"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/712 E., 2023/1359 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/472 E., 2021/945 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliği içinde kadını defalarca darp ettiğini, aldattığını, hor gördüğünü, kadının bir ay kadar önce hasta bir akrabasına bakmak için Erzincan'a gittiğini, kadının komşuları arayarak ortak evde başka bir kadının çamaşır astığını söylediklerini, kadının tekrar Antalya'ya döndüğünü, kapıda kaldığını, erkeği aradığında ise erkeğin "hemen geldiğin yere geri dön, gelirsem seni öldürür o eve gömerim, içeriye sakın girme ve kapının önünde bekleme” dediğini, kadının çilingir vasıtasıyla eve girdiğini, eve girdiğinde kadının eşyalarının yerinde olmadığını, başka bir kadının eşyalarının olduğunu gördüğünü, erkeğin yeğeni ile yaptığı telefon görüşmesinde evde Rus uyruklu bir bayan arkadaşının kaldığını söylediğini, erkeğin açıkça başka bir kadınla birlikte yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadın ortak evde iken evin önüne gelen erkeğin kadını tehdit ettiğini, polis çağrıldığını, erkek hakkında uzaklaştırma kararı alındığını, erkeğin evlilik birliği süresince ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli olarak hakaret ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00TL maddî ve 70.000,00TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde ise bedelinin erkekten tahsiline, mal rejimi tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının evlilik birliği içinde erkeğe agresif davrandığını, kötü söylemlerde bulunduğunu, saldırgan, inatçı, sorumsuz tavır içine girdiğini, en ufak tartışmayı kolluğa yansıttığını, erkeği haksız yere komşulara şikayet ederek komşuların tavır almasına neden olduğunu, aldatma iddiasının doğru olmadığını, belirtilen yabancı uyruklu kadının erkeğin yakın bir arkadaşının karısının memleketinden misafiri olduğunu, erkek ve arkadaşlarının topluca belirtilen misafir kadına Antalya'yı gezdirdiklerini, erkeğin iyi niyetli davranarak bu durumu yeğeni vasıtasıyla kadına bildirdiğini, kadının eve çilingir yardımıyla girdiğinde erkeğin arkadaşları ve misafirleri ile birlikte denize yüzmeye gittiklerini, üst kilit anahtarı olmayan kadının eve giremediğini, kadının memleketine hasta bakmak için değil tarafların ayrılık aşamasında olması nedeniyle gittiğini, kadının eşyalarının kadının ablası tarafından istenmesi ile valize konulduğunu, kadının evlilik birliği içinde erkeği sürekli tehdit ettiğini, kendisine hiç özen göstermediğini, aynı yatakta yatmadığını, sürekli erkeği istemediğini belirttiğini, doğru düzgün yemek pişirmediğini, erkeği darp ettiğini, üstünü başını yırttığını, 2010 yılında darp raporu alındığını, sebepsiz yere eşyalara zarar verdiğini, erkeğin cüzdanından izinsiz olarak para aldığını, en son tartışmada erkeğin kadını memleketinden alıp getirdikten sonra kadının yine aynı şekilde davrandığını, kadının akrabalarının erkeğe hakaret ettiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadın Erzurum'a gittiğinde eve başka kadın aldığı, bu kadınla evde birlikte kaldıkları, döndüğünde davacı kadını eve almadığı anlaşılmış olup erkeğin başka bir kadınla birlikte kaldığına ilişkin tanık anlatımları dikkate alındığında erkeğin eyleminin zina niteliğinde olduğu, kadının zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü gerektiği, erkeğin tanıklarının kadının sevmediğini dile getirme ve fiziksel şiddetine ilişkin beyanlarından sonra evliliğin 2 yıl daha devam etmesi ve erkeğin memleketine giden kadını eve tekrar getirmesi nedeniyle kadına kusur olarak yüklenmediği, bu nedenle erkeğin karşı davasının reddi gerektiği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00TL maddî ve 15.000,00TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyası alacağı ve mal rejimi taleplerinin ara karar ile tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada zina olgusuna dair delil bulunmadığını, zinanın gerekçesinin kararda açık ve somut olmadığını, hangi tanığın ifadesinin hükme esas alındığının belli olmadığını, erkeğin başka bir kadın ile beraber kaldıklarını gören kimsenin bulunmadığını, zinaya dayalı davanın kabulü için tam ispat gerektiğini, kadın tarafından sunulan fotoğrafların delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, erkeğin kadını affetmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, boşanma davasının açılmasından hemen önce de kadının kusurlu davranışlarının mevcut olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması gerektiğini, birikmiş tedbir nafakasının ödenebilmesi için erkeğin bankadan kredi çekmek zorunda kaldığını belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatalar, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun erkekten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, asıl davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, zinanın ispatlanıp ispatlanmadığı, erkeğin karşı davasının ve tazminat taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.