"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2913 E., 2023/212 K.
DAVA TARİHİ :11.04.2007
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/174 E., 2022/1061 K.
Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Levent'teki evini satarak ve elektrik mühendisi olarak çalışarak elde ettiği gelir ile çekilen krediyle, bedelinin tamamını müvekkilinin karşıladığı 272 ada 1 parsel 15 nolu bağımsız bölümün müvekkilinin yurtdışında olması nedeniyle davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin mali müşavir olduğunu, çeşitli kuruluşlarda üst düzey yönetici olarak çalıştığını, davacının uzun süre çalışmadığını, davalının yurtdışında çalışırken gönderdiği paraların ihtiyaçlara harcandığını, davacının aynı taşınmazla ilgili açtığı tapu iptali ve tescil davasının halen derdest olduğunu, taşınmazın müvekkilinin evlilik öncesi birikimi ve kazancı ile alındığını, davacının evlilik öncesi edindiği taşınmazın satışından elde edilen paranın müvekkilinin yatırım hesabında değerlendiğini, davacının yurtdışından gönderdiği paraların taşınmazın alınmasına yetmeyeceği ileri sürerek; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Dava, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup 16.03.2011 tarihli kararla Aile Mahkemelerinin faaliyete geçmesi nedeniyle dava dosyasının Aile Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
2.Büyükçekmece 2. Aile Mahkemesince 02.05.2011 tarihli karar ile, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, işbu karar 25.05.2011 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
3.Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesince de 18.10.2012 tarihli karar ile, davanın mal rejimin tasfiyesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, işbu karar onanarak 21.01.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
4.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının evlilik öncesi bankadaki birikimini evlilikten yaklaşık bir ay sonra çektiği, 34 HF 84 plakalı aracın 27.04.1993 tarihinde, kooperatif hissesinin ise 17.10.1995 tarihinde satıldığı, taşınmazın peşinatının 20.03.1994 tarihinde yatırıldığı, dolayısıyla araç ile bankadaki birikimin peşinat ödemesinde kullanılmadığının sabit olduğu; taraflar arasında görülen diğer dava dosyasında alınan 10.09.2002 tarihli bilirkişi raporunda davalı adına kayıtlı 34 HJF 84 plakalı aracın 20.04.1993 tarihinde 74.000.000,00 eTL'ye satıldığı, 27.10.1994 tarihinde 337.353.500,00 eTL bedelle 34 DMB 29 plakalı aracı satın aldığı, Aralık 1996 tarihinde bu araç da satılarak 1.900.000.000,00 eTL bedelle 43 YMY 97 444.300.000,00 eTL peşin geri kalanı aylık 122.812.678,00 eTL taksitli olarak ödendiğinin belirlendiği, davacının araçlarla ilgili olarak katkı payı alacağı talebi bulunmadığı, taraflar arasında görülen ve kesinleşen diğer dava dosyasında davacı ve davalının kooperatif hisselerinden gelen bedelin davalıya ait yatırım hesabına yatırıldığının tespit edildiği ve tarafların gelirleri dikkate alınarak katkı payı alacağının belirlenmesi gerektiğinden bahisle karar bozulduğu ancak, bozma sonrası alınan bilirkişi raporlarında tarafların gelirleri dikkate alınmadan sadece hesaba yatırılan miktar dikkate alınarak menkul kıymetler açısından değerlendirme yapılarak katkı oranı tespit edildiği, gerek davacının ve gerekse davalıya ait kooperatif hisselerinden gelen bedellerin menkul kıymetler hesabında değerlendirildiği ve bu mal varlığı ile ilgili kararın kesinleştiği, kooperatif satış bedellerinin işbu davada tasfiye konusu taşınmaz için değerlendirilmesi halinde satış bedellerinin iki kez değerlendirilmiş olacağı, bu nedenle kooperatif hisselerinden gelen tutarın hesaplamada dikkate alınmadığı ve ayrıca diğer itirazların ispatına yönelik olarak somut bir delil elde edilemediğinden itirazlara itibar edilmediği; tasfiye konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 260.000,00 TL olarak belirlendiği, 28.05.2021 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamanın usul ve kanuna uygun olduğu, diğer raporlardaki tespitlerin katkı payı hesabına uyan yöntemlerle hazırlanmadıkları, esas alınan kök rapora karşı itirazların 11.01.2022 tarihli ek rapor ile değerlendirildiği, ek raporda yapılan değerlendirilmelerin de dosya kapsamına uygun olduğu, ek rapordaki seçenekli hesaplamaya itibar edilemeyerek kök rapordaki tespit doğrultusunda karar verildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 195.780,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin hüküm kurmaya elverişli bulduğu 28.05.2021 tarihli kök raporda bilinçli olarak ve hiçbir gerekçe göstermeksizin müvekkilinin önemli gelir kalemlerini göz ardı ederek hesaplama yaptığını, doğru yöntem uygulanmasına rağmen müvekkilinin gerçek kazancı dikkate alınmaksızın yapılan hesaplama sonunda asla gerçeği yansıtmayan ve dolayısıyla adil olmayan bir sonuç ortaya çıktığını, müvekkilinin gelirlerine ilişkin sunulan belgelerde müvekkilinin çalışmaya başladığı 01.01.1995 tarihinden 31.12.1997 tarihine kadar geçen sürede yapılan ücret ve ikramiye ödemelerinin toplam 3.800.000.000,00 eTL olduğunu, bu cevap yazısı içeriğine davacı tarafın itiraz etmediğini, katkı payı alacağı hesaplanırken çalıştığı şirketin müvekkiline yaptığı ücret ve ikramiye ödemeleri yerine SGK hizmet dökümünün dikkate alındığını, oysa hizmet dökümünde yer alan rakamlar müvekkiline ödenen gerçek ücret olmayıp sigorta primine esas olan tavan rakamlar olduğunu (sigorta primi matrahı) ve müvekkilinin gerçek ücretini yansıtmadığını, yatırım hesabı ile ilgili olan ve dava dosyasına alınan ve hüküm kurmaya elverişli görülen 27.12.2007 tarihli bilirkişi raporunda müvekkiline ait yatırım hesabındaki paranın müvekkili tarafından aktarıldığının kanıtladığı tespit edildiğini, müvekkiline ait olan bu tutarın da katkı payı hesaplamasında dikkate alınmadığını, müvekkiline ait yatırım hesabındaki nakit ve hisse senetlerinin %18,1'inin davacıya ait olduğu yönünde hüküm kurulduğunu ve kesinleşen hükmün infaz edildiğini, davacının kooperatif üyelik hakkının devir bedeli davacı tarafından yatırım hesabı ile ilgili dava sonunda verilen hüküm uyarınca tahsil edilmiş olduğu için, aynı miktarın bir kez daha bu sefer katkı payı alacağının hesaplanmasında dikkate alınmamasının doğru olduğunu, davacı adına olan kooperatifeyapılan toplam 10.912,65 DM olan ve davacının Rusya'dan gönderdiği paradan çekilerek yapılan bu ödemelerin katkı payı alacağının hesaplanmasında davacının kazanç tutarından indirilmediğini, müvekkilinin gelirlerinin toplamından 1.778.400.000,00 eTL indirilerek katkı payı hesaplanmasının doğru olmadığını, müvekkilinin toplam gelir tutarından indirilen miktarda yatırım hesabında para olmadığını, dolayısıyla, bilirkişi kurulunun böyle bir indirimi niçin uyguladığının anlaşılamadığını, ayrıca müvekkilinin ayrı bir hesapta sahibi olduğu 48.000 adet Eczacıbaşı hissesi için aktarılan bedelin de tespit edilemediği açıklamasına yer verildiğini, bu hisse senetlerinin müvekkilinin ablasına ait olduğunu; katkı payı alacağının tahsiline yönelik davanın 11.04.2007 tarihinde açıldığını, katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, kararın ilk sayfasında ise dava tarihi 01.01.2007 olarak hatalı yazıldığını; Mahkemenin hüküm kurmaya elverişli bulduğu bilirkişi kök ve ek raporlarının hatalı olduğunu, davacının belirlenen tasarruf miktarının taşınmaz için yapılan toplam ödemeye oranlandığından davacının %75 oranında katkı yapmasının imkansız olduğunu, tarafların belirlenen tasarruf miktarlarının üzerinde taşınmazın edinilmesine ilişkin kısmın kimin tarafından karşılandığına dair bilirkişi kök ve ek raporlarında hiçbir açıklama olmadığını, davacının kazancının tamamını dikkate almasının, buna karşılık müvekkilinin kazanç kalemlerini çeşitli bahanelerle göz ardı ederek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kişisel mal niteliğindeki 272 ada 1 parsel 15 nolu bağımsız bölüm ile ilgili olarak açıklanan ilkeler doğrultusunda hakkaniyete uygun katkı payı oranı ve dava tarihi itibarıyla alacak miktarının belirlenmesinde bir usulsüzlük olmadığı, Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı yön görülmediği gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde yazılı aynı sebeplerle kararın hatalı olduğunu belirtilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, katkının ispatı, eksik araştırma noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.