Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6159 E. 2023/5126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3265 E., 2023/710 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına, ziynet alacağı davasına yönelik temyizinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı erkek vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel, sözlü ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, evliliklerinin ilk gününden itibaren erkeğin zihinsel engelli olan kardeşine bakmak zorunda bırakıldığını, erkeğin ilgisiz olduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, aşırı derecede kıskançlık yaptığını, hastalığında ilgilenmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 24.000,00 TL altın bedelinin tahsiline talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının özürlü olan kardeşinin bakım parasını aldığını, daha önce bu parayı kadının aldığını, kadının bakmaması üzerine komşuların şikayeti ile bakım parasının kendisine verilmeye başlandığını, buna rağmen kartı kadına verdiğini ve maaşı yine onun çektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2021 tarih ve 2019/89 Esas, 2021/249 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına psikolojik, ekonomik, sözlü, fiziksel şiddet uyguladığı, sorumlulukları yerine getirmediği, zorla zihinsel engelli kardeşine, yatalak olan annesine baktırdığı, yakalandığı hastalıkta destek olmadığı gibi tedavisini engellediği, aşırı kıskançlık yaptığı ve kıskançlık nedeniyle haksız yakıştırmalar yaptığı ve tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının iadesi talebinin kısmen kabulü ile, 13.797,41 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ziynet alacağının kısmen reddedilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen kusurlu davranışlara ve tarafların ekonomik durumlarına göre tedbir, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek reddedilen ziynet alacağı, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden istinaf başvurularının kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, ziynet alacağının reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın tümü yönünden istinaf başvurularının kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2022 tarih ve 2021/1276 Esas, 2022/725 Karar sayılı kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre Mahkemece kabul edilen erkek kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, bu haliyle kadının davasının kabul edilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu; erkeğin cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, hazır edilse dahi tanıklarının dinlenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi’nin erkeğin duruşmada hazır edilen tanıklarını dinlememiş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kadın eşin bir gelirinin olmaması, erkek eşin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunması, düzenli emekli maaşı geliri yanı sıra sosyo ekonomik durum raporuna göre köyde çiftçilik yaptığı, UYAP üzerinden alınan adına kayıtlı bostanlık ve tarlaların varlığı, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kadının kişilik haklarına saldırı dikkate alındığında kadın eş yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; davacı kadın vekilinin tazminat ve nafaka miktarları ile ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulü ile kadının talebi ile bağlı kalınarak toplam 24.000,00 TL'nin erkekten tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Dairenin Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından nafakalar ve tazminat miktarları yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise boşanma ve ziynet alacağı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03.11.2022 tarih 2022/5874 Esas, 2022/8825 Karar sayılı kararı ile kadının kabul edilen ziynet alacak miktarının 24.000,00 TL olduğu, bu miktarın, karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'yi aşmadığı, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi gereğince temyiz sınırı altında olduğu, davalı erkeğin ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesinin gerektiği; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, kusurun derecesi, kişilik haklarının ihlali, günün ekonomik koşulları ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafaka miktarının az olduğu gerekçesi kararın bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına ve erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin 02.05.2023, tarih ve 2022/3265 Esas, 2023/710 Karar tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen kadının mevcut ve beklenen menfaatleri ile nafakanın niteliği ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta belirtilen kararına karşı taraf vekillerince temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafaka miktarı ile tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek nafaka ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusurlar kesinleşmiş olsa da hatalı belirlendiğini, erkeğin babadan gelen miras malı olan az miktardaki bahçesinde çiftçilik yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını, aynı zamanda engelli kardeşine de baktığını, yaşından dolayı başkaca bir işte de çalışmadığı gibi maddî durumu elvermediği için emekli de olamadığını, sabit bir geliri bulunmadığı, ancak kendi iaşesini karşılayabildiğini, 06.02.2023 tarihinde meydana gelen depremlerden dolayı gittikçe mağdur olduğunu ve tamamen başkalarının yardımına muhtaç hale geldiğini, bozma ilamına göre yapılan yargılama neticesinde hükmolunan tazminat miktarını gücünün oldukça üstünde olduğunu ileri sürerek 6100 sayılı Kanunu’nun 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, kararın tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, nafaka ve tazminat miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ayten'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Cemal'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.