğini belirterek; kararı kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, geçimsizliğin olması halinde kusurun kimden kaynaklandığı, davalı tanık beyanlarının dikkate alınıp alınmayacağı kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı oluşmuş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 125 inci, 127 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.