"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/511 E., 2023/1364 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Serik Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/4 E., 2021/210 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evliliğin ikinci günü kadının annesi ve kardeşinden kadının psikolojik sorunlarının olduğunu ilk kez öğrendiğini, bunun üzerine eşini hastaneye götürdüğünü ve orada sakinleştirici bir ilaç verildiğini ve evine gönderildiğini, ertesi gün ilacın etkisi geçince olumsuzlukların devam ettiğini, kadının ailesini tekrar aradığını ve ilaçlar kullandığını öğrendiğini, kadının hastaneye yatırıldığını, halen hastanede yatmaya devam ettiğini, rapora göre kadında bipolar duygulanım bozukluğu olduğunu öğrendiğini, bu psikolojik rahatsızlık dışında başka hastalıkları olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, davalının evlilik aktinden önce bulunan ve halen devam eden bu rahatsızlığın davalının fiil ehliyetini ortadan kaldıran bir hastalık olduğunu, arada bulunan kişilerin yönlendirmesi ile görücü usulü yapılan bu evlilikte müvekkilinin hataya düşürüldüğünü belirterek tarafların evliliğinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- karşı davalı erkek vekili 05.12.2018 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davayı ıslah ettiğini, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, tarafların nişanlılık döneminde birlikte oturduklarını, bu süre içinde müvekkilinde iddia ettikleri gibi evliliğe engel bir hastalığın olup olmadığını fark etmemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin, evlendikleri günün gecesi kendini hazır hissetmediğini söyleyerek beraber olmak istemediğini, ancak erkeğin zorlaması sonucu o gece zoraki cinsel birliktelik olduğunu, müvekkilinin evliliğin ilk gününde tekrarlanan psikolojik bozukluğunun sebebinin, erkeğin cinsel ilişkiye zorlamasından kaynaklandığını, erkeğin bu zorlamasından dolayı müvekkilinin, psikolojik bunalıma girdiğini ve hastaneye kaldırıldığını, bir gün bile sürmeyen evlilik birlikteliğinde şiddetli geçimsizlik sebeplerinin bulunduğunu ileri sürmenin iyiniyetli bir yaklaşım olmadığını belirterek davanın reddini, aksi takdirde aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl enflasyon oranında artış uygulanmasına, yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, 60 gram ziynet alacağının aynen, olmadığı taktirde şimdilik 5.000,00 TL'nin kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davalı kadın vekili ıslah dilekçesine karşı sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ilk cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, erkeğin, müvekkilinin akıl hastası olduğunu ve evlilik birliğinin kurulduğu sırada fiil ehliyetinin olmadığını iddia ederek evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptal edilmesini talep ettiğini, fakat erkeğin tüm bu iddialarının gerçek dışı olduğunun Adli Tıp raporu ile sabit olduğunu, erkeğin asılsız iddialarının ve iftiralarının, evliliği iptal ettirme isteğinin kadının evliliğine olan güvenini kaybetmesine sebep olduğunu, akıl hastası olduğunu ileri sürerek birçok muayeneden geçmesine, itibarının sarsılmasına, çevreye karşı güvenilirliğinin azalmasına ve sıkıntılar çekmesine sebep olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl enflasyon oranında artış uygulanmasına, yasal faiziyle birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "...Davalı karşı davacının "depresif epizod" denilen psikolojik rahatsızlığının bulunduğu, bu rahatsızlığının fiil ehliyetini etkilemediği, davalı karşı davacının evlendiği gece rahatsızlığından dolayı atak geçirip hastaneye kaldırılması sebebiyle davacı karşı davalı tarafından istenilmemesi, tanık ...'ın beyanıyla sabit olduğu üzere evine alınmaması ve baba evine dönmek durumunda kalması duygusal şiddet oluşturmakla boşanma sebebi kabul edilmiştir. Davalı karşı davacıya yüklenebilecek herhangi bir kusur olmadığından kusursuz, davacı karşı davalı erkeğin eşinin rahatsızlığı sebebiyle yanında olmayıp, tedavisinden sonra eve gelmesini istememesi sebebiyle tam kusurlu olduğu..." gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 250,00 tedbir ve boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 7.500,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı talebinin kabulü ile, 22 ayar 60 Gram altının aynen, aynen ifasının mümkün olmaması halinde 5.100,00 TL bedelin 17.06.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ve evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına takdir
edilen maddî ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüne, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadın cevap dilekçesinde tedbir nafakası talep etmiş olmakla ilk dava tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken 05.12.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının tedbir nafakasının başlangıç tarihine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, aylık 250,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 10.02.2014 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla erkekten alınarak kadına verilmesine, yoksulluk nafakası miktarı az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, nafaka alacaklısının yaşı nazara alınarak kadın lehine 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadının asıl davaya karşı sunduğu 16.06.2014 tarihli dilekçesinin cevap dilekçesi niteliğinde olduğu, o tarihte açılmış bir karşı davası olmadığı, ziynet talebi boşanmanın veya evliliğin iptali davasının eki niteliğinde olmadığından ayrıca harca tabi olduğu, kadın tarafından ziynetlere ilişkin olarak başvurma harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir dava ya da karşı dava bulunmadığı, cevap dilekçesi mahiyetindeki talebe ilişkin nispi harç sonradan yatırılmış olsa dahi, bu talebi karşı dava haline getirmeyeceği, kadının daha sonra açtığı 27.03.2019 tarihli karşı davasında da ziynet talebi olmadığı, ziynet bedeli yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından, "Karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin ziynet alacağına ilşkin istinaf itirazının kabulüne, kadın tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir ziynet alacağı davası bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti, ziynet alacağı davası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar, vekâlet ücreti ve ziynet alacağı talebi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.