"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/587 E., 2022/719 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; haksız açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2017 tarihli ve 2016/639 Esas, 2017/566 Karar sayılı kararıyla; tarafların birbirlerine karşı hakaret ettikleri, birbirlerine ve ortak çocuklarına şiddet uyguladıkları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasına ve kadının gelirinin asgari ücretin altında kaldığı ve onu yoksulluktan kurtarmadığı gerekçesiyle aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının gelirinin yoksulluk sınırı altında olduğu gerekçesiyle erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine, eşit kusurlu olduklarından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarı, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakası taleplerinin reddi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, kişisel ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.05.2018 tarihli ve 2017/2050 Esas, 2018/863 Karar sayılı kararıyla; kadının ekonomik durumuna ilişkin yeterli araştırma yapılmadan, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden eksik incelemeyle işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının usulden kabulü ile esası incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, eksiklikler tamamlanıp karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 05.02.2020 tarihli ve 2018/427 Esas, 2020/29 Karar sayılı kararıyla; tarafların birbirlerine karşı hakaret ettikleri, birbirlerine ve ortak çocuklarına şiddet uyguladıkları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, dosyadaki belgelerden kadının yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine, eşit kusurlu olduklarından tarafların maddî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakası taleplerinin reddi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası, kişisel ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli ve 2020/1604 Esas, 2020/2158 Karar sayılı kararıyla; iştirak nafakasına ilişkin kurulan hükmün gerekçesinin olmadığı, tarafların manevî tazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının usulden kabulü ile esası incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtilen işlemler yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Üçüncü Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2021 tarihli ve 2021/35 Esas, 2021/181 Karar sayılı kararıyla; tarafların birbirlerine karşı hakaret ettikleri, birbirlerine ve ortak çocuklarına şiddet uyguladıkları, karşılıklı birbirlerine şişe fırlattıkları, ortak çocuk ...’a da şiddet uyguladıkları, erkeğin kadına beceriksizsin, sen ne bilirsin şeklinde sözler söylediği, ortak çocuk ...’e vurduğu, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, kadının kızkardeşine hakaret ettiği ve oğlum büyüyünce onun oğlunu öldürteceğim, dediği, eşini Adana' ya uzak bir mesafede yolda bırakarak Adana ya döndüğü, kadının erkeğe karşı sen erkek misin, adam olmazsın, sebatsız, salak, gerizekalı, dediği, ortak çocuk ...'e karşı üstünde oturup, nefessiz bırakmak suretiyle şiddet uyguladığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların belirlenen sosyo ekonomik durumu, paranın alım gücü ve hakkaniyet ölçüsünde kadının kendisini yoksulluktan kurtaracak kadar mal varlığına sahip olduğu, bir çok mal varlığını elden çıkardığı ve banka kayıtları incelendiğinde yüksek meblağ harcamalar yaptığı anlaşıldığından yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların belirlenen sosyo ekonomik durumu, paranın alım gücü ve hakkaniyet gereği erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine, eşit kusurlu olduklarından tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2021 tarihli ve 2021/1679 Esas, 2021/2471 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğunu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve iştirak nafakası yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 22.06.2022 tarihli kararıyla; Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına göre ağır kusurlu olduğu gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulünün doğru olmadığına, hükmün bu yönden bozulmasına, erkeğin ağır kusurlu olduğu ve gerçekleşen kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu, kadın lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerektiği, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddinin doğru görülmediği gerekçesiyle, bozulmasına karar verilen yönlerden Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına göre ağır kusurlu olduğu, kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelendiği, boşanmaya sebebiyet veren olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle tarafların ekonomik durumlarına, paranın satın alma gücüne, hakkaniyet kurallarına göre kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurları, maddî durumu dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, erkek lehine tazminat verilmesi gerektiğini, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı- karşı davacı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin temyiz itirazların incelenmesine gelince;
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere reddine,
2.Temyiz olunan kararın kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden davacı- karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.