"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/446 E., 2023/1324 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/102 E., 2021/864 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. İstinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı, sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararı erkek tarafından istinaf edilmediği, kadının asıl davasının kabulü ve boşanma hükmünün kesinleştiği, buna göre erkeğin, kadının (kusur belirlemesi, birleştirilen davanın kabulü, maddî ve manevî taminat talebi ile iştirak nafakası miktarı yönünden) istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, kadının asıl davasının kabulü yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-davacı erkeğin kadının asıl davasının kabulü yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-davacı erkeğin reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadının dava ile vekilinin birleştirilen davaya cevap dilekçelerinde; erkeğin, evlilik süresince küçük düşürücü davranışları olduğunu, müşterilerle muhatap olmasını istemediğini, ofisin çaycısı ya da temizlikçisi muamelesi yaptığını, aşağıladığını, sigortasını yaptırmadığını, sık sık alkol alarak taşkınlık çıkardığını, son zamanlarda daha çok alkol alıp evin ihtiyaçlarına kayıtsız kalmaya başladığını, küfür ve hakaret ettiğini ve "Kendine koca bul" şeklinde söylediğini, rencide ettiğini, baskı kurduğunu, tehdit ettiğini, ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi ilgisiz ve sevgisiz davrandığını, ayrı ve bağımsız bir ev tutmaktan imtina ettiğini, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, nafakaların ÜFE/TÜFE oranında artırılmasına, erkeğin birleştirilen davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleştirilen dava dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, kadının, müvekkiline karşı sürekli somurtmaya, soğuk ve ilgisiz davranmaya başladığını, eşine seslendiği zamanlarda karşılık bile vermediğini, gece geç saatlere kadar sürekli annesinin yanında oturduğunu, kadının ailesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiğini, kadının üç, dört kez müvekkilinin eşyalarını toplayarak evden kovduğunu, kadının babasının evinde kalmaları için baskı yaptığını, defalarca sinir krizi geçirerek iş yerindeki eşyaları kırdığını, kadının ve annesinin baskıları ile ayrı bir eve çıkamadıklarını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk lehine 1.000,00 TL nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına karşı "Köpek" şeklinde söyleyerek bağırdığı, ortak çocuğa ve kadına ilgisiz davranışlarının bulunduğu, kadının ise, erkeğin kiraya da olsa başka bir eve çıkma isteğine kadın ve annesinin ısrarla karşı çıktıkları, aynı evde oturmak istedikleri, erkeğe karşı soğuk ve ilgisiz davranışlarda bulunmaya başladığı, taraflardan devamı beklenemeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 100,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin birleştirilen davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ile baba arasında şahsi ilişki düzenlemesi, iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, erkeğin, kadının davasına süresinden sonra cevap dilekçesi verdiği gibi herhangi bir delile de dayanmadığı, yine erkeğin, birleştirilen dava dilekçesinde de herhangi bir delile dayanmadığı, erkeğin cevap dilekçesinin süresinde olmaması ve birleştirilen davada tanık deliline dayanmaması nedeniyle tanıkları dinlenerek kadına kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, dayanılmayan delillerin kusur belirlemesine esas alınamayacağı, gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin tanıklarının beyanları dikkate alınarak kadına kusur yüklenmek suretiyle birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, erkeğin, kadına karşı saygısız ve rencide edici şekilde davrandığı, ev içi ve sokak gözetmeksizin itip kakar şekilde davrandığı, 'Köpek" şeklinde söyleyerek bağırıp çağırdığı, sürekli kızgın davrandığı, ortak çocuğa ve kadına karşı ilgisiz davranışlarının olduğu, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kusursuz kadın lehine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, kusur dereceleri ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği, velayet kendisine verilmeyen eş ortak çocuğun bakım ve eğitim giderlerine maddî gücü oranında katılmak zorunda olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre çocuk lehine uygun iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, maddî ve manevî tazminat talepleri ile iştirak nafakası miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kusura ilişkin gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesine, hükmün asıl davaya ilişkin olan (A) bendinin üçüncü, beşinci ve altıncı bentleri ile birleştirilen davaya ilişkin (B) bendinin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, birleştirilen davanın reddine, ortak çocuk lehine 500,00 TL tedbir, aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı TÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, birleştirilen dava yönünden yargılama masraflarına, davacı-davalı kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek, dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı gibi hazır edilen tanıklarının dinlenmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, birleştirilen davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında erkeğin tanık deliline dayanıp dayanmadığı, birleştirilen davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesinde, dava dilekçesinde, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin bulunması gerektiği düzenlenmiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince tarafların tanıkları dinlenilerek yapılan yargılama sonucunda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının asıl davası ile erkeğin birleştirilen davasının kabulü ile boşanmalarına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, kararın, kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin delil bildirmediği ve tanık deliline dayanmadığı, bu nedenle erkeğin tanık beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, gerçekleşen olaylara göre erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kusur belirlemesi yönünden gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin birleştirilen davasının reddine, kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verildiği, hükmün, erkek tarafından temyiz edildiği görülmüştür. Erkeğin birleştirilen dava dilekçesinin incelenmesinde ise, dava dilekçesinin içeriğinde, kadının kusurlu davranışlarına yönelik ileri sürdüğü iddialarının "davalının bu tutum ve davranışları tanık beyanları ile ispatlanacaktır" şeklinde beyanda bulunduğu ve dava dilekçesinde bildirdiği vakıalar yönünden tanık deliline dayandığı anlaşılmıştır. O halde, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğin dinlenilen tanık beyanları, taraflarca sunulan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, erkeğin tanık deliline dayanmadığı gerekçesi ile dinlenilen tanık beyanları değerlendirilmeden kusur belirlemesi yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Davalı-davacı erkek vekilinin "kadının davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2-Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davalı-davacı erkeğin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.