"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1011 E., 2022/1631 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/398 E., 2021/384 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 15 yıl boyunca kayınvalideyle birlikte yaşadıklarını, baskı altında müvekkilinin ezildiğini, müvekkilinin ailesinin, müvekkilinin arkasında durmadığını görünce erkeğin baskılarını iyice artırdığını, hizmetçi gibi muamele yaptığını, müvekkiline sırf eziyet olsun diye ayaklarını yıkattığını, çalışmasına izin vermediğini, müvekkili üç defa hemoroid ameliyatı olmasına rağmen hiç yanında olmadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, eve günlük 5,00 TL gibi bir para bıraktığını, babalık görevlerini yerine getirmediğini, arabayı sattıktan sonra parayı ne yaptığını söylemediğini, büyük çocuğun okumasına izin vermediğini, küçük çocuğun sağlık sorunlarıyla ilgilenmediğini, müvekkilinin evlilik birliği süresince cinsel şiddete maruz kaldığını, başkalarının adını sayıkladığını, dört yıldır karı koca ilişkilerinin olmadığını, evin içinde ayrı hayat sürdürdüklerini, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, kadın için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile çocuk için aylık 1.300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin piç, seninle zorla evlendim, cahilsin, ilkokul mezunu, dünyadan bir habersin piç, seninle zorla evlendim, cahilsin, ilkokul mezunu, dünyadan bir habersin şeklinde kadının hakaretlerine ve aşağılanmalarına maruz kaldığını, kadının maddî, manevî olarak müşterek haneye, çocuklarına ve müvekkiline karşı hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini, tek başına yaşıyormuş gibi hareket ettiğini, canı istediğinde evden gittiğini, başkalarının yanında küçük düşürdüğünü, erkeğin akrabalarının düğün gibi özel günlerine gitmediğini, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin tanıklarının kusur olarak kadına yüklenebilecek bir olay anlatmadıklarını, erkeğin ise ekonomik olarak eve çok az para verdiği, elektrik su saatlerini kapatarak, ortak çocuk Sait'in ilk başlarda okumasını engellediği, çocuğuna hakaret ettiği, kızı ...'ın ihtiyaçlarını yalvartarak karşıladığı, kadına hakaret ettiği, ailesine değer vermediği, kadına ve çocuklarına karşı bakım, sevgi yükümlülüğünü, fiili birliktelik ve fiili ayrılık dönemlerinde ihlal ettiği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk Ayşe Ebrar'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ortak çocuk için aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk, tedbir, iştirak nafakaları, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, bu nedenlerle nafaka ve tazminatlar yönünden talepleri gibi karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm kusurun erkeğe yükletilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, tazminat ve nafaka miktarlarının fahiş olduğunu, tazminata ilişkin taleplerin yeniden değerlendirilmesini, nafaka miktarının müvekkilin iş durumu ve maddî geliri gözetilerek ödenebilecek hale getirilmesini, reddedilen davasının kabulüne karar verilmesini, velâyetin müvekkile bırakılmasını, kadının davasının reddini ve her halde kusur oranının yeniden değerlendirilmesi gerekçeleri ile kusur belirlemesi, velâyet, maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile birleşen davanın reddi kararı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince verilen boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, birleşen davanın reddi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocuğun idrak çağında olduğu, anne yanında kaldığı, sosyal inceleme raporunun alındığı, çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin yararına olacağının belirtildiği, çocuğun anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediğinden, Mahkemenin velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik kararının, kadın için yoksuluk nafakası ile ortak çocuk için nafaka takdirinin doğru olduğu ancak kadın sunduğu dava dilekçesi, cevaba cevap ve ön inceleme aşamasından önce Mahkemeye sunduğu dilekçelerinde maddî, manevî tazminat talebinde bulunmadığı, ön inceleme duruşmasında, erkek ve vekilinin hazır olduğu sırada maddî ve manevî tazminat talep ettiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebine yönelik açık muvafakatinin olmadığı, kadın tarafından usulünce yapılmış bir ıslah işleminin de olmadığı anlaşıldığından, kadının, yasal süreden sonra yapmış olduğu maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, taleplerinin kabulü maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun tazminatlar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat talepleriyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, usulünce talep edilen tazminat talepleri hakkında verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, ön inceleme duruşmasında açıkça tazminat talebinde bulunulduğunu, erkeğin de buna muvafakat ettiğini, muvafakat etmediğine yönelik dosyada ispata elverişli dosya kapsamında hiçbir bilgi belge bulunmadığını, tazminatların miktarının, yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının oldukça yetersiz olduğunu beyanla; tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarları ve kadının tazminat talepleri hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hükmedilen nafakaların miktarları ile kadının tazminat talepleri hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararının usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesi, 140 ıncı maddesi, 141 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama neticesinde, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı belirtilerek, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, erkeğin birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, kadın sunduğu dava dilekçesi, cevaba cevap ve ön inceleme aşamasından önce Mahkemeye sunduğu dilekçelerinde maddî, manevî tazminat talebinde bulunmadığı, ön inceleme duruşmasında, erkek ve vekilinin hazır olduğu sırada maddî ve manevî tazminat talep ettiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebine yönelik açık muvafakatinin olmadığı, kadın tarafından usulünce yapılmış bir ıslah işleminin de olmadığı anlaşıldığından, kadının, yasal süreden sonra yapmış olduğu maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, taleplerinin kabulü maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kadının tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş, karar ... kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İncelemenin kapsamı” başlıklı 355 inci maddesi, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme altına alınmıştır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf sebeplerinin “kamu düzenine aykırılık” ve “taraflarca ileri sürülen” nedenler olmak üzere iki ayrımda incelenmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırılık mutlak istinaf sebebidir ve Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle kamu düzenine aykırı bir sebebin istinaf dilekçesinde ileri sürülüp sürülmemesinin de bir önemi bulunmamaktadır. Ne var ki kamu düzenine aykırı olmayan istinaf sebeplerinin istinaf dilekçesinde mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırı olmayan bir istinaf sebebi istinaf dilekçesinde gösterilmemiş ise Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden dikkate alınamaz. Çünkü istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Somut davada, Bölge Adliye Mahkemesince kadının, yasal süreden sonra yapmış olduğu maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde açıkça belirtildiği üzere bölge adliye mahkemesince yapılacak istinaf incelemesi “istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.”
... kadın ve vekili her ne kadar süreden sonra ön inceleme aşamasında, maddî ve manevî tazminat talep etmiş ise de İlk Derece Mahkemesince tarafların ve vekillerinin hazır olduğu ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti yapılmış, bu tespit "boşanma davasında, taraflar arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise bunda hangi tarafın ne derecede kusurlu olduğu, boşanmaya karar verilmesinin gerekip gerekmediği ve feri talepler olarak velâyete tabi müşterek çocukların velâyetlerinin hangi tarafa verileceği, talep edilen nafaka ve tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise bunların miktarlarının ne olacağı hususlarında toplandığı anlaşıldı" şeklinde yapılmış, yapılan tespite davalı- davacı tarafça itiraz edilmediği gibi bu tespit taraflar ve vekillerince imzalanarak tasdik edilmiştir. Bu haliyle ... tarafça talep edilen tazminatların sürede yapıldığının kabulü gerekir. Öte yandan davalı-davacı taraf bu durumu istinaf sebebi olarak da ileri sürmemiştir. Bu itibarla 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde öngörüldüğü üzere, “süreden sonra tazminat talebinde bulunulması durumunda” kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığına göre Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekirken ve davalı-davacı tarafça da istinaf sebebi olarak ileri sürülmediği halde sürede talep edilmediği belirtilerek ... tarafın tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş ve istinaf sebepleriyle bağlı olarak İlk Derece Mahkemesince kadın lehine hükmedilen tazminatlara hak kazanma ve miktarları yönünden istinaf incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca karar verilmesi yönünde hükmün bozulmasına karar verilmek gerekmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ... kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Ayşe Selma yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının miktarı ve kadının tazminat talepleri yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.