"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2347 E., 2023/1079 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/37 E., 2022/315 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve kadın yararına hükmolunan nafakalar; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile tedbir nafakalarının miktarları dışında kalan istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı-karşı davalı erkeğin, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ve miktarına yönelik karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalı erkeğin, temyiz isteminin yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve miktarı yönlerinden reddine karar vermek gerekir.
Davacı-karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında kalan ve davalı-karşı davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek, dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının müsrif olduğunu, maddî sıkıntıya girmelerine sebep olduğunu, telefonuyla fazla vakit geçirdiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret edip aşağıladığını, kıskanç tavırlar sergilediğini, özel hayatlarını üçüncü kişilere anlattığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin düzenli çalışmadığını, eş ve arkadaşlarının evi dağınık bıraktığını, sürekli eş ve ailesine hakaret ettiğini, aşağıladığını, çocuğu azarladığını, şiddet uyguladığını, erkeğin görüştüğü kadının çocuğa şiddet uyguladığını, kötü davrandıklarını, sürekli alkol kullandığını, sürekli eve geç geldiğini, sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, dengesiz davrandığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, tatile kardeşiyle gitmek zorunda kaldığını, kocalık vazifelerini yerine getirmediğini, çocuğun velâyetini almakla tehdit ettiğini, boşanmak istediğini sürekli söylediğini iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin düzenli bir çalışma hayatının olmadığı, Gülistan C. isimli bayanla yoğun sayılabilecek şekilde telefon görüşmeleri yaptığı, ortak haneye getirdiği, güven sarstığı, hakaret ettiği, seni boşayacağım yanıma yakışmıyorsun yaşlı görünüyorsun şeklinde sözler söylediği, alkol alışkanlığı olduğu, kadının ise, aile bütçesini aşan şekilde alışveriş yaptığı, telefon ve sosyal medyada aile huzurunu bozacak şekilde fazla şekilde vakit geçirdiği, hakaret ettiği, erkeğin ailesine ben oğlunuzu boşayacağım dediği, ortak çocuğun kişisel bakımlarıyla yeterince ilgilenmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen geliri olmayan kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir, 1000,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurların erkek tarafından istinaf edilmeksizin kesinleştiği, erkeğin kadının annesine hakaret ettiği tanık Miyase'nin beyanıyla, sürekli eve geç geldiği tanık İsmail'in beyanıyla, çocuğu almakla tehdit ettiği tanık İsmail'in beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususlarda erkeğe kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin sadakatsiz davrandığı sabit olduğu halde güven sarsıcı davranış kusurunun verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurların sabit olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, çocuk ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, boşanmaya sebep olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına 25.000,00TL maddî, 25.000,00TL manevî tazminata, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tedbir nafakalarıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden itibaren çocuk yararına aylık 600,00 TL, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, çocuk ve kadına yararına hükmedilen nafaka miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-karşı davalı erkeğin, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.