"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/554 E., 2023/818 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/151 E., 2021/906 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, kadının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müsrif olduğunu, hakaret ettiğini. birlik görevlerinin yerine getirmediğini bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)162 nci maddesi olmadığı takdirde 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili lehine 25.000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkilline karşı sevgisiz ve saygısız davranışlar sergilediğini hakaret ettiğini, müvekkilini dışladığını, şiddet uyguladığını bu nedenlerle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına davacı tarafın manevî tazminat talebinin reddine, tarafı lehine aylık 1.000,00 TL tedbir -yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının müsrif olduğu evde kullanılabilir eşyalar olduğu halde yenilerini istediği, dolabın dolu olmasına rağmen erzak almaya devam ettiği, davacının davalının ihtiyaçlarını karşılamak için arabasını sattığı, erkeğin, kadına "Çamaşırımı yıkıyorsun, yemeğimi yapıyorsun, başka bir boka yaramıyorsun, ancak benim hizmetçiliğimi yapıyorsun" diye beyanında bulunduğu tanığın davacının davalıyı tehdit ettiğini davalıya sen ancak yemek yap dediği,hizmetçi dediği kadını aşağıladığı, kadına hakaret ve küfürler ettiği davalının kızı ve damadının iki yıl önce görüntülü görüşme sırasında kadının yüzündeki morlukları, yaraları gördükleri, talimatta alınan beyan tarihinden iki yıl geriye gidildiğinde tanıkların görgüsünün 2019 yılına denk geldiği tarafların 2019 yılında ayrı yaşamaya başladıkları kocanın kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, her ne kadar adamın tanığı ... morlukların kadın tarafından kendi kendine vurmak suretiyle olduğunu beyan etse de tanığın anlattığı olay örgüsünde, kadının kendisinde morluk, yaratabilecek şekilde kendine vurmasının ve yine bir kimsenin kendisinde morluk, yara yaratabilecek şekilde kendine vurmasının ve tanık ...'ın bu husustaki beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğu davalı erkeğin boşanmada ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacının manevî tazminat talebinin reddine, davalı lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat takdirine, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren davalı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın kadın olduğunu, bu anlamda müvekkilinin manevî tazminat talebinin kabulüne, davalı tarafın tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına, aksi halde takdir edilen tazminat ve nafaka miktarının azaltılması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının tam kusurlu olduğunu, buna rağmen müvekkiline kusur isnad edilmesi doğru olmadığı gibi takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının da yetersiz olduğu yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın kadın olduğunu, bu anlamda müvekkilinin manevî tazminat talebinin kabulüne, davalı tarafın tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının tam kusurlu olduğunu, buna rağmen müvekkiline kusur isnad edilmesi doğru olmadığı gibi takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının da yetersiz olduğu yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davanın kabulü, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuklarının olmaması,evlilikte geçen süre ve yaşları da dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası az olup ayrıca kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "Toptan ödeme" yönünde karar verilip verilemeyeceği hususu gerekçede tartışılıp değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,
3.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.