Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6142 E. 2024/972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasında davacının dava açma ehliyetinin olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 298. maddesi gereğince tanımanın iptali davasının Cumhuriyet savcısı tarafından da açılabileceği gözetilerek, davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmeli ve davanın esasının incelenmesi gerekirken, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1442 E., 2023/42 K.

DAVA TARİHİ : 17.08.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/8 E., 2020/182 K.

Taraflar arasındaki tanımanın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... davanamesinde davalı ... Bardakçı ile evli olan davalı ...'nın, Aurelia Cebotori isimli kişi ile gayri resmi birliktelik yaşayarak 12.08.2009 tarihinde ... isimli kız çocuğunun dünyaya geldiği, aile birliğinin sarsılmaması için ...'yı davalı ...'nın amcasının oğlu olan davalı ...'nın nüfusuna kaydettirdiği, bu durumun 2015/157112 sayılı soruşturma evrakı kapsamından ve nüfus aile kayıt suretlerinden anlaşıldığı belirtilerek ...'nın davalı ... üzerindeki nüfus kaydının iptal edilerek gerçek babası olan ...'nın nüfusuna kaydettirilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamış olup davalı ... vekili verdiği 11.04.2017 tarihli beyan dilekçesi ile davayı kabul ettiklerini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Davanamenin İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilerek 2016/343 Esasına kaydının yapıldığı, İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/343 Esas sayılı dosyasında 03.07.2017 tarih 2016/343 esas ve 2017/258 karar sayılı kararı ile dava konusunun tanımanın iptali davası olduğu, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın aile mahkemesine tevzi edildiği, İstanbul 1.Aile Mahkemesinin 02.04.2019 tarih ve 2018/111 Esas 2019/269 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, ancak görevsizlik kararında taraflar ile ilgili olmayan başka bir dosyadan kes yapıştır suretiyle elde edilen gerekçenin kullanıldığı, karşılıklı görevsizlik kararı sonucu dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2019/2085 Esas 2020/455 Karar sayılı kararı ile; davanın kayden baba görünen kişinin isminin silinmesi talebi yönünden gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği, bununla birlikte nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması talebi yönünden ise soybağı davası olduğu ve aile mahkemelerinin görevli olduğu, aynı davada talebin bir bölümünde genel mahkemenin, bir bölümünde ise özel mahkemenin görevli olması halinde bütün talepler hakkında özel görevli olan aile mahkemesinin uyuşmazlığı çözmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 21 inci ve 22 nci maddeleri gereğince yargı yeri olarak aile mahkemesi belirlenerek dosyanın gönderildiği anlaşılmıştır.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın küçük ...'nın nüfus kayıtlarında halen babası olarak görünen ... ile olan soybağının reddinin ardından biyolojik babası olan ... ile arasında soybağının kurulması talebine ilişkin olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesine göre soybağının reddi davasının ve aynı kanunun 301 inci maddesine göre de soybağının kurulması için açılan davanın belirtilen maddelerde sınırlı olarak sayılı kişiler tarafından açılabileceği, 301 inci maddenin üçüncü fıkrasında açılan babalık davasının Cumhuriyet Savcısına ve diğer ilgililere ihbar edilebileceğinin belirtildiği, somut olayda davanın ... tarafından açıldığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının davacı sıfatının olmadığı gerekçesi ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda nüfus kaydının düzeltilmesinin ilk adımının müvekkilinin gerçekleştirdiği tanımanın iptali olduğunu, Mahkemenin davayı nitelemekte yanılgıya düştüğünü ve bu nedenle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, oysa tanımanın iptali davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabileceğini belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 298 inci maddesinde çocukla baba arasındaki soybağı tanıma yoluyla kurulmuş ise; ana, çocuk, çocuğun ölümü halinde alt soyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanımanın iptali davası açabileceğinin belirtildiği, somut olayda ...'nın tanıma senediyle ... tarafından tanınarak soybağının kurulduğunu, iş bu davanın ...'nca açıldığı, 4721 sayılı Kanun'un 298 inci maddesi gereğince ...'nın bu davada davacı sıfatının olmadığı anlaşılmakla aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı ...'nın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; her iki Mahkemenin de hatalı olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 298 inci maddesi gereğince Cumhuriyet Savcılığınca tanımanın iptali davası açılabileceğini, maddede geçen çocuğun ölümü halinde Cumhuriyet Savcısının tanımanın iptali davasını açabileceği şeklinde yapılan yorumun yanlış olduğunu, kanun maddesinin yanlış yorumlandığını belirterek tanımanın iptali davası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tanımanın iptali ile babalık davası olup uyuşmazlık, Mahkemeler tarafından davanın hukuki nitelendirmesinin dava doğru tespit edilip edilmediği, soybağına ilişkin davanın 4721 sayılı Kanun'un 301 inci maddesine göre Cumhuriyet Savcısı tarafından açılamayacağının kabulü halinde, davanamedeki diğer talep olan kayden baba olarak görünen ...'nın babalık hanesinden silinmesi talebinin karşılanıp karşılanmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesi davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılıp açılamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 298 inci maddesi, 301 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri.

3.Değerlendirme

... tarafından açılan tanımanın iptali davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın soy bağına ilişkin olduğu ve bu davanın kanunda sayılı kişiler tarafından açılabileceği gerekçesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının davacı sıfatı olmadığından aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince ise, davanın tanımanın iptali davası olduğu ve 4721 sayılı Kanun'un 298 inci maddesine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bu davada davacı sıfatının olmadığı anlaşılmakla aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile esastan ret kararı verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından tanımanın iptali davası yönünden temyiz edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın soybağının reddi ve ardından soybağının kurulması davası olduğu belirtilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise davanın tanımanın iptali davası olduğu belirtilerek esastan ret kararı verilmiş olup yapılan yargılama ve toplanan delillerden eldeki davada iki ayrı talep bulunduğu, birincisinin tanımanın iptali davası, ikincisinin ise babalık davası olduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince her iki dava yönünden aktif husumet yokluğundan ret kararı verilmiş, davalı ... vekilinin istinaf yoluna başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret kararı verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından tanımanın iptali yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 298 inci maddesinin birinci fıkrasında tanımanın iptali davasının ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet Savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tarafından açılabileceği belirtilmiştir. Bu halde, tanımanın iptali davasının davanın Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabileceği değerlendirilerek, işin esasına girip bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının tanımanın iptali davası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının tanımanın iptali davası yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.